1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

081010 Friedensnobelpreis kontrovers

8 Ekim 2010

Bu yılki Nobel Barış Ödülü sahibi favori olarak gösterilen Çinli muhalif politikacı Liu Xiaobo oldu. Geçmişte bu ödülü alan çoğu isim tartışmalara yol açtı. İşte Obama'dan Arafat'a tartışmalı Nobel Barış Ödülü sahipleri.

https://p.dw.com/p/PYkw
Fotoğraf: AP

Fizik ya da kimya alanında verilen Nobel Ödülleri genellikle çok fazla tartışmaya yol açmaz. Ancak Nobel Barış Ödülü’nde durum çok farklı. Çünkü ödülün kime verildiği genellikle siyasileri de ilgilendiriyor ve çoğu zaman hararetli tartışmalara yol açıyor.

Yaser Arafat’ın Filistin Kurtuluş Örgütü lideri olarak 1994 yılında, eski İsrail Başbakanı İtzak Rabin ile birlikte Nobel Barış Ödülü’ne layık görülmesi, yalnızca Yahudiler arasında eleştiriye yol açmadı. Arafat, Ortadoğu barışı için gösterdiği çabalar nedeniyle bu ödülü almıştı. Ancak yıllar sonra, dönemin ABD Başkanı Bill Clinton, Camp David’de bağımsız bir Filistin devletinin kurulması amacıyla yapılan görüşmelerin başarısız olmasından sadece Nobel Barış Ödüllü Arafat’ı sorumlu tutmuştu.

Filistin lideri yaşamı boyunca pek çok tartışmaya konu oldu. Uluslararası Para Fonu’na göre, Arafat'ın Filistin Atom Enerjisi Kurumu'nun başkanı olduğu dönemde milyonlarca dolarlık yardım parası yolsuzluk ya da terör eylemlerinin desteklenmesi gibi nedenlerle çarçur edildi. Bu iddiaları redden eski Filistin lideri, 1997 yılında verdiği bir röportajda, "Biz terörizme karşıyız ve uluslararası topluma Ortadoğu barış sürecinin korunması çabalarında yardımcı oluyoruz" demişti.

Kissinger kabul etti Le Duc Tho reddetti

Nobel Barış Ödülü sahipleri arasında en çok tartışılan isimlerden biri de Henry Kissinger oldu. Kissinger, 1973 yılında dönemin ABD Başkanı Nixon’un güvenlik danışmanı olduğu sırada, Vietnam Savaşı’nın sona ermesinde katkısı bulunduğu gerekçesiyle ödül almaya hak kazandı. ABD'li diplomat, bu ödüle Kuzey Vietnamlı politikacı Le Duc Tho ile birlikte layık görülmüştü. Ancak Le Duc Tho, ülkesinde hâlâ barışın hâkim olmadığı gerekçesiyle ödülü reddetti. Aslında savaş da tam olarak 1975 yılının mayıs ayında sona erdi.

Öte yandan, Kissinger'in bir diplomat ve güvenlik konusunda uzman bir politikacı olarak, Nixon’a yönelik sadakati ilerleyen yıllarda da sürdü. Nixon, "Nixon, dış politikadan savaş sonrası süreçte görev yapan her ABD Başkanı’ndan daha fazla anlıyordu" şeklinde konuştu.

Afrika'dan Barış Ödülü alan ilk kadın

2004 yılında ise Nobel Barış Ödülü tarihinde bir ilk yaşandı. Wangari Maathai, barış ödülünü alan ilk Afrikalı kadın oldu. Çevre eylemcisi olan Maathi, Kenya’nın başkenti Nairobi yakınlarındaki ormanlık alanların yok olması ve yolsuzluğa karşı mücadeleleriyle öne çıkan bir isimdi.

Maathai, "Eğer gerçekten ülkemiz ve imajımız için kötü olduğundan yolsuzluğu sona erdirmeye karar verirsek, bunu yapmaktan bizi kim alıkoyar? Bunun için paraya ya da özel bir eğitime değil sadece ulusal bir çabaya ihtiyacımız var" şeklinde konuşmuştu.

Kenyalı Maathai’nin bu talepleri, kendisine uluslararası alanda sempati kazandırdı. Ancak AIDS virüsünün, siyahîleri yok etmek için Batılı laboratuarlarda hazırlandığı yönündeki açıklamaları ise sert eleştirilere yol açtı. Maathai, aldığı büyük ödüle rağmen ülkesinde pek popüler değil. 2007 yılında devlet başkanlığı ve parlamento seçimlerinde, kendi seçim bölgesinde ağır bir hezimete uğradı ve siyasi kariyeri neredeyse bitme noktasında geldi.

Ödül almasına Obama da şaşırdı

ABD Başkanı Barack Obama’nın 2009 yılında göreve başlamasından bir kaç ay sonra Nobel Barış Ödülü alması ise dünya genelinde olduğu gibi kendisinde de şaşkınlık yarattı.

Obama, yaptığı açıklamada, "Nobel Ödül Komitesi'nin kararı beni şaşırttı. Ödülü şahsi başarılarımın tanınması olarak değil, tam aksine bunu her ulusun sahip olduğu hedeflerin gerçekleştirilmesinde Amerikan liderliğine biçilen bir değer olarak gördüğümü açıkça belirtmek istiyorum" ifadelerini kullanmıştı.

Siyasi gözlemciler, ödülün Obama'ya verilmesini geleceğe yönelik bir açık çek olarak değerlendirdi. Yani silahsızlanma, Ortadoğu ve dünyanın diğer pek çok bölgelerindeki çatışmalarda uzlaşı sağlanmasında Obama’nın olası başarılarına yönelik bir ödül olarak değerlendirildi.

© Deutsche Welle Türkçe

Daniel Scheschkewitz / Çeviri:Başak Sezen

Editör: Murat Çelikkafa