1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Çin'in dünya ekonomisinde yıldızı parlıyor

28 Kasım 2003

Son dönemlerde dünya ekonomisine ağırlığını koyan Çin aynı zamanda Almanya’nın da en önemli ticari ortakları arasında yer alıyor. Çin pazarına büyük önem veren Başbakan Gerhard Schröder beşinci kez ziyaret etmek üzere beraberindeki kalabalık işadamları heyetiyle pazar günü yeniden Çin Halk Cumhuriyeti’ne gidiyor.

https://p.dw.com/p/Abi1
Birçok Avrupa ülkesi Çin pazarında yerini almak istiyor
Birçok Avrupa ülkesi Çin pazarında yerini almak istiyorFotoğraf: AP

Almanya’nın bu dev ülkeye yaptığı ihracat 2003 yılının ilk yarısında yüzde 50 oranında arttı ve Çin Japonya’yı geride bırakarak Almanya’nın ihracat sıralamasındaki birinci Asya ülkesi konumuna geldi. Çin Halk Cumhuriyeti’nde en çok yatırım yapan Avrupa ülkesi de Almanya.

Almanya Başbakanı Pekin’de yeni Çin yönetimiyle tanıştıktan sonra, Alman teknolojisinin iftihar sembolü haline gelen manyetik transrapid treninin sefer yaptığı Şangay’a uğramayıp, Guangzu’daki otomobil fuarını ve Tibet sınırındaki güneybatı Sincan eyaletinin merkezi Çengdu’yu ziyaret edecek. Çin’in kıyı şeridine göre son derece fakir olan bu bölgeyi kalkındırmak için Pekin yönetimi milyarlarca dolarlık altyapı projeleri başlatmıştı. Çengdu, Çin’in batıya açılan kapısı olmak azminde. Alman şirketleri de Çin pazarını buradan fethetmek için yatırımları arttırıyorlar. Onyıllar önce Çin’in en büyük otomotiv tesislerini kuran Alman şirketleri satın alma gücü artan bu ülkkede lüks modellerini de imal etmek için yepyeni fabrikaların temelini atıyorlar.

Ekonomik tablo toz pembe görünmüyor

Alman şirketleri Çin’deki ticari engellerden yakınıyor ve temasları sırasında Başbakan’ın konuyu mutlaka gündeme getirmesini istiyorlar. Alman şirket temsilcileri iki yıl önce Dünya Ticaret Teşkilatı'na üye olan Çin'in ticaret anlaşmalarına aykırı uygulamalar başlatmakta sakınca görmediğini belirtiyorlar.

Çin’de çalışan Alman işadamları bu ülkenin gösterdiği hızlı ekonomik gelişmeyi hayranlıkla izlediklerini gizlemiyorlar. Çin’deki Alman işadamlarından biri de yıllar önce büyük bir reklam ajansı kuran Udo Hoffmann. Hoffmann ticari risk açısından Çin’in tam anlamıyla bir serüvenler diyarı olduğunu söylüyor.

”Son derece yaratıcı bir ortamdayız. Burada ekonomi tarihi yazılıyor. Ama tarih yazarken tahribat da oluyor, çok toz kalkabiliyor, pislik de kokabiliyor. Her işin temiz olmadığı malum. Bu yolun tehlikeli olduğu da unutulmamalı. Ama hareka bir duygu...”

Çin hızla değişiyor

Alman reklamcılık uzmanı bundan on yıl öncesine kadar her fotokopi için bile Komünist Parti sorumlusundan izin almak gerektiğini hatırlatıyor ve günümüzde herşeyin kolaylaştığını ama her işin yasal olmadığını belirtiyor.

”Çin’de yapılan her işin yasal dayanağı olduğu söylenebilir. Bir anlamda öncülük ediyorsunuz ve yaptığınız iş sonradan yasal güvenceye alınıyor ya da alınmıyor. Ama Almanya’dan alışık olduğumuz disiplini burada da gördük. Çin’de ne zaman yane bir yasa çıksa, o yasaya göre iş yapmak isteyenlerin girdiği sırada Alman’dan başkasını göremezsiniz."

Yabancı şirketlerin Çin pazarını ele geçirmek için verdikleri kıyasıya mücadelede hizmetler sektörü önemli rol oynuyor. 1998’den beri Çin’de poliçe satan Alman sigortacılık şirketi Allianz’ın Şangay temsilcisi Benno von Canstein devlet tekelindeki Çin kuruluşlarıyla rekabetin de son derece güç olduğunu ve piyasa paylarının yüzde 2’yi bile bulmadığını anlatıyor:

”Üç büyük resmi sigortacılık kuruluşunun piyasa payları yüzde 95’in üzerinde. Devlet hizmetler sektörünün hakimi. Pazarlamacılık alanında bu şirketelere kafa tutmak simkansız. Çin’in en ücra köşelerine kadar şube ağı kuranlar bu işe 20 yıl önce başlamış. Beş yılda bu farkı kapatamazsınız.”

Çin pazarı fethedilmeyi bekliyor

Çin’in yüzölçümü ve milyarlık nüfusu büyük imkanlar yaratıyor. Ama önce bu dev pazarın fethedilmesi gerekiyor. Bunun için sabır ama aynı zamanda da iyi eğitilmiş uzman personele ihtiyaç var. Alman sigortacı von Canstein en büyük sıkıntılarının burada yattığını ve sigorta aritmetiğinden anlayan eleman bulamadıklarını söylüyor.

”Üç uzman yetiştirdik, rakip şirketler iki, üç katı maaş verip elimizden aldılar. Bir Çin şirketiyle ortaklık kurmuş yabancı sigortacılık şirketi astoronomik ücret ödeyemez.”

Şangay’da sanki sigortacılık uzmanından başka her şey var. Durmadan yeni gökdelenler yükseliyor. Paris, Londra ve Berlin gibi büyük Avrupa metropolleri Şangay’ın yanında metruk köy gibi kalıyor.Von Canstein gibi işadamları işte Çin’in bu sonsuz ekonomik enerjisine hayranlar.

Sosyal uçurumun derinleştiği ve tek parti rejiminden başka herşeyin değiştiği Çin nereye koşuyor?

Reklamcı Udo Hoffmann, sorunları yakından tanıyor ama Çin’den ayrılmayacağını, yoksa canının sıkılacağını söylüyor:

”Bütün bunlardan ürken Almanya’da kalsın, Fransa’ya gitsin, dilediği yerde çalışsın. Kimseyi Çin’e gitmeye zorlamazsınız. Ama unutmayın ki gelecek, Çin’de başlıyor.”