1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ve kadın İncil’i yazdı

Ayşe Tekin17 Kasım 2007

Alman uzmanların kadın bakış açısıyla yeniden kaleme aldığı İncil tartışma yaratıyor. Kitap, kimilerine göre İncil’in orijinalliğini bozuyor. Bir başka grupsa yeni İncil yorumunu "adil bir metin" olarak niteliyor.

https://p.dw.com/p/CDis
Hristiyan din görevlilerinden bir kısmı İncil'in yeniden tartışılmaya başlanmasından memnun.
Hristiyan din görevlilerinden bir kısmı İncil'in yeniden tartışılmaya başlanmasından memnun.Fotoğraf: Antwerpen, Rubenshuis

Kadın bakış açısı yaşamın her alanında etkili oluyor. Kadınlar kutsal kitaplarda kadın ve erkeğin konumunu sorguluyor. Almanya'da kadınlar İncil'i bu anlamda gözen geçirip "Adil İncil" başlıklı yeni bir baskısını yayınladılar.

2 bin 400 sayfalık geniş kapsamlı bu çeviri üzerinde 50 din bilimci yıllarca çalıştı. Adil İncil, aslında sadece kadınlarla ilgili değil, tüm ayrımcı ifadelerin çıkarıldığı bir çalışma. Çeviri, İncil'de kadını daha görünür kılmak, Yahudi karşıtı tanımlamaları düzeltmek ve İncil'deki sosyal adalet anlayışını göz önüne sermeyi hedefliyor. Kitap piyasaya çıkalı bir yıl oldu ve o zamandan bu yana tartışılıyor. Kiliselere göre "Adil İncil", İncil'in orijinal metnini tümüyle değiştiriyor.


”Gökteki anne ve baba”

Protestan papaz Margit Büttner, "Adil İncil" 'in yol açtığı tartışmaların nedenlerini bulmak istiyor: Kutsal Kitap'ın lehinde ve aleyhinde konuşanlar sadece dinbilimcileri değil, cemaatin içinde de bu konuda yoğun ve duygusal tartışmalar yaşanmakta.

Büttner şunları söylüyor: "İncil, sadece dünyayı felsefi olarak açıklamıyor, aynı zamanda insanlara varoluşlarının odağından sesleniyor. Bu odağı birdenbire sorgulamaya başlarsak yani inananlara, ‘gökteki baba’ yerine adil olsun diye ‘gökteki anne ve baba’ diye dua etmeleri gerektiği söylenirse, bu insanları tedirgin eder."

Kadınlar İncil'in İbranice veya eski Yunanca orijinalinden yapılan çeviride kasıtlı olarak metin dışında bırakıldıklarını, çok anlamlı kelimelerin çevirisinde erkek egemen anlayışın hakim olduğunu düşünüyor. Örneğin kimse İsa'nın kadın havarilerinden söz etmiyor, 12 erkek havari öne çıkarılıyor, oysa tarihi anlatılarda kadınların İsa'nın takipçileri arasında çoğunlukta olduğu biliniyor.

Adil bir dil için mücadele

Katolik din bilimci, Helen Schüngel-Straumann, bu bilincin oluşturulmasına geç bile kalındığı görüşünde: “Öncelikle, biz feminist din bilimcilerin ve İncil yorumcularının, yıllardır adil bir dilin kullanılması için mücadele ettiğimizi ifade edeyim. Bu yıllardır çok önemsediğimiz bir konu. Yine de kamuoyuna bu şekilde anlatılmasına katılmıyorum.”

Almanya'da çeşitli üniversitelerde dersler vermiş olan, İsviçreli din bilimci, tarihle hesaplaşmanın bu şekilde yarım kaldığını ifade ediyor. Schüngel-Straumann’a göre, İncil'deki anlayış için önemli olan erkek egemen toplum içindeki ilişkilerin üzeri bu çeviride örtülüyor. Alışılagelmiş erkek Tanrı imajının yıkılmasını olumlu bulduğunu vurgulayan din bilimci buna rağmen İncil'in yeni çevirisinde kadınların yeterince yer bulmadığı görüşünde: “Ben eski Ahit uzmanıyım ve eski Ahit'te çok sayıda dişi özelliğe sahip Tanrı imajına rastlamak mümkün. Bunlardan en önemlisi olan bilgeliğe, ‘Adil lncil’de değinilmiyor bile. Yeni İncil'deki Tanrı kişiselleştirilmiş, ruhani Tanrı imajından uzak bir tanım.”

Dokunulmazlığı Luther bozdu

Kanon olarak kabul edilen İncil'i Almanca'ya çevirerek dokunulmazlığını ilk bozan Martin Luther olmuştu. Şimdi Almanya'da yeni bir adım atılıyor. "Adil İncil" Luther'in çevirisinin yerini dolduramasa da yarattığı tartışmalarla yeni kapılar açan bir araştırma kitabı niteliği taşıyor. Katolik din bilimci Helen Schüngel-Straumann bu çeviri ile feminist din bilimcilerin eleştiri yağmuruna tutulacağını söylüyor: “Şimdi bazı erkekler içten içe kötü niyetle sevinecek, ve kitaptan birkaç uç örnek alarak, ‘bakın neler saçmalamışlar’ deyip tüm feminist din bilimini hallolmuş sayacak.”

Protestan papaz Margit Büttner aynı görüşte değil ve tüm çekincelere rağmen, bu çeviri girişimi sayesinde, İncil'in yeniden tartışılmaya başlanmasından memnun: “Geçenlerde toplantımıza bir Katolik papaz katıldı ve Katolik kilisesinin yapısında, özellikle kadın havarilerin varlığı kabul edilirse, değişikliklerin olabileceğini ifade etti. Eğer bu iddianın gerçekliği ispatlanırsa kilise şu an olduğu gibi kalamaz."

Kilise çağdaş dünyaya uyumsuz

Almanya'da ve Avrupa'da kiliseye ilgi gittikçe azalıyor. Kilise üyeliğinden ayrılanların sayısının çokluğu kadar ayinlere katılanların sayısının azlığı da bunun göstergesi. Yapılan anketlerde kiliselerin boşalmasına gerekçe olarak, modern yaşam anlayışına ayak uyduramamaları ve katı öğreti ile cemaatin sorunlarına çare bulmaktan çok yeni sorunlar yaratmaları gösteriliyor. Vatikan'ın kürtaja kesinlikle izin vermeyişi bunun bir örneği. Katolik kilisesi, tecavüz sonucu hamile kalan kadınların çocuğu doğurmasını ve bakmak istemiyorsa evlatlık vermesini öğütlüyor. Kadınlarsa bu durumda kendilerini sadece bir doğum makinesi olarak gören kiliseye karşı çıkıyor. Katolik papazlara uygulanan evlenme yasağı bir başka tartışma konusu. Bu yüzden teoloji eğitimi alsalar da papaz olma kararı alanların sayısı azalıyor. Bazı bölgelerde cemaat ya da papaz yokluğundan kiliseler kapatılıyor ya da başka amaçlarla kullanılıyor. Tüm bunlar kiliseyi eleştirilere kulak vermeye zorluyor.