1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Çatışmaların kurbanı kadınlar

DW8 Aralık 2004

Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) dünyada devam eden çatışmaların ve savaşların asıl kurbanlarının kadınlar olduğuna dikkat çekti. Örgüt, savaş sırasında kadına yönelik şiddetin bir strateji olarak tercih edildiğini belirterek bu konuda ülkelere küresel eylem çağrısında bulundu...

https://p.dw.com/p/Ab2X
Sudan gibi çatışma bölgelerinde kadınlara şiddet ve cinsel taciz yapıldığıda dikkat çekiliyor...
Sudan gibi çatışma bölgelerinde kadınlara şiddet ve cinsel taciz yapıldığıda dikkat çekiliyor...Fotoğraf: AP

Uluslararası Af Örgütü, kadına yönelik şiddete son verilmesi amacıyla başlattığı kampanya çerçevesinde açıkladığı ”Paramparça Hayatlar” başlıklı raporunda, dünyada devam etmekte olan çatışma ve savaşlarda en fazla zarar görenlerin kadınlar ve kız çocukları olduğuna dikkat çekti. Örgütün merkezi Londra’da açıklanan raporda, hükümetlerin şiddeti önlemede yetersiz kaldığı ve bu yüzden küresel eylem çağrısı yaptıkları belirtildi.

Çatışmaların ilk kurbanlarının kadınlar orduğunu söyleyen Af Örgütü Genel Sekreteri İrene Kahn, raporun ayrıntılarıyla ilgili yaptığı açıklamada, çatışmalarda kadına yönelik şiddetin emredildiğine, uygulandığına ve buna göz yumulduğuna işaret etti. Bunun bir strateji olduğuna işaret eden Kahn, şiddeti uygulayanların da cezalandırılma endişesi taşımadığını söyledi.

Neden kadına yönelik şiddet?

Rapor, çatışma yaşanan Kolombiya, Irak, Sudan, Çeçenistan, Nepal ve Afganistan gibi birçok bölgede, kadına yönelik şiddetin sistematik olarak yapıldığına dikkat çekiyor. Bu konuda yapılan uluslararası anlaşmalara rağmen kadın ve kız çocuklarının şiddet ve cinsel tacizden korunamadığı ifade ediliyor. Kahn, çatışmalarda bu stratejinin neden yapıldığını ise şöyle açıklıyor:

”Gelenek, kültür ve din kadının omuzlarına, yaşadığı toplumun ‘onurunu‘ yüklemektedir. Kadınları cezalandırmak, aşağılamak ya da sindirmenin yanı sıra bu şekilde toplumun tamamını terörize etmek, küçük düşürmek ve yenmek için, kadının cinselliğini aşağılamak ya da fiziksel bütünlüğüne zarar vermek artık bir yöntem haline gelmiştir.”

Uluslararası Ceza Mahkemesi

Örgüt, kadına yönelik şiddetin yeni kurulan ve insanlık suçlarını kapsayan Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne de işaret ediyor. Raporda, kadına yönelik şiddet suçunu da kapsayan Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin çalışmaya başlamasıyla kadınların adalate başvurmasının önünün açılacağı belirtiliyor. Ancak bu konuda mahkemeye siyasi desteğin de sağlanması gerektiği savunuluyor. Soruşturmaların yürüyebilmesi için kanıtların toplanması ve tanıkların güvenliğini sağlama konusunda işbirliğine ihtiyaç olduğu ifade ediliyor.

Uluslararası Af Örgütü, küresel, bölgesel ve ulusal düzeyde yürütülecek bir eylem planı öneriyor. Planda, Uluslararası Ceza Mahkemesi‘nin etkin çalışması, kadın ve kız çocuklarına adalet sağlanması isteniyor ve BM Güvenlik Konseyi’nin de çatışmalar sırasında kadına yönelik şiddeti sona erdirmeyi amaçlıyorsa, devletler yapmadığında vakaları UCM’ne havale edebileceği ifade ediliyor. Ayrıca uygulama ve karar alma mekanizmalarında kadınlara da yer verilmesi talep ediliyor.