1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Volkswagen'de kriz

Ajanslar2 Kasım 2004

Almanya’da Opel’den sonra bir başka otomobil devi Volkwagen’de (VW) de kriz yaşanıyor. Toplu sözleşme görüşmelerinde işçilerle işveren arasında sorun yaşanan VW, 2011 yılına kadar işci masraflarını yüzde 30, yani 2 milyar euro civarında azaltmayı planlıyor.

https://p.dw.com/p/Abeo
Toplu sözleşme görüşmelerinde uyarı grevleri gündeme geldi...
Toplu sözleşme görüşmelerinde uyarı grevleri gündeme geldi...Fotoğraf: AP

Alman otomobil sektöründe Opel’den sonra,Volkswagen (VW) firmasında da kriz yaşanıyor. VW ile sendika arasındaki dün altıncı turu başlayan toplu sözleşme görüşmeleri de sorunlu geçiyor. Görüşmelere, uyarı grevlerinin gündeme gelmesi bunun bir göstergesi. Sendika yetkilileri, uyarı grevlerinin toplu sözleşme görüşmesinde ellerini güçlendireceği görüşünde.

Bunun yanında taraflar, anlaşmazlığın çözümü konusunda olumlu mesajlar vermeyi de ihmal etmiyor. Almanya Cumhurbaşkanı Horst Köhler de dün yaptığı açıklamayla uzlaşmazlığın bir an önce çözülmesi çağrısında bulundu. Toplu sözleşme görüşmeleri, şirketin Almanya’nın batısındaki altı fabrikasında çalışan 103 bin işçiyi etkileyecek.

Volkswagen işçilerinin temsil eden sendika, başlangıçta yüzde 4’lük ücret artışı talep ederken daha sonra ısrarından vazgeçti ve yüzde 2’de karar kıldı. Buna karşılık toplam 6 fabrikasının 103 bin çalışanı için bağlayıcı ve orta dönemli iş güvencesi talep ediyor. Sendikanın talepleri arasında, yaşı ilerlemiş işçilere daha hafif işlerin verilmesi de bulunuyor. İşe yeni başlayanların ya da çırakların diğer işçilerden daha az ücret alması konusunda ise uzlaşıya hazır olduğu mesajını veriyor.

VW masraflarını azaltmak istiyor

Volkwagen firması ise 2011 yılına kadar işci masraflarını yüzde 30, yani 2 milyar euro civarında azaltmayı planlıyor. Sendikanın da bu yönde adım atmasını bekliyor. Bu miktarın yarısını bu turda çıkarmayı hedeflerken, diğer yandan Almanya genelindeki 176 bin işçinin işyerini güvence altına almak istiyor.

Firma, rekabet gücünü koruma gerekçesiyle iki yıl boyunca ücretlere zam yapmamak istiyor. Ayrıca fabrikaları arasındaki rekabeti artırmayı planlıyor. Bu durumda, Almanya’daki işçilerinden üretimi Polonya ya da Çek Cumhuriyeti’ndeki işletmelerine kaptırmamak için gönüllü olarak daha uzun süre çalışmalarını talep ediyor. Ayrıca ücretsiz fazla mesai süresinin artırılmasını, molaları ise ücretsiz yapmayı amaçlıyor. Kısacası şirket, işçilerinden işlerinin ellerinden alınmaması karşılığında taviz vermesini, bir anlamda kazanılmış bazı haklarından vazgeçmesini istiyor.

Alman otomobil sektörü krizde mi?

Bu gelişmeler ışığında akla gelen soru, Alman otomobil sektörünün işçilerini kitlesel olarak işten çıkarmayla tehdit edecek derecede genel bir krizde mi olduğu. Yönetici hatası nedeniyle mali krize girdiği söylenen Opel ya da VM’nın aksine BMW ve Daimler Chrysler’in yılın ilk altı ayındaki karları, milyarlarca euroyu buluyor. Porsche de kar getiren şirketlerden. Opel ve VM, Almanya’da işçiliğin pahalı olduğu gerekçesi ile Doğu Avrupa’da daha ucuz üretim yapılan yerleri alternatif gösteriyor.

Alman otomobil sektörünün uzmanlarından Georg Stürzer ise sorunun, fabrikanın bulunduğu yer değil, işletmelerin politikalarında yattığı görüşünde. Bazı uzmanlar ise Almanya’nın üretim merkezi olarak pahalı olduğu ve çalışma koşullarının esnek olmadığı tespitinde bulunuyor. Ama BMW firmasının bu yılın ilk yarısında Almanya’da 1000 yeni iş alanı açmış olması bu savı çürütüyor.

Lüks otomobiller üretiliyor

Gerek BMW’nin gerekse, Daimler Chrisler’in işletme politikalarına bakıldığında lüks otomobil sınıfında aktif oldukları ve bu sınıfın müşterisinin gündelik otomobil sınıfı müşterisinin aksine fiyat artışlarından etkilenmediği gözleniyor. Öte yandan uzmanlar, Opel ve VW’nin üretimlerinin kalbi sayılan orta sınıf otomobillerini ihmal ettiğini kaydediyor.

Bu iki firmanın bir yandan albenisi olan, diğer yandan her keseye uygun arabalar üretmesi gerektiği belirtiliyor. Örneğin, VW’nin Mercedes ile rakabete girmesinin, ürünlerinin pahalanmasına yol açtığı ifade ediliyor. Diğer yandan, Almanya’da diğer sektöderlerde de işten çıkarmaların söz konusu olması ve petrol fiyatlarındaki artışın orta gelirli kesimin tüketim davranışlarını olumsuz etkilediği belirtiliyor.