Terör soruşturmalarında gözler Pakistan'da

Pakistan tüm kuşkuları üzerinde topluyor. Hem İngiltere’nin başkenti Londra’da meydana gelen saldırılardan, hem de Şarm el Şeyh’teki bombalı saldırıdan sonra, arananlar hep Pakistanlı. Pakistanlı güvenlik uzmanı Hasan Askari Rizvi, Pakistan hükümetinin de bu durumdan etkilendiğini ve töhmet altında kaldığını belirttikten sonra şunu vurguluyor:

“Bu tür şeyler çok küçük, fakat iyi örgütlü ve yeraltında faaliyet gösteren bir azınlık tarafından yapılıyor. Bu küçük bir grup. Fakat morali yüksek, kararlı bir küçük grup bunları yapanlar. Bu nedenle Pakistan’da bile, bu grupların faaliyetine karşı çıkan birçok muhalif bulabilirsiniz. Ve Pakistan’da da ülke içinde ya da dışında bu tür faaliyetlere karışan unsurlara karşı birşey yapması için hükümete baskı yapılıyor.”

Tarihi nedenlerin etkisi

Bu grupların Pakistan’da ortaya çıkmasınıysa Rizvi, tarihi nedenlere bağlıyor:

“Bence bu, 80’li yılların başında Afganistan’a Sovyet müdahelesine karşı savaşa kadar uzanan uzun bir tarihle ilişkili. Bu savaş on yıl sürdü. Bu savaşın mirası Pakistan’ın peşini bugün bile bırakmıyor.”

Pakistan terörle mücadelede etkili

Alman terör uzmanı Rolf Tophoven da, Pakistan gibi ülkelerin terörle mücadelede kilit rol oynadığını anlatıyor:

“Herşeyden önce teröristlerin geldiği Pakistan ya da Afganistan gibi ülkeleri desteklemeliyiz.”

Tophoven, şu anda Avrupa ülkelerinin teröre karşı mücadelede çok zayıf olduğunu da belirtiyor. Ardından da, bu mücadelede sadece devletin değil, tüm toplumun da yeralabileceğini hatırlatıyor:

“Biz her zaman terörün zaferi ya da yenilgisi hakkında karar verebiliriz. Temelde bizim tepkimiz terör hakkında kararı veriyor. Eğer yıkılmaz ve kendinden emin şekilde davranmaya ve yaşamaya devam edersek, bu terörün yenilgisi olur.”