1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 2611 Hadsch Mekka

26 Kasım 2009

Her yıl yaklaşık 2 buçuk milyon Müslüman Kâbe'yi ziyaret ediyor. Hacca gitmek manevî huzurun yanında bazı zorlukları da beraberinde getiriyor. Deutsche Welle'den Ina Rottscheid'in izlenimleri...

https://p.dw.com/p/Kgoq
Fotoğraf: dpa

Günlerden cuma... Almanya'daki camilerde öğle ezanı okunuyor. Mevdudî Can kutsal topraklara doğru yolculuğa çıkmadan önce son bir kez cuma namazına gitmeyi planlıyor. Ama bürodaki telefonlar bir türlü durmak bilmiyor. Mevdudî Can' ın akrabaları, hacca gitmeden önce bir kez daha onun sesini duymak istiyor...

'' Eş, dost, akraba... Hemen hemen hepsi havaalanına gelir. Hem hacca gidenlerle vedalaşır, hem de küçük hediyeler getirirler.''

Akrabaları, Arafat Dağı'nda vakfeye duracak olan Mevdudî Can'a "Mübarek topraklara bizden de selam götür" türünden dileklerini iletiyor. Çünkü akrabaları, Mevdudî Can'ın, Müslümanların Allah'a en yakın olunan yer olduğuna inandıkları Arafat vakfesinde kendileri için de dua etmesini istiyor. Bu durum, yaklaşık 20 senedir böyle sürüyor. Çünkü Mevdudî Can sadece 20 senedir Hac'a gitmekle kalmıyor, ayrıca Almanya'dan Hac turları da organize ediyor.


En önemlisi sabır

Bu arada Mevdudî Can cuma namazına yetişmeyi başarıyor. Camide herkes Mevdudî Can'ı tanıyor. Onlardan biri de en yakın arkadaşı Engin Topal: ''Her sene erteleye erteleye bir türlü hacca gidemedim. Ama bu sene kararlıydım. Fakat sadece birilerinin bana gaz vermesi gerekiyordu...''

Araya giren Mevdudî Can "işte o gazı ben verdim" diyor... Hatta Mevdudî Can aylar öncesinden onu hac yolculuğuna hazırlamaya başlamış. Mina'da şeytan taşlarken etrafındaki milyonlarca insanın bazen üstüne üstüne geleceğini anlatmış. Özellikle bütün hacı adaylarının cep telefonlarıyla Kâbe'nin fotoğrafını çekmeye çalışırken yaşanan izdiham nedeniyle insanın baygınlık geçirebileceği uyarısında bulunmuş. Çadırlarda yerde yatmaya hazır olmasını, Arafat Dağ'ına çıkmadan önce bir kondisyon yüklemesi gerektiğini anlatmış.

''... En kötüsü de insanların cep telefonlarıyla fotoğraf çekmeyi bırakıp telefonlaşmaya başlamaları. 'Ben Kâbe'deyim' diye bağırıp yanındaki rahatsız ediyorlar. Onların içinde bulunduğu o manevî durumu sarsıyorlar. Yani beraberinizde getirebileceğiniz en önemli şey 'sabır' diyorum ben.''


Temizliğe dikkat

Mevdudî Can bu yıl Mekke'de, bir kaç domuz gribi vakası ile karşılaşıldığı için özellikle temizliğe çok dikkat edildiğini kaydediyor. Bu nedenle resmî makamlar ülkeye girişlerde bazı kısıtlamalar getirmiş. Bu yıl hacca gidenlerin sayıları da geçen yıla oranla yüzde 40 dolayında düşüş göstermiş. Ancak Mevdudî Can bu durumun sebebini, domuz gribinden çok ekonomik krize bağlıyor: '' Bana gelip kimse 'ben domuz gribinden korktuğum için gitmiyorum' demedi. Aksine herkes, bu yıl az mesai yaptığı için izne çıkamadığını söylüyor.''

Almanya'dan hacca gitmenin yaklaşık 3 bin euroya mal olduğunu belirten Mevdudî Can'a, "20 kez hacı olmak nasıl bir duygu?" diye soruyoruz. Çünkü malum, hac farizasını yerine getirenlerin, tüm günahlarının bağışlandığına ve günahlardan uzak durması halinde Cennet'e gireceğine inanılır: ''Bir garantim yok. Sadece bunun için Cennet'teki yerimin hazır olduğunu düşünmüyorum. Ama inşallah öyledir.''


© Deutsche Welle Türkçe

Ina Rottscheidt / Çeviri: Başak Demir

Editör: Murat Çelikkafa