1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Sol Parti yükselişte

2 Eylül 2009

Almanya’da Sol Parti adı altında faaliyet gösteren eski komünistlerin son eyalet ve yerel seçimlerindeki büyük çıkışı dengeleri değiştirdi. Sosyal Demokrat Parti içinde “Kızıllar” ile ittifak tartışması daha da büyüdü.

https://p.dw.com/p/JNAW
Fotoğraf: AP

Hafta sonu, Almanya'nın Saarland, Thüringen ve Saksonya eyaletlerinde eyalet meclisi seçimleri, Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde de yerel seçimler yapıldı. Sol Parti’nin pozisyonunu güçlendirmiş olması ise seçimlerde dikkat çeken bir noktaydı. Bu durum, “eski komünistlerin ülke yönetiminde ne tür bir role sahip olması gerektiği” yönündeki eski tartışmaları tekrar alevlendirdi. Almanya’nın doğusunda, rakamsal açıdan bir Sosyal Demokrat Parti (SPD) – Sol Parti koalisyonu mümkün görünüyor. Batıda ise Saarland Eyaleti'nde Yeşiller Partisi’nin katılımıyla böyle bir koalisyon olası. Ancak SPD, federal düzeyde Sol Parti ile koalisyona gidilmesinin kesinlikle söz konusu olmadığını belirtiyor.

Eski Doğu Bloku ülkelerinde, eski Komünist partilerin haleflerinin ülke yönetiminde yer alması normal karşılanıyor. Ancak tarihsel nedenlerle, bu durum Almanya'da farklıydı. Komünistler, Almanya’nın Batı ve Doğu olmak üzere ikiye bölünmesinden sorumlu tutuluyordu. Yine de ülkenin doğusunda yani eski Doğu Almanya topraklarında 1990’lı yıllarda başarılı ve oldukça etkiliydiler.

Seçimlerde Sol Parti sıçraması

Saksonya-Anhalt Eyaleti'nde, bir Sosyal Demokrat azınlık hükümetine izin verdiler, Mecklenburg-Vorpommern’de ise iki parti birlikte koalisyon kurdu. 1989 yılına kadar bir duvarla ayrılan Berlin’de ise 2001 yılından bu yana eyalet düzeyinde bir Sosyal Demokrat Parti-Sol Parti hükümeti var. Ancak şu ana kadar Sol Partili biri, eyalet başbakanı olamadı.

Fakat şimdi Thüringen'de böyle bir hak iddia ediyorlar. Çünkü orada, Sol Parti yaklaşık yüzde 27 oranındaki oy oranıyla, yüzde 18 oy alan Sosyal Demokrat Parti'den çok daha güçlü. Ancak SPD Genel Başkanı Franz Müntefering, “Sol Parti’den birini başbakanlığa seçmeyeceğiz” diyerek tavrını ortaya koydu.

Batıda ya da doğuda olsun fark etmez, Sosyal Demokratlar kendilerini “gerçek sol” olarak değerlendiriyor - ki geçmişte de bunun örnekleri görüldü. Gerçi, 1990’lı yılların sonundan bu yana çok sayıda eski SPD'li politikacı, eski komünistlere katıldı, çünkü SPD’nin ekonomi ve sosyal politikalarını neoliberal olarak tanımlıyorlardı.

Merkel daha ılımlı davranıyor

Thüringen’de Sol Parti’nin liste başı adayı Bodo Ramelow, SPD – Sol Parti koalisyonundaki bir hükümette eyalet başbakanı olmak istiyor. Sol Parti, Thüringen'de SPD'den bir hayli güçlü konumda. Ramelow, eyalet başkenti Erfurt’ta doğrudan vekâlet hakkını kazandığına işaret ediyor:

”Bu noktada, halktan gelen bir güce sahibim ve bunu bir görev olarak görüyorum. Bu görevi, tam bir enerjiyle yerine getireceğim.”

Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Başkanı ve Başbakan Angela Merkel ise daha önce partisinin sık sık yaptığı gibi, Sol Parti’ye karşı ateşli bir kampanya yürütmüyor:

”Cephelere bölme yerine, genel olarak insanlara sesleneceğim. Bu nedenle agresif bir üslup seçmek yerine gerçekleri ortaya koyacağım. Yüksek sesle konuşup bir şeyler ileri sürmenin, seçmenlerin sandıktaki tercihi üzerinde doğrudan bir etkisi olacağına inanmıyorum.”

SPD- Sol Parti koalisyonu mümkün mü?

Merkel 27 Eylül’deki genel seçimler sonucunda da Hristiyan Birlik partileriyle Hür Demokrat Parti’nin hükümeti oluşturacağı görüşünde. Ancak, Hür Demokrat Parti Genel Başkanı Guido Westerwelle, rakamsal olarak mümkün olduğu takdirde, Yeşiller Partisi’nin de katılımıyla federal düzeyde bir Sosyal Demokrat Parti - Sol Parti hükümetinin var olabileceğinden yola çıkıyor:

”Belki yine, bir yıllık bir büyük koalisyon geçiş döneminden sonra. Ancak, o zaman bir SPD -Sol Parti ve Yeşiller Partisi hükümeti mümkün olabilir.”

Eski partilileri Lafontaine’e tepkili

Genel seçimlerden sonra böyle bir koalisyona pek olası gözle bakılmıyor. Çünkü iki parti arasında sosyal, güvenlik ve dış politika konularında bazı farklılıklar bulunduğu gibi, Oskar Lafontaine konusu da büyük bir sorun teşkil ediyor. Eski SPD Genel Başkanı Oskar Lafontaine, birkaç yıl önce partiden ayrılarak Sol Parti’yi kurdu ve partinin Batı eyaletlerinde ilerlemesene katkı sağladı. Örneğin kendi memleketi Saarland’da, Lafontaine'le yarışa giren Sol Parti yüzde 21,3'lük oy olarak, ilk kez Batı eyaletlerinde büyük bir sıçrama gerçekleştirmeyi başardı. Lafontaine, SPD için, federal düzeyde Sol Parti’yi reddetmelerinin ana nedeni. SPD Genel Başkanı Franz Müntefering de Lafontaine’nin eski partisine ihanet ettiğini düşünüyor:

”O, bir oyuncu ve SPD’ye zarar vermek isteyen bir oyuncu. Bu, her zaman göz önünde bulundurulmalı. Fakat zaman ilerliyor. Ne zaman olur kimse bilmiyor. Ancak her halükarda, 2013 yılına kadar federal düzeyde, SPD-Sol Parti arasında hiçbir şey olamaz.”

Marcel Fürstenau / Çeviri: Başak Sezen

Editör: Meltem Karagöz