1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Taklitçiler işi büyüttü

Rolf Wenkel17 Ocak 2004

Sadece hazırgiyim ürünleri değil, araba ve uçak motorları da taklit ediliyor. Allman makina ve tesis üretim merkezleri, taklitçilerle mücadele konusunda alarma geçmiş durumda.

https://p.dw.com/p/Abhb
Sanayi taklitçileri uçak motorlarını dahi taklit ediyor
Sanayi taklitçileri uçak motorlarını dahi taklit ediyorFotoğraf: AP

Alman Makina Sanayi Üreticileri Birliği’nin bir araştırması, sahte ürünlerin ulaştığı boyut hakkında hayli çarpıcı sonuçlar ortaya koyuyor. Her iki şirketten biri, bugün sahte üretim yüzünden büyük zarar ediyor. Üstelik bu illegal ürünlerle nasıl başedilebileceği konusunda elde somut çözüm önerileri de pek mevcut değil.

Orijinalinden ayırmak zor

Ticari hukuk uzmanı Heiko Beplat, bugün hemen her makina ve aksamın taklitlerinin yapıldığını belirtiyor. Araba ya da uçak motorlarından büyük iş makinaları ve üretim tesislerine kadar, akla gelebilecek hek alanda sahte makinalarla karşılaşmak mümkün. Bunların çoğu, orijinallerinin bire bir taklit edilmesiyle üretiliyor ve bu yüzden de ayırt edilmesi hiç kolay olmuyor.

Taklidin boyutlarında o kadar ileri gidiliyor ki kullanma kılavuzu ve garanti belgeleri bile bire bir kopyalanıyor. Böylece bu makina ya da aksamları satın alan ya da kullananlar, çoğu kez sahte ürün kullandıklarını farkında bile olmuyorlar.

Çinliler önde gidiyor

Elektronik eşya, parfüm, tekstil ve oyuncaklarda olduğu gibi sahte makina ve aksamların da yaklaşık yüzde 75’i Doğu Asya’da üretiliyor. Ucuz ve kalitesiz malzeme kullanılan bu makinaların en fazla üretildiği ülke ise Çin Halk Cumhuriyeti.

Alman Makina Sanayi Üreticileri Birliği Başkanı Diether Klingelnberg, önceleri Japonya’nın bu işe ön ayak olduğunu, ancak bugün ağırlıklı olarak Çinliler’in sahte makina üretimi yaptıklarını belirtiyor. Ruslar’ın bir ara sahte makina üretimine yeltendiklerini, ancak bunda çok başarılı olamadıklarını kaydeden Klingelnberg, Çinliler’in bu işte artık iyiden iyiye uzmanlaştığını belirtiyor ve bu ülkeden gelen sahte ürünlerle hukuksal mücadelenin zor olduğunu, bunun da kendilerini endişelendirdiğini vurguluyor.

Zarar büyük

Alman üreticilerin, sahte ürünler nedeniyle uğradıkları zarar, yıllık cirolarının yüzde 10’una kadar ulaştı. Eğer önlem alınmazsa bu oranın daha da artabileceği belirtiliyor.

Diether Klingelnberg, sahte ürünlerden muzdarip olanların buna karşı hiçbir önlem alamayacaklarını, hele hele Çin sözkonusu ise bunun tümüyle ümitsiz bir vaka olduğunu söylüyor. Patent alma ya birtakım yasal koruma önlemlerin hayli pahalı olduğunu, buna rağmen Asya ülkelerinden gelen taklit ürünlerin pazar paylarını azaltma konusunda pek bir işe yaramadığı gerçeğini dile getiriyor.