1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Yaz saati uygulamasına devam

29 Ekim 2017

Sürekli yaz saati uygulaması, tekrar yürürlüğe girdi. Türkiye ve AB ülkeleri arasındaki saat farkı yeniden 2 saate çıktı.

https://p.dw.com/p/2mh6C
Umstellung auf Sommerzeit
Fotoğraf: picture-alliance/APA/picturedesk/H. Pfarrhofer

Geçen yıl kamuoyunda tepki toplamasına rağmen yürürlüğe sokulan “sürekli yaz saati” uygulaması, 30 Ekim’den itibaren bir yıl süre ile yeniden yürürlükte olacak. Böylelikle 30 Ekim 2016 tarihinde olduğu gibi bu yıl da yine saatler bir saat geri alınmayacak, “kış saati”ne geçilmeyecek. Böylelikle Avrupa Birliği’nin 28 Ekim’de kış saatine geçmesi ile birlikte, Türkiye ile AB ülkeleri arasındaki saat farkı da yeniden 2 saate çıkmış olacak.

Sürekli yaz saati uygulamasına tepkiler ise dinmiyor. Özellikle anaokulu ve ilköğretim çağındaki çocukların karanlıkta okula gitmesine neden olduğu için eleştirilen uygulamanın vaat edilen elektrik tasarrufunu da sağlamadığı iddia ediliyor. Hatta Elektrik Mühendisleri Odası’nın (EMO) elektrik idaresi tarafından açıklanan resmi verilere dayanarak yaptığı hesaplamalara göre, geçen yılki uygulama tasarruf bir yana yaklaşık 3 milyar TL’lik ek tüketime neden oldu. Hükümet kanadı ise, sürekli yaz saati uygulamasının tasarruf sağladığı görüşünde ısrarlı.

Danıştay durdurdu, Torba Yasa’ya girdi

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 27 Eylül tarihinde yaz saati uygulamasını sürekli hale getiren Bakanlar Kurulu kararının yürütmesini durdurmuştu. Kararda, yaz saati uygulaması konusunda Bakanlar Kurulu’na verilen sınırlı yetkinin sürekli hale getirilmesinin yetki aşımı olduğu vurgulanmıştı. Ancak hükümet, daha önce Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile yapılması gündeme gelen kalıcı yaz saati uygulamasını 130 maddelik torba tasarıya eklemişti. Böylelikle Avrupa Birliği’nde 28 Ekim’de kış saati uygulamasına geçilirken, Türkiye yaz saati uygulamasına devam edecek. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak da CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun, yaz saati uygulamasına ilişkin yazılı soru önergesine verdiği yanıtta, kalıcı yaz saati uygulamasının değiştirilmesine yönelik hazırlık olmadığını açıklamıştı.

2018’de kış saatine dönülecek mi?

Öte yandan 28 Ekim tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Bakanlar Kurulu‘nun 23 Ekim 2017 tarihli kararında ise yaz saati uygulamasının bir yıl süreceği ve 28 Ekim 2018 tarihinde saatlerin bir saat geri alınacağı belirtildi. Bu durum, hükümetin yaz saatini sürekli kılmaktan vazgeçtiği yorumlarına neden oldu. Ancak Elektrik Mühendisleri Odası’ndan (EMO) yapılan açıklamada, Resmi Gazete’de yer alan kararın yaz saatinden dönüş anlamına gelmediği, söz konusu kararın Danıştay’ın dikkat çektiği yasal düzenlemeye uyuluyor görüntüsü vermek için alındığı öne sürüldü.

Düsseldorf - Uhren im Baum
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/M. Hitji

“Dağıtım şirketleri memnun”

DW Türkçe’ye konuşan Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Erol Celebsoy, hükümetin yaz saati uygulamasındaki ısrarını anlayamadıklarını söylüyor. Türkiye Elektrik İletim AŞ (TEİAŞ) tarafından yayınlanan resmi verilere göre geçen yıl yaz saati uygulamasına devam edildiği 30 Ekim 2016 – 26 Mart 2017 tarihlerinde, elektrik tasarrufu bir yana tüketimin 7 milyar kilovat saat arttığına işaret eden Erol Celebsoy, “Bu da maddi olarak 2,8 milyar TL daha fazla elektrik tüketmişiz demek oluyor” diyor. Yaz saatinde ısrar etmenin elektrik tüketimini artırdığını, bu durumun da en çok tamamen özelleştirilen elektrik dağıtım sektörüne yaradığına işaret eden Celebsoy, “Elektrik dağıtım şirketleri için daha fazla tüketim, daha fazla kazanç demek. Bu uygulamadan tek memnun olanların bu şirketler olduğunu görmek lazım” değerlendirmesinde bulunuyor.

