1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

'Çok kritik bir ziyaret'

21 Ocak 2014

Başbakan Erdoğan, 5 yıl aradan sonra ilk kez resmi temaslarda bulunmak üzere Brüksel’de. İstanbul Politikalar Merkezi kıdemli uzmanlarından Doç. Dr. Cengiz Aktar ziyareti DW’ye değerlendirdi.

https://p.dw.com/p/1Au9G
Fotoğraf: Reuters

[No title]

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a Brüksel ziyaretinde Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve AB Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu da eşlik ediyor. Erdoğan, Brüksel'deki temasları sırasında AB kurumlarının en üst düzey yöneticileriyle biraraya gelecek. AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy, AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ve Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Martin Schulz'la hem ayrı ayrı görüşmeler hem de çalışma yemeği formatında dörtlü zirve öngörülüyor. Görüşmelerin Gezi protestoları ve 17 Aralık'ta kamuoyuna yansıyan yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının gölgesinde geçmesi bekleniyor. AB uzmanı Doç. Dr Cengiz Aktar DW'nin konuyla ilgili sorularını yanıtladı:

Cengiz Aktar
Cengiz AktarFotoğraf: privat

DW: Başbakan Erdoğan beş yıl aradan sonra ilk kez Brüksel'i ziyaret ediyor. Bu ziyareti nasıl yorumlamak gerekiyor sizce?

Cengiz Aktar: Bu ziyareti gerçekleştirmek için Türkiye'nin Brüksel'deki temsilcileri çok çalıştı, fakat herhalde kimse böyle bir ziyaret beklemiyordu. Çok kritik bir ziyaret gerçekleştirecek Başbakan. Aslında bu ziyaret geçen yılın son döneminde tekrar ısınmaya başlayan AB ilişkilerini taçlandıracak bir ziyaret olarak düşünülmüştü fakat tam aksi yönde ilerliyor bu ilişkiler şimdi, özellikle Gezi hadiselerinden ve 17 Aralık'taki yolsuzluk soruşturmasından bu yana. Dolayısıyla çok zor geçecek, öyle gözüküyor. Bunun ilk işaretlerini Başbakan Erdoğan, geçen hafta içerisinde yıllık mutat büyükelçiler toplantısındaki konuşmasında verdi maalesef ve Avrupa Birliği'ne çok sert çıktı. Pek çok gözlemci bu sertliğin Brüksel'de görüşmelere yansıyacağını ve Başbakan'ın bunu tekrar edeceğini düşünüyor.

DW: Son dönemlerde özellikle Gezi protestoları ve 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasından sonra sert eleştiriler gelmeye başlamıştı Türk hükümetine. Bu ziyarete nasıl yansıyacak, sizce Türkiye'nin iç politik sorunları görüşmelerde ağırlıkta mı olacak?

Cengiz Aktar: Türkiye'nin AB ile olan ilişkilerinde iç politika-dış politika diye bir ayrım yok, olmamalı zaten. Çünkü Türkiye bir birliğe girmek üzere çalışıyor, müzakere ediyor. Şu sıralar hükümetin yargının bağımsızlığına yönelik icraatları ve tasarrufları, AB'yi birebir ilgilendiriyor. Zira Türkiye yeterince güçlü bir hukuk devleti olmaktan çıkıyor bu icraatlar ve tasarruflar sonrasında. Dolayısıyla kendisine de bunlar hatırlatılacak. Kaldı ki AB temsilcileri haftalardır bunu tekrar ediyorlar ve hatta son birkaç beyanda artık ilişkilerin dondurulma ihtimalinden de söz etmeye başladılar.

DW: Ziyaretin son dönemdeki restleşmelerle zor bir dönemece giren AB-Türkiye ilişkilerine olumlu etki edeceğini ve ivme kazandıracağını düşünüyor musunuz?

Cengiz Aktar: Başbakan 180 derecelik bir geri dönüş yapmaya hazırsa ki hiç zannetmiyorum, geçen yılın ikinci yarısından itibaren başlayan dönem sürer. Ama inşallah bütün gözlemciler gibi ben de yanılıyorumdur. Ama bugüne kadar gelen mesajlar hükümet tarafından maalesef o doğrultuda değil.

© Deutsche Welle Türkçe

Söyleşi: Başak Özay

Editör: Beklan Kulaksızoğlu