1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Yorum: Neyin referandumu?

28 Haziran 2015

DW'den Bernd Riegert yorumunda, Yunan hükümetinin artık olmayan bir yardım programını halk oyuna sunarak, mevcut kaostaki sorumluluğundan kurtulmaya çalıştığını belirtiyor.

https://p.dw.com/p/1Focg
Griechenland Athen Parlament Debatte Referendum Tsipras
Fotoğraf: Reuters/Y. Behrakis

Yunan seçmen 5 Temmuz'da halkoylaması için sandık başına gidecek. Ama neyin oylaması yapılacak? Yunan halkı uluslararası kreditörlerinin tasarruf ve reform şartlarını da kapsayan mali yardımlarına karşı mı, değil mi? Halka işte bu mantık dışı soru sorulacak. Olmayan bir şeyin oylaması yapılabilir mi? Yunanistan'ın görüşmelerden çekilmesi üzerine Euro Grubu maliye bakanları yardım önerisini fiilen ve hukuken geri almadılar mı? Yunanistan şimdi kendi başının çaresine bakmak zorunda ve hızla devlet iflasına doğru yol alıyor.

Halkoylaması şartlı yardım lehinde sonuçlanırsa değişen bir şey olmayacak. Çünkü yeni bir yardım programı üzerinde anlaşma sağlanması gerekecek. Ama kiminle? Referandumda ‘ret' oyu kullanılmasını isteyen Tsipras hükümetiyle anlaşmaya varılabilmesi mümkün değil. Bir hükümet benimsemediği reformları uygulamaya yanaşmaz.

Bernd Riegert/DW
Bernd Riegert/DW

Dört elle iktidara sarılmak

Halkoylamasından ‘evet' çıkarsa hükümetin istifa etmesi ve erken seçimlerin yapılması kaçınılmaz olacak. Ama özünde komünist olan Tsipras hükümeti iktidara dört elle sarılmak isteyecektir. Son haftalarda yaptığı elim hatalardan sonra Yunan halkının selametini düşünmesi beklenmemeli. Tsipras art niyetle görüşmeleri başarısızlığa uğrattıktan sonra şimdi de seçmenin arkasına saklanıyor. Koalisyon hükümetinin haftalar önce halkın görüşünü alması gerekirdi. Devlet iflası kapıya dayandığında değil.

Halkoylamasından ‘hayır' çıkarsa dönüşü olmayan bir yola girilir. Yunanistan'ın kreditörleri ve para birliğiyle olan bağlantıları tamamen kopar. Başbakan Tsipras'ın niyeti de zaten budur. Kopukluğun kime yarayacağını sadece o bilebilir. Kesin olan, Yunanistan'ın dış yardım olmadan mali bakımdan ayakta duramayacağıdır.

Uluslararası Para Fonu Başkanı Christine Lagarde ümidini kesti ve bu şartlar altında Yunanistan'a yardım edemeyeceklerini söyledi. Yunan bankaları Avrupa Merkez Bankası sayesinde nefes alabiliyor. Daha ne kadar böyle devam edeceği en kısa zamanda belli olacak.

Yalnız Yunanistan'da demokrasi yok

Aleksis Tsipras, Almanya Başbakanı Angela Merkel ile yaptığı telefon konuşmasında Yunanistan'ın dayanma gücünün tükenmediğini söylemişti. Yunanistan belki bir kez daha para bulup '30 Haziran' kâbusunu atlatır ve Uluslararası Para Fonu'na borcunu ödeyebilir. Ama kötüye gidişi önleyemez. Devletin vergi gelirleri eriyor, Yunan ekonomisi küçülüyor. Bu durumu halkoylaması değil, uluslararası yardımlarla uyumlu ve akıllıca mali politikalar değiştirebilir.

Halkoylaması kararının alındığı meclis oturumu sırasında Avrupa'ya ve Yunanistan'ın kreditörlerine söylenmedik şey bırakılmadı. Demokrasinin sadece Yunanistan'da olduğuna ve diğerlerinin anti demokratik bir şekilde Yunanistan'a komplo kurduklarına dair saçma ve incitici sözler sarf edildi. 28 demokrasiden müteşekkil Avrupa Birliği'ndeki dayanışma son beş yılın çok öncesine dayanır. Yunanistan onlarca yıl AB bütçesinden en çok net yardım alan ülke olmuştu.

Avrupa ile mi, Avrupasız mı?

Syriza ve sağcı Anel demokrasiyi ne icat ettiler ne de tekellerine aldılar. Borçlar ve mali sorumluluk, oylamayla hükümsüz kılınamaz. Yunan halkı referandumda sadece yardım programını oylamayacak ama aynı zamanda siyasi yoluna Avrupa ile mi yoksa Avrupasız mı devam edeceğine de karar verecek. Radikal solun başarısızlığa uğraması mukadder olan serüvenine onay verirse bu kararının sonuçlarına katlanmak zorunda kalacak. İddia edildiğinin aksine Avrupa'da kimse Yunanistan'ı küçük düşürmek istemiyor. Lakin sadece yardımı kabul edene yardım edilebileceği de unutulmamalı.

© Deutsche Welle Türkçe

Bernd Riegert