“Ailelerin faturası kabarıyor”

Yaz ve kış aylarında, gün ışığından en fazla yararlanılabilecek saatlerin farklı olduğunu dile getiren Bilkent ve Atılım Üniversiteleri Öğretim Görevlisi ve Petrol Mühendisleri Odası Enerji Politikaları Çalışma Grubu Başkanı Necdet Pamir ise,  “Dolayısıyla sürekli yaz saati uygulamasının elektrik tasarrufu sağlamayacağı açıktır” diyor. DW Türkçe’ye konuşan Pamir, sürekli yaz saati uygulamasının iddia edilenin aksine elektrik tasarrufu yaratmadığını, ailelerin elektrik faturalarını ise artırdığını dile getiriyor. Pamir, “Özellikle batı illerimizde, güneşin geç doğacağı gerçeği ile birlikte, elektrik tüketiminin yoğun olduğu bölgelerin de batıda yer aldığı düşünüldüğünde; alınan karar, özellikle hanelerin elektrik faturasını artırıyor. Bakanlığın açıklamalarının, hiçbir inandırıcı ve bilimsel yanı yoktur” diye konuşuyor.

“İTÜ raporunu gören yok”

Hükümet ise, sürekli yaz saati uygulamasının tasarruf sağladığında ısrarlı. Bu konuda İstanbul Teknik Üniversitesi’nin (İTÜ) ekim ayında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na sunduğu rapor ise, hükümet çevrelerinin sürekli yaz saati uygulamasının tasarruf sağladığı iddialarına dayanak teşkil ediyor. İTÜ’nün raporuna göre, yaz saati uygulamasının tüm yıl boyunca kullanılması ile geçilen SSU (Sabit Saat Uygulaması) hem elektrik tüketiminde tasarruf sağladı, hem de enerji sektöründe 2 milyar dolarlık yatırım ihtiyacını da devreden çıkardı. Rapora göre, sürekli yaz saati uygulaması ile geçen yıl  Türkiye 1 milyon 308 bin 297 MWh (megavatsaat) daha az elektrik tüketti ve böylelikle 540 milyon TL ile 800 milyon TL arasında tasarruf elde edilmiş oldu.

Ancak DW Türkçe’ye konuşan uzmanlar, İTÜ’nün hazırladığı raporun açıklanmadığını, raporda olduğu belirtilen verilerin ise gerçeği yansıtmadığı görüşünde. İTÜ Raporu’nun “bilimsel olmayan, kanıtlanamayan gerekçelerle ve ayrıntıları bilinmeyen” bir rapor olduğunu söyleyen Necdet Pamir, "Son yıllarda yapılan tamamen siyasi atamalarla, üniversitelerin çok büyük bölümü, bilimsel, özgür ve nesnel çalışma yapmaktan ziyade, tek bir kişinin dudağına endeksli zaman geçirdiğinden, ülkemizde bilime ve üniversitelere olan saygı ve güven de erozyona uğramış durumda. Yani ‘İTÜ Raporu' demekle, yapılan uygulama haklılık ve saygınlık kazanmıyor” değerlendirmesinde bulunuyor. EMO İstanbul Şube Başkanı Erol Celebsoy da bugüne kadar gerek bakanlığa gerekse İTÜ’ye söz konusu raporun tamamının açıklanması için talepte bulunduklarını ancak yanıt alamadıklarını söylüyor. “Eğer böyle bir rapor varsa biz de metodolojisini görmek, okumak istiyoruz. Eğer tasarruf iddiası matematiksel olarak doğruysa bunu kabul ederiz” diyen Celebsoy, buna rağmen hâlâ raporun kamuoyuna açıklanmadığına dikkat çekiyor.

Aram Ekin Duran

©Deutsche Welle Türkçe