1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
Lifestyle

Sünnete karşı çıkılan gün

7 Mayıs 2017

7 Mayıs Dünya Cinsel Uzuvların Dokunulmazlığı Günü’nde erkek çocukların sünnet edilmesine karşı çıkanlar çeşitli etkinlikler düzenliyor. Sünnete ilişkin tartışmalar ise farklı platformlarda devam ediyor.

https://p.dw.com/p/2cXtG
Beschneidung
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Köln Eyalet Mahkemesi’nin 7 Mayıs 2012 tarihinde aldığı bir karar Almanya’da hararetli tartışmalara neden olmuştu. Mahkemenin aldığı kararda erkek çocukların sünnet edilmesinin adam yaralama suçu olduğuna hükmedilmişti. Kararda, sünnet eyleminin çocuğun iyiliğine olmadığı, bu nedenle de anne-babanın dinî nedenlerle haklı görülemeyeceği belirtilmişti.

Köln Eyalet Mahkemesi’nin aldığı bu karar Almanya’da özellikle Müslüman ve Yahudilerin eleştirilerine yol açmıştı. Almanya Yahudiler Merkez Konseyi eski Başkanı Dieter Graumann tepkisini “Sünnetin Almanya’da yasaklanması halinde Yahudiler yasaları ihlal etmek zorunda kalır ve sonunda da Yahudi yaşamı burada imkânsız hâle gelir” sözleriyle göstermişti.

Almanya Müslümanlar Merkezi’nde yapılan açıklamalarda ise karar "apaçık ve kabul edilemeyecek bir şekilde dinî bir cemaatin ve ebeveynlerin özgür iradelerine yapılan müdahale” olarak değerlendirilmişti.

Bundestag Debatte rituelle Beschneidungen
Fotoğraf: dapd

Yasa ile sünnete izin verildi

Almanya’da sünnet konusundaki tartışmaların ardından, 2012 yılının Aralık ayında erkek çocukların dinî nedenlerle sünnet edilmesine izin veren yasa tasarısı Alman Federal Meclisi tarafından onaylanmıştı.

Köln Eyalet Mahkemesi’nin sünnete ilişkin kararı aldığı gün olan 7 Mayıs, sünnete karşı olan sivil toplum kuruluşları tarafından “Dünya Cinsel Uzuvların Dokunulmazlığı Günü” olarak ilan edildi. 7 Mayıs’ta sünnete karşı çıkanlar tarafından çeşitli etkinlikler düzenleniyor.

Bedenin dokunulmazlığı hakkı

Sünnete karşı çıkanlar, küçük bir çocuğun sünnet edilirken genellikle rızasının alınmadığına dikkat çekilerek, sünnetle çocuğun kendisiyle ilgili karar verme hakkının ihlal edildiğini savunuyor. Bu konuda kararın sadece ebeveynler tarafından verildiği ve sünnetin geri dönüşü olmayacak olumsuz etkileri olabileceğini vurguluyorlar.

Bu nedenle de sünnete karşı çıkanlar, ebeveynlerin bedenin dokunulmazlığı hakkını ihlal ettiği ve bunun da çocukların yararına olmadığı görüşünü savunuyor. Passau Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Holm Putzke, Almanya’da sünnete karşı çıkan isimler arasında yer alıyor. Putzke, haftalık Focus dergisine verdiği bir mülakatta, “tıbbi bir gerekçe olmaksızın çocukların bedenlerinin son derece hassas, sağlıklı bir organından geri dönüşü olmaksızın bir parçayı kesmek, onların yararına olmayacağı gibi, acıya ve gereksiz risklere yol açabilir ve çocuklara yapılan bu müdahale sağlık açısından hiçbir şekilde avantaj sağlamıyor” diyor.

Beschneidung des Jesus-Kindes Saint-Sebastien chapel, Lanslevillard. Circumcision of Christ. 15th century.
Fotoğraf: picture-alliance/Godong

Dini özgürlükler

Ancak Almanya’daki bazı hukukçular Putzke ile aynı görüşü paylaşmıyor. Federal Anayasa Mahkemesi’nin eski Başkanı Hans-Jürgen Papier, Focus dergisine yaptığı açıklamada, Köln Eyalet Mahkemesi’nin kararını şu sözlerle eleştiriyor: “Mahkemenin kararı temel haklardan biri olan esasında şartsız ve hiçbir kısıtlama olmaksızın sağlanması gereken din özgürlüğünü yeterince dikkate almıyor. Bunun yanı sıra karar ebeveynlerin çocuklarının bakımı konusundaki temel haklarını da içermiyor, bu hak çocukların dinî açıdan eğitimini de kapsıyor.” Papier, sünnette “sadece gelenek ve adetlerin” söz konusu olmadığını, bunun “inancın esaslarından” biri olduğuna dikkat çekiyor. Papier bu durumda “bedenin dokunulmazlığı” yerine din özgürlüğünün daha önemli olduğunu ifade ediyor.

 

© Deutsche Welle Türkçe

Kerstin Knipp