Yabancıların sınırdışı edilmesi zorlaştı
4 Ağustos 2004Leipzig’deki Federal İdare Mahkemesi’nin kararına göre uyuşturucu ticareti ve gasptan hüküm giymiş bir Portekizli ile üç Türk'ün sınırdışı edilmesi özel koşullar da dikkate alınarak tekrar sınanacak. Bundan sonra da örnek teşkil edecek karar Avrupa Adalet Divanı’nın hakimlerince talep edilen ”daha geniş takdir serbestisi” hümüne dayanıyor. Yani sınırdışı etme nedenleri hüküm giyen kişilerin özel koşulları da göz önüne alınarak yeniden sınanıyor.
Davacıların avukatı Rolf Lehner, sınırdışı işleminin hüküm giymiş kişi kamu güvenliği ve düzeni için sınırdışı edileceği tarihte bir tehlike yaratıyorsa gerçekleşebileceğini vurguluyor.
Alman Yabancılar Kanunu’na göre şimdiye kadar üç yıldan uzun süre hüküm giymiş ya da uyuşturucu suçu işlemekten iki yıl hapse mahkum edilen kişiler, özel koşullarına bakılmaksızın doğrudan sınırdışı edilebiliyordu.
Köln’de Yabancılar hukuku konusunda çalışan avukat Şahindar Çapraz ise yabancılar hukuku dışında, hatta bu hukukun üstünde AB ile Türkiye arasındaki anlaşmaşmaların da dikkate alınması gerektiğini belirtiyor. Çapraz , bu konunun aslında Almanya içişleri Bakanlığı tarafından yabancılar dairelerine iki yıl önce resmi bir yazı ile bildirildiğini kaydediyor ve şöyle konuşuyor:
"Yabancılar ve bilhassa Türkleri ilgilendiren sınırdışı konusunda yalnızca Yabancılar Kanunu geçerli değil. Bunun dışında Yabancılar Kanunu'nun daha üstünde olan 30.06.1980 tarihli Almanya ile Türkiye arasında 1/80 sayılı karara dayanıyoruz."
Sınırdışında dikkat edilmesi gereken hususlar
Söz konusu anlaşmaya göre, bir Alman vatandaşı ile evli olma durumu, çocukların Alman vatandaşı olması ve bir işyerinde belli bir süre aralıksız çalışmış olmak, sınırdışı edilme konusunda dikkate alınması gereken özel koşullardan bazıları. Federal İdare Mahkemesi’nin kararına göre ilgili kişi, sınırdışı edilme konusunda tanınan süre sona erdikten sonra, istediği zaman özel koşullarının sınanmasını isteyebilecek.
Özel koşulların sınanması istemi
Avukat Şahindar Çapraz, AB ile Türkiye arasındaki 1980 tarihli Ortaklık Konseyi kararının, Almanya ve diğer AB ülkelerinde yaşayan Türklere sağladığı avantajların, sadece sınırdışı edilme konusuyla sınırlı olmadığını vurguluyor:
"Yalnızca sınırdışı değil, burada örneğin oturma müsadesi olmayan bir kişi konsey kararının maddelerini yerine getiriyorsa, oturma müsadesi alabiliyor. Burada okuyan üniversiteliler, öğrenimlerini tamamlayıp diplomalarını aldıktan sonra Yabancılar Yasası'na göre gitmeleri öngörüldüğü halde yine konsey kararına göre eğer aileleri burada yaşıyorsa oturma müsadesi alabiliyorlar. Ya da burada bir sene boyunca aynı işyerinde çalışmışlarsa, bu da oturum almalarını sağlayabiliyor."