Yaşamın Kıyısında’ya iki ödül

Türk ve Alman sinemacıların, Türk mü, Alman mı olduğuna bir türlü karar veremedikleri yönetmen Fatih Akın’ın Yaşamın Kıyısında isimli filmi, 60. Cannes Film Festivali’nde, iki farklı kültüre köprü olması nedeniyle ön plana çıktı. Bu yönüyle de festivalin ilk ödülünü de o aldı.

1974’ten beri ödül dağıtan Kiliseler Birliği 2007 Ekümenik Jüri Ödülü’ne layık gördüğü Yaşamın Kıyısında filminin yönetmeni Fatih Akın’ı “Türk-Alman Yönetmen” olarak takdim ederek ayrımcılık yapmamış oldu. Kiliseler Birliği’nden yapılan açıklamada, Yaşamın Kıyısında filminin, Türkiye ve Almanya arasında bir köprü kurarak iki ailenin portresiyle dramlarını birleştirip en iyi şekilde ekrana aktardığı için ödüle layık görüldüğü belirtildi.

Türk-Alman ortak yapımı olan film, Türkiye'den Anka Film, Almanya'dan Corazon International ve NDR ile İtalya'dan Dorje Film'in işbirliğiyle çekilmişti. Filmde başrolleri Nurgül Yeşilçay, Tuncel Kurtiz, Nursel Köse paylaşıyor. Yönetmen Fatin Akın, filmin ilk gösteriminden sonra yaptığı açıklamada, “Filmde yer alan altı karakter, benim bir bir parçam, bu film beni anlatıyor” demişti.

Akın'dan 'birlik beraberlik' meseajı

Bu ödülden bir gün sonra, 22 filmin katıldığı yarışma bölümünde yer alan ve favoriler arasında gösterilen Yaşamın Kıyısında, 'en iyi senaryo ödülü’nü aldı. İki yıl önce Cannes’da jüri üyeliği yapan Fatih Akın, Altın Palmiye beklemediğini, alınan iki ödülden mutlu olduğunu söyledi.

Fatih Akın, filmin ilk gösteriminden sonra 15 dakika ayakta alkışlanmasını önemsemediğini söyleyerek “Benim jüri üyeliği yaptığım sene en çok alkışlanan filmler ödül alamamışlardı” diyerek kendisini bu sonuca hazırladığını belirtti.

Cannes Film Festivali Jüri Başkanı Stephen Frears tarafından yapılan açıklamadan sonra sahneye çıkan Fatih Akın, herkese teşekkür etti ve Türkiye’ye de bir mesaj gönderdi. Akın, Türkiye’de seçimler yapılacağını hatırlatarak “birlik ve beraberlik” mesajı verdi.

Altın Palmiye'yi kıl payı kaçırdı

Yaşamın Kıyısında, Altın Palmiye’yi kıl payı ile kaçırdı. Fatih Akın ve filmi nedeniyle jüri üyeleri arasında uzun tartışmalar yaşandı. Hatta bir ara ödülün, sonuçta Altın Palmiye’yi alan 4 Ay, 3 Hafta. 2 Gün ile ortak olarak Yaşamın Kıyısında filmine verilmesi bile konuşuldu.

Altın Palmiye’nin favorileri arasında yer alan Yaşamın Kıyısında, son ana kadar Romen Cristian Mungiu'nun 4 Ay, 3 Hafta, 2 Gün ve Cohen Kardeşlerin No Country For Old Men filmleriyle çekişti. Film eleştirmenleri, en iyi üç film arasında Yaşamın Kıyısında filmini de gösteriyordu. Hatta sonuçlar açıklanmadan yarım saat önce yayına giren Fransız kanalı TF-1’in ana haber bülteninde bile Fatih Akın, Altın Palmiye’nin en güçlü adayları arasında olduğu duyuruldu.

Altın Palmiye’yi alan 4 Ay, 3 Hafta, 2 Gün’ün yönetmeni Christian Mungiu, Fransızlar tarafından tanınmıyor. Mungiu’nun filmi, kürtajın yasak olduğu komünizmin son yıllarında Romanya’da hamile kalan bir kızın hikayesini anlatıyor. 4 Ay, 3 Hafta, 2 Gün, 600 bin euroya mal olan, küçük bütçeli bir yapım.

Filmin ödülünü, Amerikalı ünlü aktris Jane Fonda verdi. Ancak filmin çok alkışlanmaması dikkat çekti. “Güçlü adaylar arasında küçük bir filmin Altın Palmiye’yi aldığı” yorumları bile yapıldı. Nitekim salonda bulunan davetliler sonuç açıklandığında biraz da hayal kırıklığı yaşadı. Hatta aralarında Orhan Pamuk’un da bulunduğu jüri üyelerinin, Altın Palmiye için uzun süren sert tartışmalar yaptıkları da kulislere yansıdı.

Japon yönetmen Kawase de ödül aldı

Altın Palmiye'den sonra gelen büyük ödül de Japon yönetmen Naomi Kawase'nin çektiği La foret de Mogari isimli filmine verildi. Yarışmada jüri, ‘en iyi erkek oyuncu’ ödülünü de Le Bannissement isimli filmindeki performansıyla Rus aktör Konstantin Lavronenko'ya verdi. ‘En iyi kadın oyuncu’ ödülüne Jeon Do-yeon, Secret Sunshine filmindeki performansıyla layık görüldü.

‘Beyaz perdeye en iyi aktarılan film’ ödülünü, Amerikalı yönetmen Julian Schnabel'in çektiği Le scaphandre et le papillon isimli eseri kazandı. Bu yıl 60.’sı yapılan film festivalinde ‘özel ödülü’ Paranoid Park isimli filmi çeken yönetmen Gus Van Sant kazandı.

‘Jüri ödülü’, İranlı yönetmen, Marjane Satrapi'nin Persepolis ve Meksikalı Carlos Reygadas'ın çektiği Lumiere silencieuse isimli filmlere verildi. ‘Altın kamera’ ödülünü de İsrailli Edgar Kertel, Les Meduses isimli filmdeki başarısıyla kazandı.