1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

140110 Stasi Erstürmung

15 Ocak 2010

Doğu Almanya İstihbarat Teşkilatı Stasi'nin merkezine 20 yıl önce düzenlenen baskın sırasında karşılaşılan görüntüler uzun yıllar devam eden spekülasyonlara neden olmuştu.

https://p.dw.com/p/LW7i
Doğu Almanya İstihbarat Teşkilatı Stasi'nin Berlin merkezi göstericilerle basıldı. 15. Ocak 1990
Doğu Almanya İstihbarat Teşkilatı Stasi'nin Berlin merkezi göstericilerle basıldı. 15 Ocak 1990Fotoğraf: AP

Doğu Almanya İstihbarat Teşkilatı ya da bilinen adıyla Stasi, Demokratik Almanya Cumhuriyeti'nin güvenlik ve istihbarat organizasyonuydu. Doğu Berlin'den yönetilen Stasi, Lichtenberg semtinde geniş kapsamlı bir komplekse sahipti, bunun dışında şehrin muhtelif yerlerinde de değişik birimleri bulunuyordu.

Momentaufnahmen 20 Jahre Mauerfall STURM AUF DIE ZENTRALE DER STASI
Fotoğraf: DW-TV

1989 yılında Berlin Duvarı’nın yıkılışına kadar geçen dönemde Doğu Almanya'daki birçok karanlık uygulamalarıyla korku yaratan Stasi'nin merkezi, 15 Ocak 1990'da göstericilerin akınına uğradı. Bu olay, yaklaşık üç ay önce yaşansaydı, o dönemde Stasi görevlilerinin hâlâ gizli belgelerin korunması söz konusu olduğunda silah kullanma yetkileri olduğu için ortalık kan gölüne dönebilirdi. Ancak Doğu Almanya Bakanlar Konseyi'nin göstericilere müdahale etmek yerine, vatandaşlık hakları hareketinin temsilcilerine odaklanılması yönünde polise verdiği talimat dolayısıyla olaylar sırasında kan dökülmedi.

Sembolik bir anlam taşıyor

Christian Halbrock, Stasi'nin merkezine düzenlenen baskının Doğu Almanya televizyonlarında naklen yayınlanan gösterilerin son halkası olduğunu ve sembolik bir anlam taşıdığını belirtiyor. Olayın görgü tanığı Halbrock o gün yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "Bina yarı karanlıktı. Görünürde çok az nöbetçi vardı. Bazı noktalarda özenle oluşturulmuş tahribatlar veya içine işe yaramayan kâğıtların boşaltılmış olduğu kutular göze çarpıyordu. Ancak ortada gürültü patırtı çıkaran kimsecikler yoktu. Dolayısıyla herkes birbirine tüm bunların nasıl olduğunu soruyordu. Çok tuhaf bir durumdu."

DDR Besetzung der Stasi-Zentrale Berlin Normannenstraße
Fotoğraf: picture-alliance/ ZB


O zaman 26 yaşında olan Halbrock, göstericilerin bakanların görev yaptığı binayı teğet geçip, hizmet birimlerine girmeye uğraşmalarınıysa çok anlamsız bulduğunu belirtiyor. Bu durum Stasi'nin merkezine düzenlenen baskının Stasi'nin kendisi tarafından yönlendirildiği yönünde bitmek bilmeyen spekülasyonlara neden oldu.

Başka tuhaf olaylar da yaşandı

Ancak diğer yerlerde de tuhaf olaylar meydana geldi. Aynı yıl Aralık ayında kamera ekipleriyle birlikte Stasi'nin Leipzig'de bulunan binasına giren vatandaşlık hakları savunucularının Stasi çalışanlarıyla diyaloğu gibi. Hazırlıksız yakalanmalarına rağmen Stasi çalışanlarının ekranlara yansıyan fazlasıyla kibar diyalogları da, bu yöndeki spekülasyonların tırmanmasına yol açtı.

Deutschland DDR Ostberlin Stasi Stürmung Jahrestag
Fotoğraf: AP

Halbrock, çalışanların gösterdiği bu sıcaklığın ardında, tüm delilleri çoktan ortadan kaldırmış olmalarının verdiği rahatlığın yatıyor olabileceğini kaydediyor. Halbrock, bu yönde ellerinde birçok delil bulunduğunu aktarıyor: "Dosyaların imha edildiği, dumanların görüldüğü hep konuşulan konulardı. Birisi dosyaların kentler dışındaki bazı çöplüklerde imha edildiği bilgisini vermişti. Açık olarak ortada olan bir şey varsa, o da 40 yıl boyunca yaşananların sorumlularının bulunması ve hesap sorulması için o dosyalara ihtiyaç duyulduğuydu. Ve haksızlığa uğrayanların yaralarının sarılabilmesi için."


Komünist rejimin yıkılmasının ardından tarih eğitimi alan Christian Halbrock, 2007'den beri Stasi döneminden kalma belgelerin incelendiği bir dairede çalışıyor. Halbrock'un bundan kısa bir süre önce "Mielkes Revier" yani "Mielke'nin Bölgesi" adlı bir kitabı da yayımlandı. Kitaba ismini veren Erich Mielke 32 yıl boyunca Stasi Şefliği yapmıştı. Halbrock duvar yıkılmadan önce, Mielke'nın bölgesi olarak anılan Berlin Lichtenberg'de yaşıyordu.

© Deutsche Welle Türkçe


Marcel Fürstenau / Çeviri: Banu Ertek


Editör: Beklan Kulaksızoğlu