1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türkiye'ye insan hakları eleştirisi

Cem Sey / Washington7 Mart 2007

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın 2006 İnsan Hakları Raporu’nda Türkiye’ye de eleştiriler yöneltildi. Raporda, TCK’daki iyileştirmelere rağmen, ifade özgürlüğüne ilişkin kısıtlamalar, namus cinayetleri eleştiriliyor ve güvenlik güçlerinin işkence gibi yöntemlere başvurduğu ifade ediliyor.

https://p.dw.com/p/AZTZ
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın raporunda düşünceyi kısıtlayan maddeler eleştiriliyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın raporunda düşünceyi kısıtlayan maddeler eleştiriliyor.Fotoğraf: AP

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın 2006 İnsan Hakları Raporu’nun Türkiye bölümünde, yeni ceza kanununun, işkencenin azalmasına ve savunma konumundaki kişilerin durumunun iyileşmesine yardım ettiği ancak yeni kanunların tam anlamıyla uygulanmasında bazı zorluklar yaşandığı belirtildi. Rapora göre, ifade özgürlüğüne ilişkin kısıtlamaların azaltılması, güvenlik güçlerinin tutumu, kadınlara karşı işlenen namus cinayetleri, geçen yıl hükümetin karşısındaki zorluklar oldu.

Ceza yasasının yenilenmesinin, işkencenin azalmasına ve savunma pozisyonundaki kişilerin durumunun iyileşmesine yardım ettiği belirtilen raporda, yeni kanunların tam olarak uygulanmasında bazı zorluklar yaşandığı da savunuldu. Güvenlik güçlerinin zaman zaman işkence, dayak ve diğer taciz yöntemlerine başvurduğu ifade edilen raporda, hapishane koşullarının zayıf olmayı sürdürdüğü, hapishanelerin çok kalabalık olduğu ve çalışanların yeterli eğitimden geçirilmediği kaydedildi.

Kısıtlamalar

Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nın raporu, AKP hükümeti kurulduğundan beri hükümetin devletin güvenlik güçlerine büyük ölçüde hakim olmayı başardığını vurgulasa da, düşünce özgürlüğüne ve Müslüman olmayan dini kurumların haklarına kısıtlamalar getirildiğini belirtiyor. Raporda, “Anayasal kısıtlamaları ve aralarında hükümetin, devletin, ‘Türklüğün’ ya da cumhuriyetin kurum ve sembollerini aşağılamayı yasaklayan Ceza Yasası maddelerinin de bulunduğu birçok yasayı kullanan hükümet, düşünce özgürlüğünü kısıtlıyor” deniyor.

Rapor, AGOS Gazetesi Kurucusu Hrant Dink hakkında Ceza Yasası’nın 301. maddesinden açılan davanın geçtiğimiz yılın sonunda daha devam ettiğini hatırlatıyor. Ancak, 2006 yılı içinde olmadığından olacak, Dink’in bir suikastle öldürüldüğüne değinmiyor.

Raporda kanunlara göre ifade ve basın özgürlüğünün olmasına karşın hükümetin zaman zaman bu özgürlükleri kısıtladığı ve gazetecileri, ''oto-sansüre'' yönelttiği savunuldu. Bireylerin, karşı karşıya kalabileceği sonuçlar nedeniyle devleti ve hükümeti kamuoyu önünde eleştirmekten çekindiği belirtildi.

“Adaletin temeli olmalı“

Bakanlığının hazırladığı 2006 Yılı İnsan Hakları Raporu’nu kamuoyuna tanıtırken Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ise insan haklarının her toplumda adaletin temeli olması gerektiğini söyledi. Rice, „Geçtiğimiz yıl, insan haklarının önemi aşikar olduğu halde, bunların kendiliğinden gerçekleşmediğini çok sık acı şekilde hatırladık“ dedi.

Dışişleri Bakanı Rice, konuşmasında “Bu raporları kendimizin mükemmel olduğuna inandığımız için yayınlamıyoruz” dedi, ancak insan hakları ve demokrasiye duydukları inancı ve bu ilkelerin tüm dünyada kabul görmesini arzu ettiklerini vurguladı.