190809 Welttag humanitäre Hilfe

Birleşmiş Milletler Mültecilere Yardım Örgütü çalışanlarından Elaine Caux düşündüğü zaman patlamanın şiddetini sanki dün olmuş gibi hissettiğini anlatıyor. Caux, Pakistan'ın Peşavar kentindeki Pearl Continental Oteli'ne 9 Haziran tarihinde düzenlenen bombalı saldırıda meslektaşlarından Aleksandar Vorkapic'i kaybettiklerini dile getiriyor.

Caux sözlerini şöyle sürdürüyor: "Hiç beklemediğim bir durum olduğu için bir anda gözyaşlarına boğuldum. Daha şoku atlatamadan bir meslektaşımın öldüğünü öğrendim. Bu gerçekten üzücü bir durum... Sonra Aleksandar'ın öldüğünü diğer çalışanlara da söylemem gerekti, ki bu da benim için çok dramatikti. Çok garip bir şey. Bir yandan çok üzülüyorsunuz ve bir travma yaşıyorsunuz, diğer yandan duygularınızı bir kenara bırakıp devam etmeye çalışıyorsunuz."

Caux saldırının yapıldığı otelde kalmadığı için şu an hayatta. Ancak onun kadar şanslı olmayan Aleksandar Vorkapic, bu yıl yardım girişimleri sırasında hayatını kaybeden üç Birleşmiş Milletler Mültecilere Yardım Örgütü çalışanından biri oldu. Geçtiğimiz yıl dünya genelindeyse çatışma ortamlarında görev yapan yaklaşık 120 Birleşmiş Milletler çalışanı hayata gözlerini yumdu. Bundan on yıl önce bu rakam 36'ydı.

Saldırı ve kaçırma olaylarında artış var

Birleşmiş Milletler'in yardım çalışmalarında görev alan kişilere yapılan saldırılarda ve kaçırma oranlarında da geçen 10 yıla oranla büyük bir artış var. Dolayısıyla yardım organizasyonlarının çalışanları sürekli büyük bir tehlike altında.

Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu UNICEF'ten Veronique Taveau, birinci Dünya İnsani Yardım Günü'nün özellikle bu duruma dikkatleri çekmeyi hedeflediğini belirterek şunları söyledi: "Yardım çalışmalarında görev alan kişilere yönelik yapılan hiçbir tehdit ve saldırı kabul edilemez. Birleşmiş Milletler çalışanları insanlara yardım etmek için bölgedeler. En çok yardıma muhtaç olanlarsa kadınlar ve çocuklar. Görevliler yaşanan açlıkla mücadele etmek, çocukları korumak ve tıbbi ihtiyaçları karşılamak için orada bulunuyor."

Geçen üç yıl içinde Birleşmiş Milletler yardım çalışanlarına yapılan saldırılar özellikle altı bölgede yoğunlaşıyor. Şu an için en tehlikeli olarak nitelenen bölge Sudan'daki kriz bölgesi Darfur. Somali, Afganistan, Çad, Irak ve Pakistan'daki yardım görevlileri de yüksek risk altında kabul ediliyor. Birleşmiş Milletler çalışanlarının bu denli fazla saldırıya uğramasının nedeniyse, terör gruplarının veya militanların bu çalışanları Batı'nın temsilcileri olarak görmeleri.

"Vazgeçmeyi hiç düşünmedim"

Her ne kadar bazı yardım örgütleri yoğun tehditler ve saldırılar sonucunda kriz bölgelerinden çekilme yolunu tercih etse de Birleşmiş Milletler buralara yardım personeli göndermeyi sürdürüyor. Birleşmiş Milletler Mültecilere Yardım Örgütü'nden Elaine Caux da Pakistan'da yaşadığı travmaya rağmen işini bırakıp gitmeyi hiç düşünmediğini, ancak içinde bulundukları durumun hiç de kolay olmadığını belirtiyor.

Caux, "Yardım çalışanları olarak çok büyük bir ikilem yaşıyoruz. Bir yandan işimizi yapmak istiyoruz ve biliyoruz ki eğer devam etmezsek bin kadar mültecinin hayatta kalması büyük ihtimalle mümkün olmayacak. Diğer yandan insan kendi canını da düşünüyor. Zira hiçbir şey kişinin kendi canından değerli değil" diyor.

Elain Caux, Pakistan'dan Cenevre'ye geri döndükten sonra kendine gelmesinin iki hafta sürdüğünü ve üzerindeki korkuyu hâlâ tam olarak atamadığını söylüyor. Ancak yine de bu durum onu durdurmaya yetmemiş. Caux yeniden Pakistan'a yardım için gideceği günü iple çekiyor.

Pascal Lechler / Cenevre - Çeviri: Banu Ertek

Editör: Hülya Köylü