1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türkiye'nin denetimten çıkarılmasına tepki

Kerstin Winter5 Mart 2004

Avrupa Konsey'nin Türkiye’yi denetim sürecinden çıkarması insan hakları örgütlerinin tepkisine neden oldu. İnsan Hakları İzleme ve Af örgütlerinden yetkililer Türkiye’de hala insan hakları ihlali olduğunu savundular...

https://p.dw.com/p/AbN7
İnsan hakları örgütleri hala Türkiye'de insan hakları ihlali olduğunu savunuyorlar
İnsan hakları örgütleri hala Türkiye'de insan hakları ihlali olduğunu savunuyorlarFotoğraf: AP

Türkiye’nin Avrupa Birliği ile tam üyelik müzakerelerinin başlatılması için verilecek kararın temelini oluşturan iki önemli rapordan biri Türkiye adına olumlu bir adım olmuştu. Avrupa Konseyi, Türkiye’nin insan hakları konusunda yakın takibe alınıp denetlenen ülkeler listesinden çıkarılmasına karar vermiş ve denetim sürecinden çıkarmıştı.

Ölüm cezasının kaldırılmış olması, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları doğrultusunda yeniden yargılanma ve MGK’nın statüsündeki değişiklikler, büyük ve önemli adımlar olarak nitelendirildi. Rapor, Nisan sonunda Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Genel Kurulu’nda nihai oylamaya sunulacak. Ancak insan hakları örgütleri bu konseyin bu kararını tepkiyle karşılıyor:

"Ankara’nın açıklamalarına güvenmek yanlış"

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün (Human Rights Watch) Türkiye masası şefi Jonathan Sugden her yıl yaklaşık bin kadar insan hakları ihlali lduğuna dair şikayet aldıklarını söyledi. Uluslararası Af Örgütü‘nden (Amnesty International) Amke Dietert ise Türkiye’deki insan hakları ihlallerinin boyutunu tahmin etmenin zor olduğunu, ancak Ankara’nın açıklamalarına güvenmenin de yanlış olacağını söylüyor:

”Başbakan Tayyip Erdoğan işkenceye karşı kesinlikle taviz gösterilmeyeceğini açıklamış olsa dahi, sonuçta bu siyasi bir açıklamadır. İşkence davaları ağır aksak işletiliyor, sanık polisler ise mahkeme huzuruna dahi çıkmıyorlar.”

İnsan hakları örgütleri ayrıca Ankara’nın kendilerine destek olmadığını öne sürüyor. İnsan Hakları Örgütü‘nden örgütünden Jonathan Sugden sivil halkın polisi kontrol etmesine olanak tanınmasını ve insan hakları örgütlerinin istedikleri zaman polis karakollarını denetlemesine izin verilmesini istiyor.

Türkiye 1996 yılından bu yana demokratik devlet yapısı açısından eksikleri bulunan ülkeler listesinde bulunuyor. Yani Avrupa Komisyonu, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi‘ne uyup uymadığını sürekli olarak denetim altında tutuyor.

"Türkiye Avrupa’ya ayak uydurmada istekli"

Bu amaç doğrultusunda, Avrupa Birliği’nin iki temsilcisi Türkiye’de sürekli olarak incelemelerde bulunuyor ve raporlar hazırlıyor. Ancak Avrupa Komisyonu, Nisan’dan itibaren Türkiye’nin bu listeden çıkarılmasını öngörüyor ve bu konuyu insan hakları örgütlerine bırakmak istiyor. Avrupa Komisyonu adına Türkiye’yi yakından inceleyen raportörlerden biri de Lüksemburg parlamenteri Mady Delvaux-Stehres idi:

”Tabii ki Türkiye’de şimdi birdenbire herşeyin düzeldiğini söyleyecek kadar tozpembe bir gözlükten bakmıyoruz dünyaya. Başladığımda son derece şüphe duyuyordum, ama şimdi son derece eminim: Türkiye, Avrupa’ya ayak uydurmaya son derece istekli.”

Mady Delvaux-Stehres, Türkiye’nin denetim listesinden silinmiş olmasının aynı zamanda Ankara’nın attığı olumlu adımların takdir edilmesi anlamına geldiğini söyledi. Delvaux-Stehres Türkiye’ye Avrupa Birliği ile müzakerelerini başlatabilmesi için destek verilmek istendiğini de vurgulayarak ”Ankara’nın hala bu listeden silinmediğini söylemiş olsaydık, bu Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği için hiç de iyi bir mesaj olmayacaktı” diye konuştu.

"Verilen mesaj yanlış"

Af Örgütü‘nden Amke Dietert ise şimdi verilen mesajın yanlış olduğunu savunuyor. İnsan Hakları Örgütü‘nden örgütünden Jonathan Sugden de raporun kısmen doğruyu yansıttığını, ama Türkiye’nin hala önemli eksikleri olduğunu belirtiyor:

”Rapor genel olarak olumlu. Türkiye’deki durumu da çok iyi anlatıyor, ama bazı konularda, özellikle de ordu ile ilgili noktalarda biraz fazla olumlu bir rapor. Konsey, askerin eğitim ve medya ile ilgili tüm kurullardan çekilmesini savunuyor. Ama raporda sivil toplum kuruluşları ile ilgili görüşler fazla olumlu.”