1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Tarım konusunda uzlaşma beklenmiyor

Joachim Schubert-Ankenbauer7 Kasım 2005

Tarım politikası uluslararası ticari ilişkilerde anlaşmazlığa yol açan konuların başında geliyor. Sanayi ülkeleri tarım ürünlerinin rekabet gücünü sübvansiyonlarla takviye ederken diğer yandan da pazarlarını kalkınma halindeki ülkelerin ürünlerine kapatıyorlar. Bunun sonucunda Avrupa’nın tarım ürünleri dampingli fiyatla kalkınma halindeki ülkelere satılıyor ve yerli üretici ucuz ithal mallarıyla rekabet edemiyorlar. Aralık ayındaki dünya ticaret görüşmelerinde bu dengesizliğin ortadan kaldırılmasına çalışılacak.

https://p.dw.com/p/Abb4

Dünya Ticaret Teşkilatı Başkanı Pascal Lamy, tarımın gündemdeki 15 konu başlığından sadece biri olduğunu söylüyor. Gerçekten de Doha turu dünya ticaret görüşmelerinde sanayi ve hizmetler sektörleri de görüşülecek. Ancak anlaşmazlık en çok tarım ürünleri ticaretinde kendini gösteriyor. Bunun nedenleri birkaç rakkamla anlatılabilir. Brezilya, Kenya ya da Hindistan gibi ülkelerde tarım sektörü gayrı safi yurtiçi hasılanın yüzde 10 ila yüzde 34’ünü yaratıyor. Fransa, Almanya ya da ABD gibi Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı OECD üyesi ülkkelerde tarımın milli gelir içindeki payı yüzde 3’ü geçmmemekle birlikte bu ülkeler tarım sektörüne yoğun teşvik veriyor. OECD üyesi ülkelerin tarım sektörüne aktardıkları sübvansiyonlar yılda 280 milyar doları buluyor.

Kalkınma halindeki ülkeler bu nedenle dünya ticaretindeki çarpıklığın sembolü haline gelen tarım ürünleri ticaretinin teşviklerden arındırılmasına büyük önem veriyorlar. Üçüncü Dünya’nın dünya ticaretindeki üçte birlik payının büyük bölümünü Hindistan, Çin ve Brezilya gibi ülkeler paylaştıklarından, bu dağılımın adil olmadığını Teşkilat Başkanı Lamy de teslim ediyor:

“Dünya Ticaret Teşkilatı’nın ticareti kalkınmanın hizmetine verebileceğinden ve kalkınma halindeki ülkelerin mağduriyetten kurtarılıp bu rejimden kârlı çıkmalarını sağlayacak kurallar koyabileceğinden eminim.”

Sanayi ülkeleri tavize yanaşmıyor

Onyıllardır adil ticaret sözü veren sanayi ülkeleri 1986-97 yılları arasındaki Uruguay turu dünya ticaret görüşmelerinde tavize yanaşmamışlardı. Tarım ürünleri ticaretinin gündeme alınması Doha turunun başlatılmasını sağladı. Ancak sanayi ülkeleri yine oralı olmadıkları için 2003 Cancun zirvesi fiyaskoyla sonuçlandı.

Öneri çok

Anlaşma zemini oluşturabilecek öneriler az değil. Ancak pozisyonlar arasında yakınlaşma sağlayabilecek adımlar atılamıyor. AB Komisyonu’nun tarımdan sorumlu üyesi Mariann Fischer Boell tarım ürünlerinden alınan ithalat vergisini yüzde 60 oranında azaltabileceklerini ve himayeli ürün listesini daraltabileceklerini söylüyor:

“Doğrudan teşvik ve ihracat sübvansiyonları ile ilgili iddialı öneriler hazırladık. AB’nin 2003 ve 2004 yıllarında tarım politikasını yeniden düzenlediğine de dikkat çekmek isterim.”

AB bu kolaylığı sanayi ve hizmetmler sektöründeki kolaylıkların arttırılması şartına bağlıyor. 20’ler Grubu ise ‘tarım ürünleri ticaretinden sonuç almadan diğer sektörlere el atılmasına’ yanaşmıyor. Öte yandan AB ile ABD de karşılıklı taleplerle görüşmelerin yerinde saymasında önemli rol oynuyorlar. Dünyanın en büyük ticari blokları arasındaki anlaşmazlık, Hong Kong buluşması için benimsenen mütevazı hedefleri de tehlikeye sokuyor.