1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Sekiz soruda Erdoğan'ın dönüşü

30 Haziran 2016

Türkiye, karşılıklı ağır suçlamalarla ilişkileri krize giren iki ülke ile yeniden yakınlaşıyor. Erdoğan, ağır suçlamalar yönelttiği İsrail ve Rusya ile yeni bir sayfa açıyor. Peki bu neden ve nasıl oldu?

https://p.dw.com/p/1JGdn
Fotoğraf: Getty Images/AFP/A. Altan

Ankara, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın onayı ile yedi aydır kriz yaşadığı Rusya ve beş yıldır diplomatik ilişki içinde olmadığı İsrail'le barışmak için eş zamanlı somut adımlar attı. Erdoğan'ın bu politika değişikliğinin altında ağırlıklı olarak ekonomik etkenler yatıyor. Ankara'nın bu noktaya nasıl geldiğini 8 soruda derledik:

- İsrail ve Türkiye arasındaki kriz nasıl başladı?

Türkiye ve İsrail arasındaki ilk ciddi kriz, 2009'da Davos'taki Dünya Ekonomik Forumu'nda başgösterdi. Erdoğan bir forumda kendisine değil, dönemin İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'e söz veren moderatöre ünlü "One Minute" sözüyle çıkışmış, ardından İsrail'e sert eleştiriler yöneltmişti. O dönemdeki Gazze operasyonunu eleştiren Erdoğan, "Öldürmeye gelince siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz. Plajlardaki çocukları nasıl öldürdüğünüzü, nasıl vurduğunuzu çok iyi biliyorum" demişti. Gazze'ye yardım taşımak için yola çıkan Mavi Marmara gemisine düzenlenen operasyonda 9'u Türk 10 kişinin öldürülmesi ise ipleri kopma noktasına getirdi. Erdoğan, İsrail'i terörist devlet olmakla suçladı, Gazze'deki operasyonları Hitler dönemi ile karşılaştırdı. İsrail'in eski başbakanı Avigdor Liebermann da Erdoğan'ın Yahudi karşıtı olduğunu söyledi. Ve karşılıklı suçlamalarla İsrail ve Türkiye arasındaki ilişkiler koptu.

- Ankara, İsrail'le ilişkilerin düzelmesi için hangi şartları öne sürdü?

Ankara, İsrail'in Türkiye'den resmen özür dilemesini, Mavi Marmara'da ölenlerin ailelerine tazminat ödenmesini ve Gazze Şeridi'ndeki ablukanın kaldırılmasını talep etti.

- Şartların tümü yerine getirildi mi?

ABD Başkanı Barack Obama'nın girişimi ile İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, dönemin Başbakanı Erdoğan'ı arayarak ölümle sonuçlanan operasyonla ilgili özür dilemişti. Ardından ilişkilerin normalleşmesi için taraflar arasındaki görüşmeler başladı. İsrail, ölenlerin yakınlarına ve yaralananlara toplam 20 milyon dolar ödemeyi kabul etti. Ancak İsrail, Türkiye ile anlaşma öncesinde bir yasa çıkararak operasyona katılan tüm İsrailli askerleri olayla ilgili tüm davalardan muaf tuttu.Böylece askerler hakkında herhangi bir yargılama söz konusu olmayacak. Gazze'de ablukanın kaldırılması talebi ise Ankara'nın istediği gibi karşılanmadı. İsrail ablukayı kaldırmıyor, ancak Türkiye'nin Gazze'yi insani yardım ulaştırmasına izin verecek. Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım da anlaşmaya ilişkin kamuoyunu bilgilendirirken, "ablukanın hafifletildiği" ifadesini kullandı.

- Türkiye İsrail'le neden barıştı?

NATO ülkesi Türkiye ve Batılı ülkeler tarafından tanınan İsrail, Ortadoğu'daki cihatçı hareketin önlenmesinde iki anahtar ülke olarak görülüyor. Ancak iki ülke arasındaki kriz, cihatçılara karşı askeri işbirliği yapılmasını ve aynı zamanda istihbarat paylaşımını önlüyordu. Askeri işbirliğinin yanı sıra kulislerde dile getirilen bir diğer önemli etken de enerji. Kıbrıs ve İsrail açıklarındaki doğal gazın satışı en kolay Türkiye üzerinden sağlanabilir. Ekonomik çıkarların yanı sıra Ankara'nın Ortadoğu'da gözettiği siyasi dengeler de yakınlaşma sürecini tetikledi. İran ve Suriyeli Kürtler dile getirilen iki siyasi etken. İran'ın artan nüfuzu ve Suriyeli Kürtlerin geleceğine ilişkin endişenin Türkiye'yi İsrail'e doğru yönelttiği ifade ediliyor.

- Rusya ve Türkiye arasındaki kriz nasıl başladı?

