1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türklerin Almanya'ya göçü beyazperdede

14 Şubat 2011

61. Berlinale'de gösterilen „Almanya – Willkommen in Deutschland“ filmi, burada yaşayan milyonlarca Türk kökenlinin hikayesini anlatıyor. Berlinale'yi takip eden gazeteci Aydın Üstünel de filmi izledi. İşte notları:

https://p.dw.com/p/10Gmy
Fotoğraf: Concorde Film

60'lı yılların ortasında çalışmak için Almanya'ya gelen, bir süre sonra da ailesini yanına alan Hüseyin Yılmaz'ın 45 yılı kapsayan trajikomik hikayesi, „Almanya – Willkommen in Deutschland“. Senaryoyu kızkardeşi Nesrin ile birlikte yazan yönetmen Yasemin Şamdereli, sekiz yıl önce dedelerini kaybettiklerini, ardından o buraya gelmeseydi, o zaman o kararları vermeseydi, hayatlarının nasıl olacağını düşünmeye başladıklarını ve bir senaryo yazmaya karar verdiklerini anlatıyor.

50’den fazla senaryo

Sekiz yıl içinde 50'den fazla senaryo taslağı oluşturmuş Şamdereli kardeşler. Filmde otobiyografik öğeler de bol, örneğin kardeşlerin Almanya'daki ilk Noel kutlamaları. Yasemin Şamdereli „Noel şenlikleri, çocuk olarak çok güzel birşey. O güzel süsleri asıyorlar, güzel bir atmosfer var, çocuklara hediyeler alınıyor. Biz de istedik, biz de annemizi zorladık 'anne, sen de yapmalısın, gidip ağaç al, süsle filan.' diye. Yazık, çok denedi, istedi, ama beceremedi, hiç güzel olmadı bizim ilk Noel şenliğimiz.“ şeklinde anlatıyor o günleri.



Benzersiz ekip

Yasemin ve Nesrin Şamdereli, kızkardeşler olarak, sinema dünyasında pek eşi görülmemiş bir ekip oluşturuyor. Yasemin Şamdereli „birbirimizi çok iyi tanımamız avantaj. Aile olarak tabii insan birbirine kızsa bile, bir yandan küsse bile, öbür yandan tabii 'kızkardeşim, en iyi arkadaşım' diyorum, mutlaka devam edeceğiz, yani birden böyle 'hayır, olmuyor, ilişkimiz bitti’ filan gibi bir olay olmuyor.“ derken Nesrin Şamdereli de „Kaçamıyoruz tabii birbirimizden“ diye ekliyor ve iki kızkardeş de gülüyor.

Türkiye’deki çekimler daha rahat geçmiş

„Almanya – Willkommen in Deutschland“, hem Almanya'da, hem de Türkiye'de çekilmiş. Yönetmen Şamdereli, özellikle Türkiye'deki çalışma atmosferini gülümseyerek hatırlıyor. „Ekip çalışmamız çok güzeldi, zaten Türkiye'de çoğu şey daha kolay, bazı şeyler biraz daha zaman istiyor ama, Almanya'daki gibi değil.“ diyen Yasemin Şamdereli, „Orada bazı şeylere çoğu insan 'tamam yaparız, hiç problem değil' diyor. Biz küçük bir köyde başladık çekimlere. Çoğu şey eksikti, oradaki köy insanlarına ikide bir de gidip 'ay, sizden tas isteyebilir miyiz lütfen, tasları unutmuşuz!' diyorduk. Herkes çok yardımcı, çok cana yakın insanlardı. Çok güzel geçti çekim.“ şeklinde konuşuyor.

Göçün 50. yılında Berlin’de olmak özel

Yasemin Şamdereli, filmlerinin Almanya ile Türkiye arasında „İşgücü Göçü Anlaşması“nın imzalanmasının 50. yıldönümünde Berlin Film Festivali'nin resmi programına kabul edilmesinin kendileri için özel bir anlam teşkil ettiğini söylüyor. „Çok mutluyuz filmimizin bu ortamda gösterilmesinden“ diyen Şamdereli, „Biraz da bence o ilk gelen insanlara sanki saygı gibi bu gösterim. Almanlar tarafından da, o ilk gelen jenerasyona bir saygı.“ şeklinde konuşuyor.

Ön planda insan olmalı

Şamdereli kardeşler, „Almanya – Willkommen in Deutschland“ filmini öncelikle, son yıllarda gündemi iyice belirleyen uyum tartışmalarına bir katkıda bulunmak için çekmemişler, ancak yine de filmin olumlu etkisi olacağını umuyorlar. Yasemin Şamdereli, filmdeki karakterlerin, çoğu Alman yakınlarına da tanıdık geldiğini anlatıyor. „Aile ailedir, ister Alman ailesi, ister Türk ailesi olsun, aynı problemler, aynı güzel anlar yaşanıyor.“ diyen yönetmen, film sayesinde seyircilerin, farklı kültürlerden kişileri, daha çok insan olarak görmesini arzu ediyor.



Uydurmaca dil

Filmde Türkler Almanca konuşuyor, Almanlar ise uydurmaca bir dil. Yasemin Şamdereli, Almanların Türklere sempati duymalarının kendileri için çok önemli olduğunu, bu nedenle Türklerin Almanca, Almanların da bambaşka bir dil, onların anlamadığı bir dil konuşmaları gerektiğini söylüyor. Senaryoda bunun çok önemli bir nokta olduğunu kaydeden yönetmen, böylece Almanların kendilerini Türkler ile özdeşleştirmelerini hedeflediklerini belirtiyor.

Büyük başarı gelebilir

Bu fikir için Charlie Chaplin'in ünlü „Büyük Diktatör“ filmindeki uydurmaca dilden esinlendiğini anlatan yönetmen Şamdereli’nin filmi, „Forrest Gump“ ya da „Amelie“ gibi günümüzde klasikleşmiş yapımlardan da esintiler taşıyor. Sempatik karakterler, hafif ironiyle işlenen klişeler ve kah güldüren, kah ağlatan senaryosuyla „Almanya – Willkommen in Deutschland“, göçün 50. yılında sinemalarda büyük başarı kazanmaya aday.

„Almanya – Willkommen in Deutschland“ oyuncularından Aylin Tezel
„Almanya – Willkommen in Deutschland“ oyuncularından Aylin TezelFotoğraf: dapd
Cumhurbaşkanı Christian Wulff (sağdan ikinci) eşi Bettina ile birlikte filmi izledikten sonra "Almanya - Willkommen in Deutschland" ekibiyle birlikte basın mensuplarına poz verdi.
Cumhurbaşkanı Christian Wulff (sağdan ikinci) eşi Bettina ile birlikte filmi izledikten sonra "Almanya - Willkommen in Deutschland" ekibiyle birlikte basın mensuplarına poz verdi.Fotoğraf: dapd

© Deutsche Welle Türkçe

Aydın Üstünel/Berlin

Editör: Beklan Kulaksızoğlu