1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Çin usulü sosyalizm

Hülya Schenk19 Şubat 2014

Yasal güvencenin bulunmaması ve aşırı çevre kirliliği Çinli süper zenginlerin yurtdışına kaçmasına neden oluyor.

https://p.dw.com/p/1BBLn
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Çin usulü sosyalizm, hatırı sayılır bir zenginliğin kapılarını da aralayabiliyor, yasal ya da yasadışı. Boston Consulting Group adlı bir danışma şirketinin tahminlerine göre, Çinli dolar milyonerlerinin sayısı geçen yıl bir milyonun üzerine çıktı. Sayıları artan zenginleri sayesinde Çin, milyoner sayısının en çok olduğu ülkeler sıralamasında üçüncülüğe yükseldi.

Ancak Çinli milyonerler bu zenginliği ülkelerinde tutmak istemiyor. Zenginlerle yapılan bir ankete göre, Çinli zenginlerin yaklaşık yüzde 65’i elde ettiği servetle birlikte ülkesini terk etmek istiyor; ya da en azından başka bir ülkede oturma izni almaya ve öncelikle de ailesini yurtdışına göndermeye çalışıyor. Şanghay’daki kamuoyu araştırma şirketinin yaptığı ankete katılan zenginlerin yüzde 30’u ise zaten başka bir ülkede oturma iznine sahip olduğunu dile getirmiş.

Peki milyonerler Çin’den neden kaçmaya çalışıyor?

Berlin’deki Mercator Enstitüsü’nün Çin Araştırmaları bölümünden Kristin Kupfer, bunun üç ana nedeni olduğunu söylüyor. Kupfer, “Yasal güvencenin bulunmaması bu nedenlerden biri. Çocukların eğitim aldığı ortamla ilgili yaşanan sorunlar ve güvenli hayat koşullarının bulunmaması da diğer gerekçeler“ diyor.

Zenginleri kapmak için yarışıyorlar

Çin’den gelen zengin göçmenlere diğer ülkeler de kolaylıklar sağlıyor. Özel düzenlemelerle milyonerlere yatırım karşılığında oturum izni veriliyor. Avustralya, ABD ve çok sayıda Avrupa Birliği ülkesi, Çin’den gelen zenginlere kapılarını açmak için yarış halinde.

Euro Bölgesi’nin krizdeki ülkelerinden Portekiz, 2012 yılında “Altın Vize“ adlı bir program başlatmıştı. Portekiz bu düzenleme ile en az 500 bin euro değerinde emlak satın alan yabancılara süresiz oturum izni veriyor. Geçen yıl Portekiz’in sunduğu bu olanaktan faydalanmak için başvuruda bulunanların yüzde 90’ı Çin ya da Hong Kong’tandı.

İspanya geçen eylül ayında benzer bir programı hayata geçirirken, Euro Bölgesi’nin krizdeki diğer ülkeleri Yunanistan ve Kıbrıs da oturum iznini 250 bin euroluk emlak satın alınması karşılığında veriyor. Macaristan da yabancı yatırımcıları çekmeye çalışıyor. Macarlar, beş yıl vadeli en az 250 bin euroluk devlet tahvilleri karşılığında yatırımcılara ülkesinin kapılarını açıyor. Avrupa Birliği’nin zengin ülkesi Hollanda’da ise çıta biraz daha yüksek. Hollanda’da oturum izni almak isteyen yabancıların 1 milyon 250 bin euroluk yatırım yapması gerekiyor.

Paravan şirketler

Çin yasalarının yılda 50 bin dolardan fazla sermayenin yurtdışına çıkarılmasını yasaklaması da Çinli zenginleri engellemeye yetmiyor. “Offshore Leaks“ olarak adlandırılan ve dünyada vergi kaçıran zenginleri ifşa eden belgelere dikkat çeken Çin uzmanı Kristin Kupfer, vergi cenneti Karabik ülkelerinde sahibi Çinli olan 21 bin paravan şirket bulunduğunu belirtiyor:

“Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu tarafından ifşa edilen ‘Offshore Leaks‘ belgeleri, paravan şirketler aracılığı ile söz konusu ülkelere para transfer etmenin mümkün olduğunu gösterdi. Hong Kong yasal düzenlemeler ve para transferinde büyük rol oynuyor. Burası yurtdışına para transferi konusunda bir köprü konumunda.“

Çin'de ise yurtdışına giden süper zenginlere yaygın yolsuzluk olayları nedeniyle kuşkuyla bakılıyor. Pekin Halk Üniversitesi’nden Profesör Zhou Şiazheng, zenginliğin dürüst bir şekilde elde edilmesi gerektiğini söyleyerek süper zenginlerin kayırmacılık ve devlet sermayesinin kötüye kullanmak yoluyla servet elde ettiklerini ve bunu da daha sonra yurtdışına götürmeye çalıştıklarını belirtiyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Matthias von Hein / Hülya Schenk

Editör: Başak Özay