1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Schröder 7 yılın bilançosunu çıkardı

Carsten Vick23 Ekim 2006

Almanya’da 7 yıl başbakanlık koltuğunda oturan Gerhard Schröder, kitap haline getirdiği anılarıyla bugünlerde yeniden gündeme geldi. “Kararlar-Siyasi Hayatım” isimli kitabının tanıtım kampanyasını başlatan Schröder, ağırlıklı olarak başbakanlık döneminde alınan kararlara ilişkin anılarını anlatıyor.

https://p.dw.com/p/AZer
Gerhard Schröder, kitabında 7 yıllık başbakanlık döneminin bilançosunu çıkardı
Gerhard Schröder, kitabında 7 yıllık başbakanlık döneminin bilançosunu çıkardı

“İlk üç, dört ay çok zor olur, gerçekten de çok zordu. Bana, çok eleştirilmesine rağmen, çalışacak bir işimin olması çok yardım etti. Kesinlikle, bu işte öncelik para kazanmak değildi.”

Schröder, daha emekliliğe hazır olmadığını söylüyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rus Enerji Tröstü Gazprom’un yönetim kurulunda görev almasını önerdiğinde, Schröder’in bu teklifi reddetmesi mümkün olmuyor. Ancak, Almanya İçişleri Bakanı Hristiyan Demokrat politikacı Wolfgang Schaeuble, bu teklifi başka bir açıdan değerlendiriyor.

Schaeueble, “Bu, bizim oralarda söylendiği gibi, ağızlarda acı bir tat bir bıraktı, (Schröder)’in bunu bilmesi gerekir. Eğer bu teklifi kabul etmeseydi, hem ülkemiz, hem de kendi makamı için çok iyi olurdu” diye getiriyor tepkisini.

Aldığı kararlar ve partisiyle ilişkisi

Gerhard Schröder, kitabında başbakanlık yaptığı 7 yılın bilançosunu çıkartıyor. Moskova ile ilişkilerin ayrıntılarından, Alman askerlerinin Kosova’ya gönderilmesi ve 11 Eylül sonrasında alınan kararlardan söz ediyor. Schröder, aldığı kararları “Bunların sonuçları ne olurdu? Çok önemli olacağı, kısa sürede belli oldu. Oluşturulan ittifak ve Almanya’nın bu ittifakta alacağı yer de önemliydi” diye anlatıyor.

Hükümeti yakından izleyen Alman gazeteciler Jürgen Leinemann ve Micheal Wech’in hazırladığı Schröder’in portresinde olduğu gibi, Başbakan ile Sosyal Demokrat Parti arasındaki ilişki hep sorgulanır. Bunun samimi bir ilişki olmadığı ise bilinen bir gerçekti. Başbakan ile Sosyal Demokratların eski lideri Oskar Lafontaine arasında daha büyük bir mücadele yaşanıyordu. Lafontaine, parti başkanlığını bıraktığında, Schröder partiyi birarada tutmak için tek başına savaşmak zorunda kaldı.

Schröder’in bu eleştirileri yanıtı da şöyle: “Partinin beni sevmediğine ilişkin çok şey yazıldı. Ama size şunu söyleyeyim: Kelimenin tam anlamıyla sevgi söz konusu olduğunda, bana Doris’in sevgisi yeter.”

Schröder’in yenilgisi

Schröder’in kitabında özel hayatına ilişkin anılar pek fazla yer almıyor. Başbakanlıkta geçen 7 yılın yanı sıra, Schröder döneminin sonu ve 2005’in eylül ayında yapılan erken federal seçimler kitabın ağırlığını oluşturuyor. Dönemin Dışişleri Bakanı Yeşiller Partili Joschka Fischer, o dönemde Schröder’e başka tavsiyelerde bulunmuş. Fischer, Schröder’e savunmaya dayalı bir oyun kurmayı önermiş. Ancak Fischer’e göre, Bay Schröder savunma oyuncusu değil.

Sonuçta Schröder, hücum ederek oynamayı tercih etti. 2005 yılında yapılan seçimlerde, herkesin beklentilerden iyi bir sonuç alınınca, Schröder de kendini onaylanmış hissetti. Ama seçim akşamı, kameraların karşısında kendini vuracak sözler sarf etmekten geri kalmadı. Schröder, seçim gecesi, “Şunu vurgulamak istiyorum: Kimse yüksekten atmasın. Merkel’in, kendi liderliğinde, benim sosyal demokrat partimle bir koalisyon hükümeti kurması mümkün değil. Bu son derece açıktır. Bu konuda kimse kendini aldatmasın” diyordu.

Ancak, bugün Başbakan Angela Merkel, görevi bırakan ise Gerhard Schröder. Başbakanlığı döneminde, yazılı ve görsel basında yer almayı çok sevdiği için ‘medya başbakanı’ olarak adlandırılan Schröder’e yakışan bir son belki de…