Türkiye, 24 Kasım 2015'te Suriye sınırından hava sahasına girdiği gerekçesiyle Su-24 tipi savaş uçağını düşürdü. İçindeki Rus askerin hayatını kaybettiği olay, Moskova'nın sert tepkisine neden oldu. Sınır ihlali yapmadıklarını savunan Moskova, Türkiye'yi radikallere silah sağlamakla, teröre destek vermekle suçladı. Ancak krizin arka planındaki asıl neden ise Rusya'nın Suriye'de Beşar Esad'a verdiği destek, Ankara'nın da Esad karşıtı bir politika izlemesiydi.

- Rusya'nın uçak düşürülmesine yanıtı ne oldu?

Moskova, Ankara'yı en hassas noktalarından vurdu. Rus seyahat acentalarına Türkiye'ye tur yasağı getirdi. Ayrıca çok sayıda tarım ürünü ve diğer malların ithalatına yasak koydu. Bu da en çok Rusya ile iş yapan Türk işadamlarını etkiledi, turizm mevsiminde Rus turistlerin yoğun rağbet gösterdiği tatil yerleri boş kaldı. Türkiye Turizm Bakanlığı'nın verilerine göre turizmde geçen ay, Mayıs 2015'e kıyasla yüzde 91,8 gerileme kaydedildi. Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek de Rusya'yla gerilimde Türkiye'nin ekonomik kaybının 9 milyar doları bulabileceği uyarısında bulunmuştu.

- Rusya ile Türkiye arasında yakınlaşma süreci nasıl başladı?

Rusya, uçağın düşürülmesi konusunda Türkiye'den resmi özür bekliyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin'e bir mektup gönderdi. Rus kaynaklarına göre mektupta Rusya'dan özür dilenirken, Türk yetkililer ise mektubun özür içermediğini, Erdoğan'ın hayatını kaybeden pilotun ailesine "üzüntülerini ilettiğini" savunuyor. Rus pilotun ailesine de tazminat ödeneceği açıklandı. Mektubun ardından süreç devam etti ve Erdoğan'la Putin bir telefon görüşmesi yaparak buzları eritti. Rusya, yaptırımları kaldırma kararı aldı. Yakınlaşmanın ardında ağırlıklı olarak ekonomik nedenler yatıyor. Süreçte işadamlarının etkili olduğu yönünde söylentiler var. Enerji de önemli bir etken. İki ülke arasındaki en önemli ekonomik projelerden biri olan TurkStream'le Rus doğal gazının Türkiye üzerinden güney Avrupa ülkelerine taşınması hedefleniyor.

- İki ülkenin tamamen iki farklı politika izlediği Suriye krizinde Ankara ve Moskova nasıl bir siyaset izleyecek?

Rusya açıkça Şam'daki Beşar Esad rejimine destek veriyor ve uluslararası toplumu da IŞİD'le mücadeleye karşı Esad'la işbirliği yapmaya çağırıyor. Türkiye ise başından beri Esad karşıtı bir politika izliyor ve Esad'a karşı Suriye'de muhalif güçleri destekliyor. Ancak kuzeyde federasyon ilan eden Suriyeli Kürtler dışında. Ankara'nın Türkiye politikasında değişiklik yapabileceğine ilişkin ilk mesaj ise Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'dan geldi. Lavrov, Putin-Erdoğan görüşmesinden sonra iki ülkenin Suriye krizini çözmek için işbirliğine devam etmesinin yüksek bir ihtimal olduğunu söyledi. Ancak bunun nasıl olacağı bir soru işareti. Ankara'nın Suriye politikasında farklı bir adım atması kısa süre içinde mümkün görünmüyor. Moskova'nın Ankara'nın Suriye politikasına destek vermesi de ihtimal dahilinde değil.

17 Ocak 2011, Şam. Suriye lideri Esad, havaalanında Erdoğan'ı karşılıyor
17 Ocak 2011, Şam. Suriye lideri Esad, havaalanında Erdoğan'ı karşılıyorFotoğraf: picture-alliance/AP Photo/SANA
16 Kasım 2015, Antalya. Erdoğan ve Putin, G20 Zirvesi kapsamında bir ikili görüşme yapıyor
16 Kasım 2015, Antalya. Erdoğan ve Putin, G20 Zirvesi kapsamında bir ikili görüşme yapıyorFotoğraf: picture-alliance/dpa/A.Zemlianichenko
24 Kasım 2015. Rus savaş uçağı düşüyor
24 Kasım 2015. Rus savaş uçağı düşüyorFotoğraf: picture-alliance/dpa/Anadolu Agency
Recep Tayyip Erdoğan und Benjamin Netanjahu KOMBI
Fotoğraf: Getty Images/AFP
29 Ocak 2009, Davos. Erdoğan'ın salonu terk ettiği an
29 Ocak 2009, Davos. Erdoğan'ın salonu terk ettiği anFotoğraf: AP
29 Ocak 2009, Davos. Sağda İsrail lideri Peres
29 Ocak 2009, Davos. Sağda İsrail lideri PeresFotoğraf: AP

© Deutsche Welle Türkçe

DW/HS/NH