1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Kimin umurunda

Barbara Wesel
11 Mart 2016

Türkiye’nin, talepleri karşılığında Yunanistan’daki sığınmacıları geri kabul etmesi formülüne gösterilen tepkiler artıyor. Barbara Wesel, Almanya’nın bu danışıklı dövüşte ısrar etmesini eleştiriyor.

https://p.dw.com/p/1IBiK
Brüssel EU-Gipfel Ahmet Davutoglu Angela Merkel
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/T. Monasse

Almanya Başbakanı Angela Merkel, tavır değiştirip mülteci sayısına üst sınır getirdiğinin fark edilmemesini sağlayarak ilkelerine bağlılığını çalışıyor. Merkel kurnazca yaptığı pazarlıkla mülteci adaylarının sayısını fiilen sıfıra indirmeyi hedefliyor. Türkiye Yunanistan'daki mültecileri geri alır, aynı zamanda insan kaçakçılığıyla mücadele eder ve alternatif kaçış yolları da kapanırsa, Avrupa'ya, dolayısıyla da Almanya'ya kimse gelemez, problem de çözülmüş olur.

Buna fevkinin de üzerindeki siyasi makyavelizm denebilir. Ankara ile varılan mutabakata göre Berlin merhamet gösterip, belli sayıdaki Suriyeli'yi Almanya'ya alacak. Almanya İçişleri Bakanı da Türkiye'den ‘az' sayıda Suriyeli getirtileceğini vurgulamıştı.

Barbara Wesel Kommentarbild App *PROVISORISCH*

Değerlere veda

Türkiye ile varılan mutabakata gösterilen direnişi kırmak, İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere'ye düşüyor. Örneğin, Türkiye'de basın özgürlüğünün kısıtlanmasının Avrupa değerlerine ters düştüğünü söyleyen Avusturya'nın ya da özel şartlarını gözden geçirmeden mültecilerin toplu halde sınır dışı edilmesini doğru bulmayan Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri'nin oyunbozanlık etmesini önlemek içişleri bakanının görevi. Gerçekten de Türkiye'nin sadece Suriyelilere mülteci statüsü tanıması durumunda, IŞİD'den kaçan Irak Kürtleri ne olacak? Siyasi takibata uğradığı için İran'dan kaçanlar mülteci sayılmayacak mı? Afganistan'ın kuzeyinde ölümle burun buruna yaşayan Hazaralar iltica edemeyecekler mi?

Alman sorumlular bu gibi itirazları elinin tersiyle itmeyip Türkiye'nin uluslararası sorumluluklarını yerine getireceğini söylüyorlar. Sivilleri gözetmeden Kürt bölgelerini bombalayan Türkiye mi? Bu durumda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hukuki güvenirliği mi artacak? Zaman gazetesinin kapatılması, Erdoğan'ın kurallara sadık olduğunu mu gösteriyor?

Hale mi, yoksa riya mı?

Almanya Federal Cumhuriyeti'nin Cenevre Konvansiyonunu ve diğer uluslararası kuralları hiçe sayıp, aynı zamanda Birleşmiş Milletler'e de kulaklarını tıkamak üzere olduğu görülüyor. Anlaşmalar, kitlesel sınır dışı etmeleri başkasına bırakmak amacıyla Ortadoğu'dan gelen bütün mültecileri Türkiye'ye yığma formülüne ayak bağı oluşturuyor. Ankara'daki otokrat rejim bu gayeye son derece uygun bulunuyor. Amaç, Avrupa'yı surlarla çevirmek.

Bütün insan hakkı örgütleri isyan etse de, kime ne? Almanya Başbakanı, insanlık gösterdiği için Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin bahşettiği aylayı derhal iade etmelidir. Çünkü bundan daha yüz kızartıcı bir durum olamaz.

© Deutsche Welle Türkçe

Barbara Wesel