1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Yeryüzü iftarından çağrı: Savaşa karşı, barış sofrası

13 Haziran 2016

Gezi Parkı protestoları sonrası binlerce kişinin katılımıyla tanınan Yeryüzü sofraları, “Savaşa karşı, barış sofrası” adıyla kuruldu. Farklı görüşten insanlar imece usulü sofrada, savaşları protesto etti, barış istedi.

https://p.dw.com/p/1J5Wm
Fotoğraf: Kürşat Akyol

İstanbul’daki Gezi Parkı protestoları sonrasında binlerce kişinin katılımıyla tanınan “Yeryüzü sofraları”, dünkü iftarda Kadıköy’de, “Savaşa karşı, barış sofrası” adıyla kuruldu. Farklı görüşlerden onlarca kişinin sokaktaki imece usulü sofrada, savaşlar protesto edildi, barış istendi.

“Savaşın tam göbeğinde yaşıyoruz. Suriye’de, Irak’ta olanlar son bir yıldır, Türkiye'nin 10 ilçesi ve 15 vilayetinde yaşanıyor.”

Bülent Uyguner
Bülent UygunerFotoğraf: Kürşat Akyol

Halkların Demokratik Kongresi’nin (HDK) İstanbul Kadıköy ilçesi örgütünden Bülent Uyguner, dünkü iftar sofrasının adını, “Savaşa karşı, barış sofrası” diye tanımlamalarının nedenini böyle anlatıyordu.

Uyguner, savaş silahını kullandığını ileri sürdüğü Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarına karşı, “Biz burada demokrasi ve barış cephesini güçlendirerek, bu savaş cephesinin altını boşaltmayı hedefliyoruz” dedi.

HDK, Halkların Demokratik Partisi’nin en büyüğü olduğu 30’dan fazla bileşenden oluşuyor. 2011 yılında kuruldu. Bazı sosyalist partilerden, sendika ve eşcinsel örgütlerine geniş bir yelpaze içeriyor.

Anadolu yakasındaki Bahariye caddesinde, işlekçe sayılabilecek bir pazar günü kaldırımlara imece usulü kurulan iftar sofrasının daha çok bilinen, yaygın adı “Yeryüzü Sofraları”.

Yaklaşık 80-100 kişilik bir grup, evlerinden getirdikleri ya da satın aldıkları yiyecekleri, beyaz sofra ve basılmış gazete kâğıtlarının üzerindeki bu sofraya el birliğiyle yerleştiriyor. Kağıt tabaklar, bardaklar, plastik çatallar. Zeytinyağlılar, börekler, karpuzlar.

Sofranın başını, HDK ile birlikte, kendilerini “Antikapitalist Müslümanlar” diye adlandırılan bir “topluluk” çekiyor. Sözcülerinden Muharrem Şaşkın, “Biz örgüt değil, topluluğuz. İktidara da karşıyız. İktidarın, ancak paylaşılarak yok olacağını düşünüyoruz” diye anlatıyor.

Muharrem Şaşkın
Muharrem ŞaşkınFotoğraf: Kürşat Akyol

Antikapitalist Müslümanlar, daha çok, 2013 yılındaki Gezi Parkı protestoları sırasında tanındı Türkiye'de. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Çapulcular” diye tanımladığı protestoculara katılıp, parkın göstericilerce işgal edildiği yaklaşık iki haftalık süreçte, burada Miraç Kandili kutladılar, Cuma Namazı kıldılar.

Liderlerinden yazar İhsan Eliaçık, burada, dualar eşliğinde yaptığı bir konuşmada, “Bize diyorlar ki, orada sarhoşlar var. Sizin ne işiniz var orada? Biz de diyoruz ki, sarhoş olsun anlaşırız, yeter ki kalleş olmasın” dedi.

Antikapitalist Müslümanlar, Gezi protestolarının polis müdahalesiyle bastırılmasının hemen sonrasına rastlayan Ramazan ayında Beyoğlu’ndaki İstiklal Caddesi üzerine kurdular en çok bilinen yeryüzü sofralarını. Oruçlu-oruçsuz, elinde bira şişesi tutandan, tinerci ve tinerci olmayan çocuklara, başörtülü ya da mini etekli kadınlara, en radikalden mütedeyyine çok farklı kesimlerden binlerce kişi, bu sofralarda buluştu.

Kadıköy’deki dünkü “barış sofrası”, bu buluşmanın bir devamıydı. Gezi protestolarından bu yana, bu Ramazan'da da ilk olarak geçen hafta İstiklal Caddesi’ndeydi. İlk sofra, 2010’ların başında, AKP iktidarının lüks otellerdeki iftar sofralarını protesto amacıyla kurulmuştu.

Antikapitalist Müslümanlar’dan 32 yaşındaki muhasebeci Hediye Yolcu'ya göre, “biraz isyan sofrası bu”: “Gördüğünüz gibi sokakta, herkesin ulaşabileceği sofralar bunlar. Olanın-olmayanın, herkesin birbiriyle paylaştığı, paylaşımı ön planda tutan sofralar.”

Katılımcılardan 35 yaşındaki müzik öğretmeni, adının açıklanmaması kaydıyla konuştu: “Buraya, oruç tutanı da gelir, tutmayanı da. Önemli bir ayrım değil. Burada insan olmak temel vurgu.” Ve ekledi: “Barış ve kardeşlik içinde, bombalara karşı, tüm kötülüklere karşı, barışın sesini inadına yükseltmek için buradayız. Çünkü, sofralarımız, iftarlarımız inadına barış içinde olsun diyoruz.”

Türkiye’de, geçen yıl 7 Haziran’da yapılan genel seçimler sonrasında Kürdistan İşçi Partisi (PKK) ile güvenlik güçleri arasında yeniden sertleşen çatışmalar nedeniyle, yüzlerce sivil, güvenlik görevlisi ve militan öldü; on binlerce kişi yerinden edildi. 10’un üzerindeki bombalı saldırı sonucu, onlarca kişi yaşamını yitirdi, yüzlercesi yaralandı. Bu saldırıların bir kısmı PKK, bir kısmı Irak-Şam İslam Devlet Örgütü’nce (IŞİD) üstlenildi.

Mustafa Güngör
Fotoğraf: Kürşat Akyol

Terzi Mustafa Güngör, kendini bildiği 7 yaşından beri, 35 yıldır Ortadoğu’da insanların birbirini öldürdüğünü gördüğünü söylüyor. İslamiyet’in dünyadaki bu görüntüsünden rahatsız olduğu için burada olduğunu belirtiyor; “İslamiyet’in durumu buradaki gibi olmalı. Yani, samimi, dürüst, barıştan yana” diyor.

Antikapitalist Müslümanlar'dan Muharrem Şaşkın'a göre, yeryüzü sofralarının bu toprakların kadim bir geleneği olduğunu, adını İbrahim peygamberin konukseverliği ve paylaşımcılığıyla öne çıkan, halk arasında “Halil İbrahim Sofrası” diye anılan sofralarından aldığını belirtiyor.

“Yeryüzünde aç, ötekileştirilmiş insan kalmadığı zaman, sınırsız ve sınıfsız yeryüzü cenneti kurulunca ancak, bu sofralar amacına ulaşmış olacak” diyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Kürşat Akyol / İstanbul