1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Talat’tan Ankara’ya destek

Nihat Halıcı / DW17 Ağustos 2005

Kuzey Kıbrıs lideri Mehmet Ali Talat, Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımaksızın Gümrük Birliği ek protokolüne onay vermesinin haklı bir tutum olduğunu söyledi. DW’den Nihat Halıcı’nın sorularını yanıtlayan Talat, "Önce bizim limanlarımıza uygulanan izolasyonlar kaldırılsın" dedi.

https://p.dw.com/p/AacY
Talat, Ankara'nın Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanımasının söz konusu olmadığını söyledi
Talat, Ankara'nın Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanımasının söz konusu olmadığını söylediFotoğraf: AP

Uluslararası toplum tarafından tanınmayan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Kıbrıslı Türklerin ve Kuzey Kıbrıs’ın, Rumlar tarafından alınan siyasi bir karar nedeniyle izolosyon altında bulunduğunu söyledi. Talat, Ankara’nın Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımasının sözkonusu olmadığına dikkat çekerek, "Kuzey Kıbrıs’ın izolasyon koşulları devam ettiği sürece Güney Kıbrıs’ın Türkiye ile çok yakın ilişkiler kurabilmesi, bizi hem ekonomik, hem de psikolojik, sosyal ve siyasi açılardan çok zor durumda bırakacaktır" dedi. DW’nin Talat’a yönelttiği sorular ve yanıtları şöyle :

- Sayın Talat, Türkiye’nin Gümrük Birliği ek protokolüne şerh düşerek onay vermesi, Kıbrıs sorununa, Ada’da iki toplum ilişkilerine nasıl yansıdı?

M.A. TALAT : Biz gayet iyi biliyoruz ki bu protokolü imzalamak Türkiye’nin Kıbrıs’ı tanımasıyla alakalı bir olay değildir. Türkiye’nin Kıbrıs’ı şimdiki haliyle tanıması zaten mümkün değildir. Böyle bir şey olmamıştır ve olmayacaktır. Ancak Rum tarafında çok büyük bir tartışma yarattı bu olay tabii ki… Türkiye’nin deklarasyon yayınlamasını kışkırtıcı buldular. Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’ni eninde sonunda tanımak zorunda olduğunu ifade ediyorlar, bunun üzerinde ısrarlı davranıyorlar. Tabii ki bizde bunun tam karşısında duruyoruz. Çünkü gerçekten hukuki olarak ve uluslararası ilişkiler bakımından Türkiye herhangi bir şekilde Avrupa Konseyi ile bir anlaşma imzaladı, diye böyle bir tanıma yükümlülüğüyle karşı karşıya değildir. Bunu biliyoruz. Ancak dediğim gibi, zaman içinde ortaya çıkması muhtemel çeşitli tartışmalar sonuçta Kıbrıslı Türkler’le Rumlar’ın gelecekteki bir çözümdeki veya çözümsüzlüğün bir süre daha devamındaki ilişkilerini de belirleyecektir. Yani, Türkiye’nin Kıbrıs bandıralı gemilere ve uçaklara limanlarını açma gibi bir baskıyla karşılaşması, bizim ilişkilerimizi büyük ölçüde etkileyecektir. Çünkü Kıbrıslı Türkler, Kuzey Kıbrıs izolasyon altındadır. Kuzey Kıbrıs’ın izolasyon koşulları devam ettiği sürece Güney Kıbrıs’ın Türkiye ile çok yakın ilişkiler kurabilmesi, bizi hem ekonomik hem de psikolojik, sosyal ve siyasi açılardan çok zor durumda bırakacaktır. Bundan dolayı önümüzdeki günler karmaşıktır. Bunun bilincindeyiz. Ama kararlıyız, bilinçliyiz, ne olduğunu, ne olacağını biliyoruz. Herhangi bir sıkıntı yaşamamak için tedbirlerimizi de alıyoruz.

-Son olarak "İzolasyon sürdürdüğü müddetçe Ankara da Rumlar'a gereken karşılığı versin" çağrısını yaptınız. Buradaki düşüncenizi açar mısınız ?

M.A. TALAT : İzolasyon devam ettiği sürece Türkiye’nin de tabii ki Güney Kıbrıs’a siyasi olarak izoyasyon uygulaması son derece doğal kabul edilmelidir. Şu anda bütün limanlarımız ve havaalanlarımız çalışıyor. Bir engel yok çalışmasında… Ancak Rum tarafının aldığı siyasi bir kararla bunlar kapalı ilan edildi. Kapalı ilan edildiği için de bu limanlara doğrudan sefer yapılması, imkansız olmasa da son derece zorlaştı. Dolayısıyla Türkiye de buna karşılık, Kıbrıslı Türkler’e yönelik izolasyonu, bu kararları nedeniyle Rum tarafına kendisi siyasi bir karar alarak limanlarını kapattı. Bu, son derece doğal. Yani Türkiye, siyasi bir karara siyasi bir kararla cevap verdi. O yüzden Türkiye bu tutumunu sürdürecektir, sürdürmek durumundadır. Eğer bunun değişmesi isteniyorsa, gerek Avrupa Birliği gerek Rum tarafınca, o zaman bunun gereği Kıbrıslı Türk limanlarını ve havaalanlarını açmaktır. Onların açıldığını, onların kullanımıyla ilgili itirazlarının olmadığını duyurmalarıdır. Ancak bu olursa Türkiye limanlarını Kıbrıs Rum tarafına açar.

- Son tartışmalarda nedeniyle Rum toplumunun yöneticilerinden bazıları sizi Ankara’nın adamı” olmakla suçladı. Oysa göreve gelirken uzlaşma yanlısı olarak görülüyordunuz? Ne değişti?

M.A. TALAT : Bence bir şey değişmedi. Sadece değişen Rum tarafı hiç beklemediği bir siyasi yapıyla kuzeyde karşılaştı. Bütün dünya bizim barış istediğimizi, Kıbrıs sorununu çözmek istediğimizi, Kıbrıs’ı bütünleştirmek istediğimizi gördü. Zaten bunu seçimlerden önce de görmüştü. Seçimlerle, benim göreve gelmem üzerine dünyadaki bu sempatiyi kırmak için çözüm istemeyen Rum yönetimi beni kötüleme kampanyası başlattı. Bu son derece doğal. Rum tarafından beklenen bir adımdı, beklenen bir girişimdi. Onu yapıyor. Şaşırtıcı bir şey yok yani bunda.