1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Çin’de gerilimin tırmanmasından korkuluyor

6 Temmuz 2009

Sincan Uygur Özerk bölgesinde en az 140 kişinin öldüğü olayların ardından gerilimin tırmanmasından endişe ediliyor. Protestoları sert şekilde bastıran Çin yönetimi, bölgede çok sayıda güvenlik gücü görevlendirdi.

https://p.dw.com/p/IiFq
Fotoğraf: AP

Sincan'daki Uygur Özerk Bölgesi Çin’in en batısında yer alıyor. Pakistan, Afganistan, Tacikistan ve Rusya gibi çok sayıda ülkeyle sınırı var. 19 milyonluk nüfusa sahip olan Sincan’da 8,3 milyon civarında Uygur yaşıyor. Uygurların çoğu Müslüman.

Çin yönetimi, Sincan’ın sahip olduğu özel coğrafi konumu nedeniyle, uluslararası terörizmle mücadele kapsamında bölgede sert bir tutum izliyor. Hükümet, Han Çinlileri kitleler halinde Sincan'a yerleştiriyor. Resmi istatistiklere göre, son 50 yıl içerisinde Sincan’daki Han Çinlilerinin sayısı 25 kattan fazla arttı. Çin Halk Kurtuluş Ordusu da orada güçlü bir varlığa sahip.

Olayların arkasındaki isim kim?

China Xinjiang Uiguren Menschenrechtler Rebiya Kadeer
ABD'de sürgün hayatı yaşayan Uygur lider Rabiya KaderFotoğraf: AP

Yerli halk, sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan mağdur edildiğine inanıyor. Durumları hakkında konuşmaları ise sıklıkla ayrılıkçı söylemler olarak değerlendiriliyor ve dış güçlerle bağlantılı olarak gösteriliyor. Sincan Özerk Bölgesi Başkanı Nur Bekri, Pazar günü yaşanan olaylarla ilgili açıklamasında, olayların dışarıdan yönlendirilen ve yurtiçinde uygulanan planlı ve örgütlü bir şiddet suçu olduğunu söylemişti. Hedefte olan isim ise, ABD'de sürgün hayatı yaşayan Uygur lider Rabiya Kader. Bekri, Dünya Uygur Kongresi ve onun başkanı olan Kader’in olaylarda parmağı olduğunu düşünüyor:

”Yurt dışındaki ayrılıkçı unsurlar durmaksızın bize saldırıyor ve insanları sokaklara çıkıp protesto etmeye kışkırtıyor. Yurt içindeki işbirlikçileri de benzer şekilde buna ortak oluyor. Rabiya Kader, 5 Temmuz'da Çin’i aradı ve kargaşa ortamını tertipledi. Dünya Uygur Kongresi'nin enformasyon servisleri internette kötü dedikodular yayıyor ve ortalığı kızıştırıyor.”

Nur Bekri, 26 Haziran’da Guangdong eyaletindeki bir oyuncak fabrikasında Uygur ve Han işçiler arasında meydana gelen ve iki Uygur’un öldüğü kavganın kaos yaratmak için kullanıldığını söyledi. Pazar akşamı Urumçi’de başlayan gösteriler katliama dönüştü.

Dünya Uygur Kongresi Sözcüsü Dilşadi Reşidi, Çin yönetiminin, Kongre'nin olaylarda etkili olduğu yönündeki iddialarını reddetti:

”Resmi beyanların hiçbir anlamı yok. Çin yönetimi, barışçıl bir şekilde gösteri düzenleyen Uygurlara karşı uygulanan askeri önlemleri haklı göstermeye çalışıyor.”

Kargaşayı teşvik eden bir düzen var”

China Xinjiang Uiguren in Hotan Mann mit Eselskarre
Fotoğraf: AP

Guangdong'daki söz konusu kavganın, Han milliyetinden iki kadın işçinin iki Uygur işçinin cinsel tacizine uğramasından dolayı çıktığı iddia edilmişti. Uygur halkının bir bölümü ise olayın doğru bir şekilde soruşturulmadığı görüşünde. Ve öfke de giderek büyüyor. Duisburg- Essen Üniversitesi'nden Sinoloji profesörü Thomas Heberer, Çin’deki azınlık bölgelerindeki durumunun uzun bir süredir gergin olduğunu söylüyor:

”Her şeyi her zaman dış etkilerle açıklayamazsınız. Eğer içeride huzursuzluk olmasaydı, bu tarz dış müdahale ya da organizasyonlar etkili olmazdı. Bu şu anlama geliyor: İçeride gösteri ve kargaşayı teşvik eden bir düzen var.”

Çin’in "terörle mücadele" söylemi

China Bildgalerie Peking Tiananmen Jahrestag
Fotoğraf: AP

Pekin'de geçen yıl düzenlenen Olimpiyatlar öncesi ve sırasında Sincan’da pek çok saldırı meydana gelmişti. Çin güvenlik güçleri, bağımsızlık arayışı içerisinde olan militan Uygurları saldırılardan sorumlu tuttu. Ayrıca Çin hükümeti, militan Uygurları bölgede şiddet yoluyla bağımsızlık getirmek için El Kaide gibi terör örgütleriyle işbirliği yapmakla da suçluyor. İnsan hakları örgütleri, Çin’in ABD’nin El Kaide ile mücadelesini bir araç olarak kullanarak, Uygurlara karşı sert önlemlerini haklı gösterdiğini belirtiyor. Böylece keyfi tutuklamalar, kapalı kapılar ardında yürütülen davalar ve ölüm cezalarının uygulandığı ifade ediliyor. Öte yandan, Guantanamo Askeri Üssü’nde esir tutulan 17 Uygur'un dördü serbest bırakılarak Bermuda’ya gönderilmişti.

Hao Gui / Çeviren: Başak Sezen

Editör: Ahmet Günaltay