1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Yoksul ülkelerin kalkınmasına sübvansiyon engeli

Henriette Wrege / DW2 Ağustos 2006

BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı’nın yayınladığı rapor, geri kalmış ülkelerin borç tuzağından kurtulabilmek için kendi ekonomilerini kurmasını, varlıklı ülkelerin sübvansiyonlarla tıkadığını söylüyor. Henriette Wrege’nin haberi...

https://p.dw.com/p/AbYn
Yoksul ülkelerin kalkınmasını, gelişmiş ülkelerin politikaları tıkıyor
Yoksul ülkelerin kalkınmasını, gelişmiş ülkelerin politikaları tıkıyorFotoğraf: AP

BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı’nın son yayınladığı rapordan yoksul ülkelerin giderek daha da yoksullaştığı belirtiliyor. Kırsal alanda birçok köylü yoksulluk nedeniyle üretimi arttırmak için gereken yatırımı yapamıyor. Bu da dünyadaki ülkelerin yüzde 66’sının tarım üretkenliğinin 20 yıl öncesine oranla daha gerilemesiyle sonuçlanıyor. Buna yapısal uyum programlarının sonuçları da ekleniyor.

Dünyanın en yoksul 50 ülkesi, bu çerçevede kendi piyasalarını koruyan her türlü önlemi kaldırmış durumda. Bu ülkelerin liberalleşmiş ve korumasız piyasaları Avrupa’dan gelen ucuz mallarla rekabet edemiyor. BM raporunun yazarlarından Michael Herrmann, OECD ülkelerinin tarım sübvansiyonlarına harcadığı paranın, bu ülkelerin kalkınma yardımından on kere fazla olduğunu belirtiyor.

Herrmann şunları söylüyor: “Kuzeydeki sanayi ülkelerinin tarım sübvansiyonlarının, tarım korumalarının kalkınmakta olan ülkelere nasıl zarar verdiğini gösteren çeşitli araştırmalar var. Örneğin biz, eskiden domates ve domates salçası satan bir ülke olan Senegal’in artık Avrupa Birliği’nden domates ve domates salçası ithal ettiğini ortaya koyan bir araştırma yaptık. Bu da tabii Senegal’deki, domates salçası sanayiine zarar verdi.”

Kısa süreden beri en yoksul ülkeler arasında adı geçmeye başlayan Senegal örneği, Birleşmiş Milletler’in göç baskısının arttığı yolundaki uyarılarının hiç de boş olmadığını kanıtlıyor. Yoksullaşmanın nedenleri arasında sadece savaşlar değil, iklim değişimi ya da büyük seller gibi doğal felaketler de var. Tüm bunlar kırsal kesimden kaçışa yol açıyor. Ancak kentlerde bu kaçışı kaldıracak kadar çok iş yaratılamıyor.

Sadece yevmiye kaşılığı çalışan işçilerle bir ekonomi kurulamayacağına işaret eden Herrmann, “Sorun bu en yoksul ülkelerin yüksek büyümeden yararlanamamaları değil asla. Sorun, bu ülkelerde yüksek büyüme oranlarının kalıcılık kazanamamasında. Yüksek büyüme sağlanana dönemleri, derin ve ciddi ekonomik bunalım dönemleri izliyor. Öyle ki, uzun vadede ortalama alındığında bu ülkelerden çoğunda ekonomik büyüme olmuyor. Yapılması gereken, ekonomik büyümeyi kalıcı hale getirmek” diyor.