1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ödül tartışması

12 Ekim 2012

Kimine göre Komünist Partisi'ni öven metinleri 'utanç verici'. Bir başkasına göre ise o, 'havai fişek gösterisi tadında' yazılar yazıyor. Peki bu yılki Nobel Edebiyat Ödülü'nü alan Mo Yan kimdir?

https://p.dw.com/p/16OjT
Fotoğraf: Reuters

1955 yılında doğan, çiftçi bir aileden gelen ve asıl adı Guan Moye olan bu yılki Nobel edebiyat ödülünün sahibi, sanatçılar arasında Mo Yan takma adıyla tanınıyor. Bu isim “suskun” anlamına geliyor. Ancak isminin tam tersine Mo Yan’ın kaleminin çok güçlü olduğu, eserlerini okuyanlarda büyük etki bıraktığı belirtiliyor. Frankfurtlu Sinoloji Profesörü Dorothea Wippermann, Mo Yan’ın kitaplarından söz açıldığında, heyecanını saklayamıyor:



“Benim gözümde o, üstün yeteneklere sahip bir yazar; bu da işte kullandığı dilin gücünden kaynaklanıyor. Dili nasıl ve hangi yoğunlukta kullandığı önemli. Yaratıcı düşüncelerini dil aracılığıyla yansıttığı metinler bir havai fişek gösterisi izler gibi okunuyor. Öte yandan bunlar tamamen ayağı yere basan özellikte metinler.”

Yoksul ve sert yaşamın izleri

Frankfurtlu sinolog Dorothea Wippermann’ın bu sözleri kulağa âdeta, Nobel Jürisi’nin ödül gerekçesini açıklaması gibi geliyor. Mo Yan’ı göklere çıkartanlar da, eleştirenler de, yazarın büyük bir öykücü olduğunda birleşiyorlar. Eserlerinde, doğduğu kırsal alanlarda anlatılan öykülerden esinlendiği biliniyor. Doğduğu yerlerdeki yoksul ve sert yaşam onda derin izler bıraktı. Mo Yan, Çin’deki Kültür Devrimi sırasında okulunu beşinci sınıfta bırakmak zorunda kaldı. 20 yaşındayken Çin Halk Kurtuluş Ordusu’na katıldı ve orada yazmaya başladı, hatta ordunun Sanat Yüksek Okulu’nda yüksek öğrenim de gördü. Uzun zamandan beri Pekin’de yaşayan Mo Yan sadece Komünist Parti üyesi değil, aynı zamanda Çin Yazarlar Birliği’nin de Başkanvekili.

Bonn kentinden sinolog Wolfgang Kubin, “20. Yüzyıl Çin Edebiyatı’nın Tarihi” adlı kitabın da yazarı ve Mo Yan’ın eserlerini yakından tanıyan bir uzman. DW'ye yaptığı açıklamada Kubin, Mo Yan’a ilişkin şunları söylüyor:

“Kızıl Süpürge Darısı adlı eserini okuduysanız, orada Çin Komünist Partisi’ni göklere çıkartarak öven figürlerle karşılaşırsınız. Bu, olağanüstü derecede utanç verici bir durumdur.”

Sinolog Wolfgang Kubin, Mo Yan’ın özellikle ticarî bir takım gerekçelerle, kitlenin beğenisine göre yazdığı, bu yüzden de gerçek modern bir edebiyat eseri oluşturamadığı görüşünü savunuyor.

'Güncel ve düşündürücü'

Kubin'in tersine Frankfurtlu sinolog Dorothea Wippermann ise Mo Yan’ın metinlerini oldukça güncel ve düşündürücü buluyor:

“Çünkü Çin'deki tüm vahşiliği, tüm insanlık dışı eğilimleri, oradaki kötü uygulamaları ve kurban durumuna düşenleri eserlerinde yansıtıyor.”

2009’da yazdığı son romanı Kurbağa'da ise Mo Yan, Çin'deki "tek çocuk" politikasını konu ediniyor. Sade insanların kaderlerini eserlerine yansıtan yazarın siyasi yönden belli bir kategoriye dahil edilemeyeceği yorumları da yapılıyor.

Öte yandan her yıl çeşitli kategorilerde verilen Nobel ödüllerini genel itibarıyla eleştirenler de var. Sanayici Alfred Nobel’in 1895 yılında dile getirdiği son arzusunu ortaya çıkartan Norveçli yazar ve avukat Fredrik Heffermehl, DW’ye yaptığı açıklamada, Nobel’in ulusların birbiriyle tamamen farklı bir biçimde etkileşimde bulunması vizyonu bulunduğunu vurguluyor ve sadece az sayıda ödülün gerçekten bu hedefe hizmet etmiş olduğunu hatırlatıyor.

Wolfgang Kubin
Wolfgang KubinFotoğraf: picture-alliance/Robert B.Fishman/ecomedia
Dorothea Wippermann
Dorothea WippermannFotoğraf: privat


© Deutsche Welle Türkçe

DW/MH/CA/BK