Şeffaflık Örgütü'nden yolsuzluk uyarısı
13 Ocak 2005
Uluslararası Şeffaflık Örgütü, kendisini dünya çapında yolsuzluklara karşı mücadele veren, siyasi açıdan bağımsız ve kamu yararı için faaliyet gösteren bir kuruluş olarak tanımlıyor. 1993 yılında Londra ve Berlin’de Peter Eigen tarafından kurulan örgüt, özellikle gelişmekte olan ülkelerde faaliyet gösteriyor.
Peter Eigen, kalkınma yardımları çerçevesinde yapılan yolsuzluk ve kötü yönetimin, kalkınma politikalarının genel bir sorunu olduğunu, ancak tsunami felaketini yaşayan ülkelerdeki durumun özel bir uyarıyı gerekli kıldığını vurguluyarak şöyle konuştu:
“Buradaki risk çok daha yüksek. Öncelikle felaketten etkilenen ülkelerin bazıları, özellikle de Endonezya yolsuzluk endeksimizde üst sıralarda bulunuyor, yani 146 ülke arasında 133’üncü sırada. İkincisi, yeniden imarda önemli rol oynacak olan inşaat sektöründe yolsuzluk çok yaygın. Ve üçüncüsü, birdenbire çok büyük paraların aktığı durumlarda, maalesef paranın yanlış kullanımına da davetiye çıkarılmış oluyor. Özellikle de afetzedelere yardım gibi acil bir durumun yaşandığı ve büyük esnekliğe ihtiyaç olan durumlarda…“
Sivil toplum kuruluşlarının önemi
Peter Eigen, paranın kötüye kullanılması riskinin yardım sağlayan ülkelerin ve söz konusu ülkelerdeki halkın bilinçli olması durumunda azaltılabileceğine inanıyor. Eigen bu bağlamda sivil toplum kuruluşlarının, Cenevre’de yapılan uluslararası yardım konferansının dışında bırakılmasını eleştiriyor.
Ancak kalkınma yardımları alanında çalışan uzmanlar, artık sadece para havale edip paranın nereye gittiğini sormama döneminin bittiğine işaret ediyor. Artık yeniden imar ve kalkınma yardımı çerçevesinde para, projeler için veriliyor ve kötü yönetim riski azaltılmış oluyor. Kalkınma yardımı uzmanları ayrıca sivil toplum kuruluşlarının da yardımıyla kontrol ve gözlem sisteminin iyileştirildiğini belirtiyor.
Peter Eigen, profesyonel kalkınma kuruluşlarının bu konuda tecrübe kazandıklarını, ancak paranın nerede kullanılacağı konusunda hem yardımı yapan hem de alan ülkelerin ticari, siyasi ve askeri çıkarlarının da önemli rol oynadığını vurguluyor.