1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Savaş heveslisi

24 Mart 2018

DW Washington muhabiri Michael Knigge, ABD'de Ulusal Güvenlik Danışmanlığı görevine John Bolton’un atanmasını yorumladı.

https://p.dw.com/p/2usAK
USA John Bolton
Fotoğraf: Imago/Zumapress

John Bolton'un Beyaz Saray Güvenlik Danışmanlığı görevindeki selefi General Herbert Raymond McMaster bir yıldan uzun süre Donald Trump'ın hışmına uğramadan çalışmayı başarmıştı. Aile fertleri dışında Başkan Trump'ın yakın çevresinde bu kadar dayanabilmiş olmak gerçekten etkileyici bir başarı sayılır. Kendisi gibi eski bir subay olan, McMaster'in selefi Michael Flynn bir ay kadar güvenlik danışmanlığı yapabilmiş ve daha sonra Rusya hükümetiyle temasları hakkında FBI'a yalan söylediğini mahkemede itiraf etmek zorunda kalmıştı.

McMaster ile Trump uyuşmuyorlardı

On gün önce yol verilen Dışişleri Bakanı Rex Tillerson gibi McMaster ile Donald Trump arasındaki Beyaz Saray'da kalabilmek için hayati önemdeki kişisel ilişkiler aylar önce dibe vurmuştu.

ABD yönetiminin ılımlı kanadından olan McMaster son zamanlarda hem siyasi üslupta, hem de Rusya ve İran ile ilişkiler gibi konuya bağlı gelişmelerde Başkan'a oldukça ters düşmekteydi. McMaster İran ile varılan nükleer anlaşmaya sadık kalınmasını, Rusya'ya ise sertlik gösterilmesini istemekteydi.

DW Washington muhabiri Michael Knigge
DW Washington muhabiri Michael KniggeFotoğraf: DW/P. Henriksen

Beyaz Saray'da bir savaş heveslisi

McMaster Münih'teki güvenlik konferansında yaptığı konuşmada sarf ettiği, Rusya'nın Amerikan başkanlık seçimine karıştığından şüphesi olmadığı şeklindeki sözleri yüzünden Başkan'dan azar işitmiş ve belki de bu konuşması onun için sonun başlangıcı olmuştu. ABD'li milletvekilleri kadar, tam bir şahin olmasına rağmen onu güvenilir bir muhatap olarak kabul eden yabancı diplomatlar da McMaster'ı arayacaklardır. Halefi John Bolton gibi McMaster da açıkça Kuzey Kore'ye "önleyici darbe" indirilebileceğinden söz etmekteydi. Ancak Bolton'un aksine onun düşüncesiz ya da savaş heveslisi olduğu söylenemezdi.

Bolton'a ise her iki sıfat yakışıyor. Bolton Başkan Bush'un felakete yol açan, Irak'a askeri müdahale planını canla başla savunmuş, Senato'nun onayını almadan sürdürdüğü kısa süreli BM Daimi Temsilciliği görevinde devletler teşkilatına sürekli ateş püskürtmüştü. Aralık ayında Wall Street Journal'da yayımlanan "Birleşmiş Milletler mali bakımdan nasıl çökertilebilir" konulu makalesi Bolton'un değişmediğini göstermeye yeter.

‘Diplomatik bozgun'

İran politikasında da şahinleşen Bolton Tahran'da rejim değişkliği talep edenlerin başında geliyor. Üç yıl önce New York Times gazetesine yazdığı yorumda "İran'ın bombasını durdurmak için İran'ın bombalanmasından" yana görüş belirtmişti. Daha iki ay önce Wall Street Journal'da çıkan makalesinde nükleer anlaşmanın "çözüm getirmesi mümkün olmayan diplomatik bozgun" olduğunu dile getirmiş ve Trump'ın anlaşmadan çekilmesini talep etmişti. İran'da rejimin değişmesi gerektiğini bu makalesinde de belirtmişti.

Başkan Trump'ın nükleer anlaşmayla ilgili kararını açıklamasına az bir zaman kala Bolton'un Beyaz Saray Güvenlik Danışmanlığı görevine getirilmesi, Avrupa'nın muhafaza edilmesi için bütün diplomatik yolları denediği nükleer anlaşmanın geleceği açısından hiç de ümit vermiyor. İran, Irak ve Kuzey Kore için "şer ekseni" kavramını ilk ortaya atan John Bolton olmuştu.

İki gün önce baharın başladığı Washington'da Çin ile ticari anlaşmazlık fitilinin ateşlenmesi ve John Bolton'un güvenlik danışmanlığı görevine getirilmesi yüzünden buz gibi bir hava esiyor.

Michael Knigge / Washington

© Deutsche Welle