1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Titanic'in sırrı

15 Nisan 2012

Titanic, inşa edildiği dönemde kesinlikle batmaz bir gemi olarak kabul ediliyordu. Uzmanlar, 100 yıl sonra kazayı yeni yöntemlerle değerlendirdiler.

https://p.dw.com/p/14dGa
Fotoğraf: Musikautomaten-Museum Bruchsal

Büyük gemi kazalarının genelde üç temel nedeni oluyor. Bunlardan biri, tıpkı 100 yıl önce Titanic’te olduğu gibi, bir engele çarpıp su alarak batması. İkincisi gemide yangın veya patlama olması. Bunun dışında bir de dev dalgaların gemiyi alabora etmesi.

Rostock Üniversitesi’nin Gemi Yapımı Bölümünden Profesör Peter Bronsart “Bu üç senaryoda da geminin batmamasının tek yolu, gemilerin, iç içe geçen ve su geçirmez bölümlerden oluşması” diyor:

“Böylece bir yerde çatlak oluşursa, gemiye dolan su miktarı kontrol altına alınabilir. Bu sistem geminin uzunlamasına, enlemesine ve diklemesine bölümlere ayrılmasını gerektiriyor. Bu da gemiye otomatik olarak bir kaç gövde daha kazandırmış oluyor, ki zaten dayanıklılığı artırmak için zorunlu bir önlem bu.”

Dev geminin sonu

Bu bölmeleri birinden ayıran duvarlarda, çabuk kapanan ve su geçirmeyen ara kapılar bulunuyor. Örneğin Titanic’te tam 15 bölme duvarı ve 16 ayrı bölüm bulunuyordu. Ancak öndeki ilk 5 bölüm, buz dağı ile çarpışma sırasında parçalandı. Burun kısmından içeriye su alarak yan yatmaya başlayan gemide, bölme duvarlarının alçak olması sonucu, içeriye dolan su, rahatça diğer bölümlere de doldu ve dev geminin sonunu getirdi. Profesör Bronsart‘a göre bu bölümleme, sadece su alma tehlikesinde değil aynı zamanda yangının kontrol altına alınmasında da büyük emniyet sağlıyor.



Ancak seyir güvenliği için yeni konseptler geliştiren İsveç’teki Göteborg Üniversitesi’nden Olle Rutgersson, tüm bu bölümlemelere rağmen gemilerin alaboraya karşı yeterince dayanıklı olmadığını düşünüyor:

“Benim kişisel görüşüm, muhtemelen günümüzde yapılan lüks seyahat gemilerinin, Titanic’ten daha sağlam olmadığı. Titanic’te yapılan en büyük hata, su geçirmez duvarların yeterince yüksek yapılmamasıydı. Duvarlar daha yüksek yapılmış olsaydı, gemi muhtemelen batmayacaktı.”

Costa Concordia’nın akıbeti

Olle Rutgersson, 13 Ocak'ta İtalya’nın Toscana kıyılarında karaya oturan Costa Concordia’nın akıbetinin, modern seyahat gemilerinin Titanic’ten daha sağlam olmadığını ispatladığını belirtiyor:

“Hepimizin de gördüğü gibi, kruvazör, gövdesinde açılan çatlağa dayanamadı. Hatta Costa Concordia, Titanic’ten daha hızlı ve tehlikeli bir biçimde battı diyebilirim. Çünkü alabora oldu.”


Rutgersson, seyir güvenliğinin artırılması için, küpeştenin daha yüksek inşa edilmesi ve gemi dış gövdesinin tamamen su üstünde kalabilen ünitelerle kaplanması gerektiği görüşünde. Ancak ticari kaygılar bu önlemleri ihmal ettiriyor. Zira gemi işletmecileri, büyük seyahat gemilerine, kamaralardan dışarının izlenebileceği büyük pencereler takılmasına önem veriyor. Yük gemilerinde ise taşıma kapasitesini düşürmemek için çift gövdeden feragat ediliyor.

Profesör Bronsart, bütün zayıf noktalarına rağmen gemilerin en güvenli yolculuk aracı olduğu görüşünde. Zira modern seyrüsefer teknikleri ve isabetli hava durumu tahminleri ile kaza ihtimali asgariye düşürülebiliyor. Bronsart bu nedenle gemi kazalarının yüzde 80’inin mürettebat hatasından meydana geldiğini söylüyor..

Titanic aufgenommen am 10 April 1912 in Southampton, England
Fotoğraf: AP
100 Jahre Untergang der Titanic
Fotoğraf: picture-alliance/Geisler-Fotopress

© Deutsche Welle Türkçe

Fabian Schmidt / Çeviren: Başak Demir

Editör: Ahmet Günaltay