1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Stoiber: Türkiye şartları yerine getiremedi

Ajanslar22 Mart 2006

Alman Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) Genel Başkanı ve Bavyera Eyaleti Başbakanı Edmund Stoiber, Türkiye’nin üyeliğine karşıtlığını bir kez daha yineledi. AB’nin genişleme politikasını gözden geçirmesini isteyen Stoiber’in açıklamalarının AB zirvesine de yansıması bekleniyor...

https://p.dw.com/p/Aa9A
Alman politikacı Edmund Stoiber, Türkiye'nin üyeliğine karşı olduğunu bir kez daha gündeme getirdi
Alman politikacı Edmund Stoiber, Türkiye'nin üyeliğine karşı olduğunu bir kez daha gündeme getirdiFotoğraf: AP

23-24 Mart tarihlerinde yapılacak AB devlet ve hükümet başkanları zirvesinde, ağırlık enerji politikaları olsa da, Türkiye’nin üyeliğine ilişkin tartışmalarının da gündeme gelmesi bekleniyor. Bunun nedeni ise Alman Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi Genel Başkanı ve Bavyera Eyaleti Başbakanı Edmund Stoiber’in açıklamaları. Stoiber, dün Brüksel’de AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ile görüşmesinden Türkiye'ye ortaklık ve tam üyelik arasında başka bir seçenek sunulması gerektiği ile ilgili açıklamalar yaptı.

Bavyera Eyalet Başbakanı, Brüksel’de yaptığı açıklamada, Türkiye’nin AB’ye üyeliğinin söz konusu olmadığını söyledi. AB'nin yeni üye alabilmesinin, AB’nin hazmetme yeteneğine, ekonomik ve sosyal birlikteliğe, kimliğinin korunmasına, üyeliği finanse edebilmesine ve vatandaşlar tarafından kabul görmesine bağlı olduğunu ifade eden Stoiber, Türkiye'nin bu şartları yerine getirmediğini öne sürdü.

Stoiber’in açıklamalarına yanıt gecikmedi. Alman Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Claudia Roth, “Türkiye’ye kapıların kapatılmaması gerektiğini” savundu. Roth, Türkiye’nin ekonomik, sosyal, demokrasi ve insan hakları alanında istikametini Avrupa’ya yönelttiğini kaydetti.

Stoiber genişlemenin durdurulmasını istiyor

Türkiye’nin üyeliğine karşıtlığıyla bilinen Stoiber, AB'nin genişlemesi sürecinde AB’nin yeni üye alabilecek kapasitesi olup olmadığının üyelik şartlarına dahil edilmesini talep ediyor. Alman politikacı, bu yöndeki görüşlerinde bir adım daha ileriye giderek, 2007 yılında AB’ye katılması planlanan Bulgaristan ve Romanya ayrıca Hırvatistan’dan sonra uzun bir süre genişlemenin durdurulması gerektiğini savunuyor.

Tüm bu açıklamaların ardından AB’nin genişleme stratejisi, Brüksel’deki zirveyi meşgul edeceğe benziyor. Ancak konunun, Haziran ayındaki zirvede ele alınıp alınmayacağı ve nasıl bir rol oynayacağı kararı, yine bir yandan da AB Anayasası krizinden kurtulmaya çalışan Birliğe düşüyor.

Bu arada Avrupa Parlamentosu da AB Komisyonu’nu 2007 yılı sonuna kadar “hazmetme kapasitesi”nin ne anlama geldiğini kesin olarak tanımlamasını isterken, önümüzdeki yıl Fransa’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri de göz önünde bulundurulduğunda, Haziran 2007’den önce bu yönde herhangi bir kararın alınacağına çok ihtimal verilmiyor.