Avrupa basınından özetler

La Republique Des Pyrenees adlı Fransız gazetesi, Birleşmiş Milletler'in Suriye için ne yapabileceğini soruyor:

“Önümüzdeki haftaların Suriye’nin geleceği açısından belirleyici olacağı anlaşılıyor. Bir aylığına Güvenlik Konseyi başkanlığını devralan Fransa’ya önemli görev düşecek. Paris yönetimi önümüzdeki günlerde Güvenlik Konseyi’ni toplayacak. Şimdiye kadar karar önerileri Rusya ve Çin engeline takıldığı için oturum bu kez bakanlar düzeyinde yapılacak. Bakanlar arasındaki buluşma Beşar Esad’ın iktidardan uzaklaştırılması için Rusya ve Çin ile uzlaşma sağlanmasını belki kolaylaştırabilir.”

Luxemburger Wort gazetesi, dipsiz kuyuya döndüğünü vurguladığı Euro’nun kurtarılması için geliştirilen formüllerin zayıf noktalarına değiniyor:

“Ağustos ayında Avrupa borç krizinden çıkış için yeni çözümler geliştirilmesi muhtemel. Almanya ile Lüksemburg arasındaki ateşin nasıl düşürülebileceğine dair söz düellosu, tartışmalara hissiyatın karıştığını gösteriyor. Ancak milli duyarlılıkların yanında ideolojik itikatlar da rol oynuyor. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi’nin Euro’yu korumak için bütün imkânlarını seferber edeceğini duyurmasından sonra Euro Grubu Başkanı Jean-Claude Juncker de merkez bankasının kesenin ağzını açmasını talep etti. Tedavide hangi ilacın kullanılacağını doğru teşhis belirler. Krizden yalnız spekülatörler sorumluysa, o zaman devlet tahvilleri alımına sınır konmaması doğru olur. Ama arıza Euro Bölgesi’ndeki temelden dengesizliklerden kaynaklanıyorsa, önerilen formül görünüşteki bir çözümden başka bir şey olamaz. Tartışmanın özünü, ‘Gaz mı verelim, fren mi yapalım?’ sorusu oluşturuyor. Avrupa Merkez Bankası’nın sınır koymadan hazine bonolarını satın alması, krizi aktif eylemlerle aşma denemesi olur. Ortak borç kefaletinin ön şartı, para birliğindeki harcamaların ortaklaşa denetlenebilmesidir. Aksi takdirde Euro dipsiz kuyuya döner.”

Avusturya gazetesi Die Presse Avrupa malî krizine ayırdığı yorumunda merkez bankasının tahvil piyasasına sokulmak istenmesini "meşru hukuk ihlali" olarak tanımlıyor:

“Almanya para politikasındaki barajların yıkılmasına şimdilik direniyor. Avrupa’nın borçlu ülkelerine sınırsız ucuz paraya kavuşma imkânı tanınmasını şimdilik sadece Fransa ve İtalya istiyor. Ama onlar gibi düşünenler yakında artacak ve Almanya, Avrupa ortak para biriminin batmasından sorumlu tutulmamak için sonunda yenilgiyi kabul edecek. Bu durumda piyasalara Euro’nun ne pahasına olursa olsun savunulacağı mesajı verilmiş olacak. Ama bu savunmanın bedeli ağır olacak. Çünkü para basmakla hiçbir yapısal sorun çözülmez, aksine binlerce yeni sorun doğar. Para değerinin hızla aşınması gibi.”

Liberal Danimarka gazetesi Politiken Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı Mitt Romney’in Avrupa turunu ele aldığı yorumunda Amerikalı politikacıya kötü not veriyor:

“Mitt Romney, Filistinlilerin kültürel değerinin işgalcilerinkinden daha az olduğuna gerçekten inanıyor olabilir mi? İsrail’deki sağcı politikacıların ağzına bir parmak bal çalmak o ülkenin insanlarına yarar sağlamaz. Dünyanın en önemli sorunlarından birine bu kadar az anlayış göstermek aslında Beyaz Saray’a giden yolu tıkamaya yetmeliydi. Şimdi ABD’de Romney’in bir süper gücü yönetme ehliyetine sahip olup olmadığı tartışılıyor. Kırdığı bütün potları seçim kampanyası zırvası olarak unutmak mümkün. Ama seçmenin Romney’i uzmanlık bilgisine göre değerlendirmekten başka imkânı yok ki. Cumhuriyetçi aday Kudüs sınavından kırık not aldı.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: A. Günaltay

Editör: Ercan Coşkun