1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Soykırım Anıtı ne anlam taşıyor?

Silke Bartlichk10 Mayıs 2005

Avrupa'da II. Dünya Savaşı sırasında öldürülen Yahudiler’in anısına Almanya'nın başkenti Berlin'de inşa edilen Soykırım Anıtı düzenlenen törenle açıldı. Üzerinde uzun süredir tartışmalar yapılan anıt ne anlam taşıyor? DW’den Silke Bartlichk’in yorumu:

https://p.dw.com/p/AZwf

“Lea Rosh’a teşekkür etmek gerek. Avrupa’da öldürülen Yahudiler için Berlin’in ortasına kimsenin görmezden gelemeyeceği bir anıt dikilmesi için 17 yıl mücadele etti. Bu süre içinde düşman kazandı, küfürlere maruz kaldı, hakarete uğradı, ama amacından vazgeçmedi. Anıt proje halindeyken neler tartışılmadı ki!

Anıtın yapılacağı yer, kime ithaf edileceği, estetik açıdan nasıl görüneceği, politik açıdan meşru olup olmayacağı, reklam kampanyası ve Berlin’deki bu anıtın diğer soykırım anıtlarından daha çok ilgi göreceği endişeleri. Eski Kültür Bakanı Michael Naumann ile yazar Martin Walser anıt projesini „Utancın Abidesi“ diye nitelendirerek eleştirmişti.

Lea Rosh, anıtla ilgili fikrini 1988’de eski cumhurbaşkanlarından Richard Weizsaecker’in 8 Mayıs 1945 tarihini „Kurtuluş Günü“ ilan etmesinin üzerinden üç yıl sonra kamuoyuna açıkladı. Avrupa’da öldürülen 6 milyon Yahudi için bu suçu işleyenlerin ülkesinde suçun merkezi eski ve yeni başkent Berlin’de bir anıt dikilmeliydi.

Bu Almanya’daki „bellek kültürü“ açısından bir dönüm noktası oldu. Tarihle hesaplaşma ve bu hesaplaşmanın görsel biçimi için yeni bir fırsat ortaya çıkmıştı. Şimdi sadece tarihle değil, anıtla da hesaplaşılıyor. Tartışmaların devam edeceği kesin. Çünkü artık Peter Eisenman’ın yaptığı anıtı halka açıldı.

Farklı boylardaki beton bloklardan oluşan anıtta, belki çocuklar oyun oynayacak, gençler piknik yapacak ya da Neonaziler tarafından gamalı haçlarla kirletilecekler. Peter Eisenman’ın kimsenin görmezden gelemeyeceği dalgalanıyormuş hissi veren beton bloklar anıtı herkese açık: Her tür düşünceye ve algılamaya… Kimseyi tarihi anlamaya zorlamıyor, sadece tarihle yüzleşilmesi için fırsat tanıyor. Daha fazlasını bilmek isteyenler için anıtın altındaki bölümde, Avrupa’daki soykırımın boyutları hakkında bilgi edinmek mümkün. Bu bilgi insana çok acı verse de…

Anıtın ithaf edilmediği ancak Yahudiler’le birlikte kurban giden homoseksüeller, Sintiler, Romanlar ve sakatlarla ilgili tartışmalar da gündemde şu sıralar. Anıtın onlara ithaf edilmemesi doğru muydu? Onlar adına da bir anıt yapılacak mı? Yahudiler’e ithaf edilen anıt şimdi bu soruları ortaya çıkardı. Geçmiş bugünü etkiliyor ve gölgesi geleceğe de uzanıyor. İnsanı rahatsız eden bu gerçeği, ısrarlı çabaları ile anıtın gerçekleştirilmesini sağlayan Lea Rosh’a borçluyuz.“