1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Schaeuble: İslamiyet artık Almanya’nın bir parçası

Jülide Danışman / Deutsche Welle17 Eylül 2008

Türk-Alman Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Thomas Kossendey’in himayesinde düzenlenen iftar yemeğine katılan Almanya İçişleri Bakanı Wolfgang Schaeuble, konuşmasında çeşitli konularda mesajlar verdi.

https://p.dw.com/p/FJcP
Schaeuble, İslamiyetin Alman toplumuyla bütünleşmesi yolunda adımlar atıldığını söyledi
Schaeuble, İslamiyetin Alman toplumuyla bütünleşmesi yolunda adımlar atıldığını söylediFotoğraf: AP

Zaman Gazetesi, Samanyolu Televizyonu gibi medya kuruluşlarının dahil olduğu World Media Group’un Berlin’de dün verdiği iftar yemeğinde Almanya İçişleri Bakanı Wolfgang Schaeuble bir konuşma yaptı. Türk-Alman Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Thomas Kossendey’in himayesinde gerçekleşen yemek Türk-Alman diyaloğuna katkı sağlamayı hedefliyordu. World Media Group tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen iftar yemeğine, aralarında Alman milletvekilllerinin ve büyükelçilik temsilcilerinin de bulunduğu yaklaşık 100 davetli katıldı.

Almanya İçişleri Bakanı Wolfgang Schaeuble ve Savunma Bakanlığı Müsteşarı Thomas Kossendey’ın iftar öncesinde yaptıkları konuşmalarda verdikleri ortak mesaj toplumlar ve dinler arasında diyalog oldu. Hristiyan Demokrat Birlik Parti Schaeuble, küreselleşmenin bir sonucu olarak farklı dinlere mensup insanların Almanya’da birarada yaşadığını dile getirdi. Schaeuble, İslamiyetin Alman toplumunun bir parçası haline geldiğini söyledi: “Almanya’da çok uzun yıllar boyunca din Hristanyanlık ve kilise ile özdeşleşmişti. Ama bu artık geçerli değil. İslam Konferansı’nın kurumsallaşması ile İslamiyetin bizim toplumumuz ile bütünleşmesi yolunda bir adım attık.”


“Çeşitlilik tehdit olarak algılanmasın”

Almanya’daki Müslüman örgütlerin temsilcilerinin katıldığı İslam Konferansı’nın öncülüğünü yapan Schaeuble, bu bütünleşmenin tüm tarafların yararına olacağını dile getirdi: “Çünkü özgür, çoğulcu bir toplum ortak bir temelde mutabakata varmıştır: Bu mutabakat sayesinde, toplumun çeşitli kesimleri arasında birliktelik sağlanır, aynı zamanda çeşitlilik bir zenginlik olarak görülür. Bu mutabakat, bazıları tarafından çeşitliliğin bir tehdit olarak algılanmasını, suistimal edilmesini veya yanlış anlaşılmasını engeller.”

Almanlar’ın çoğunun Hristiyan olduğunu vurgulayan Schaeuble, Hristiyanlığın geçmişte olduğu gibi gelecekte de kültür ve eğitim alanında önemli bir rol oynayacağını belirtti. Ancak, İçişleri Bakanı bunun Müslümanlar’a açık olmadıkları anlamına gelmediğini kaydetti. Schaeuble, aradaki farklılıklara rağmen, Hristiyan ve Müslümanlar’ın benzer yanları olduğunu ifade etti: “Karşılıklı saygı gösterilen farklılıklara rağmen, ortak değerler ve ortak dini kökler bizi birbirimize bağlıyor. Bu ortak yanlarımızı gözönünde bulundurmalı ve bu temel üzerine inşa edeceğimiz diyaloğu da korumak için çaba göstermeliyiz.”

Hristiyan Demokrat politikacı, iftar yemeği davetini de dinler arasındaki bu benzerlikleri dikkate alarak kabul ettiğini dile getirdi.

İftar yemeğinin hamiliğini üstlenen Türk-Alman Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Thomas Kossendey ise Almanya’da yaşayan Türkler’in toplumun bir parçası haline geldiğine dikkati çekti. İki ülke arasında güvene dayanan ilişkilerin de olduğunu belirten Kossendey, bunlara rağmen halkların hala tam olarak birbirini tanımadığını kaydetti.


“Türkler ve Almanlar birbirini tanımalı”

Allensbach Kamuoyu Araştırmaları Şirketi’nin bu konuda yaptığı bir ankete göre Almanlar’ın sadece yüzde 23’ü, Türkler’in yüzde 33’ü ikili ilişkileri iyi olarak değerlendiriyor. Ancak araştırmayı yürütenlere göre, her iki halkın da ”yabancılık” hissettiğini ifade etmesi düşündürücü. Temel konularda yabancılık ve farklılık hissetmek karşılıklı olarak birbirini tanımamaktan kaynaklanıyor.

Kossendey, iki halkın birbirini tanımasının hem Almanya’da yaşayan Türkler, hem de iki ülke arasındaki ilişkiler açısında büyük önemi olduğu söyledi. Türkler ve Almanlar’ın birbirini tanımasının en iyi yollarından birinin kültür olduğunu ifade eden Kossendey, Türkiye’nin konuk olduğu Frankfurt Kitap Fuarı’nı bir fırsat olarak nitelendirdi. Hıristiyan Demokrat Politikacılar Schaeuble ve Kossendey konuşmalarını Türkçe sözlerle bitirdiler.