1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Sanayi ülkelerinde ortalama ömür uzuyor

Verena von Keitz 8 Temmuz 2008

Eskiden ortalama yaşam süresi 35’ti. Günümüzde ortalama 80 yıl yaşıyoruz. Yarın belki de hayat beklentimiz 100 yıla çıkacak. Ebediyete kadar yaşanabileceğine inananlar bile var.

https://p.dw.com/p/EYQv
Batılı ülkelerde yaşlıların hayat beklentisinde artış görülüyor
Batılı ülkelerde yaşlıların hayat beklentisinde artış görülüyorFotoğraf: dpa

Gerçekten de sanayii ülkelerinde hayat ortalaması önemli sıçrama yaptı. Birkaç yüzyıl öncesine kadar 40 yaşında ölenlere yaşlı deniyordu. Günümüzde ise 80’lik delikanlıların maraton müsabakasına katılması kimseyi şaşırtmıyor. Ama kafalarda oluşan ortalama hayat süresiyle ilgili resim acaba gerçeği yansıtıyor mu ve ortalama hayat nasıl hesaplanıyor.

“Öldüklerinde annem ve kayınvalidem 68 yaşındaydı. Kayınpederim 70’inde öldü. Eskiden benim kadar yaşayan ve eli ayağı tutan insan azdı.”

92 yaşındaki Anneliese Bee aslında istisna sayılmaz. İstatistik Federal Daairesi’nin verileri de sanayi ülkelerinde hayat ortalamasının sürekli uzadığını gösteriyor. İstatistik Dairesi’nde çalışan nüfus uzmanı Bettina Sommer, bugünkü bebeklerin çok uzun ömürlü olacaklarını söylüyor: “Hayat beklentisi son yıllarda hissedilir şekilde arttı. Ortalama yaşam süresi, 130 yıl öncesine kıyasla bir kat uzadı. Ancak bu oran sadece yeni dünyaya gelenler için geçerli.”

Yaşlıların hayat beklentisi arttı

İstatistik uzmanı Bettina Sommer’in başkanlığındaki çalışma grubu her yıl, yaş gruplarına göre ortalama yaşam süresini hesaplıyor. Bugün doğan bir Alman kız çocuğunun hayat beklentisi 82 yılı bulurken, erkek kardeşinin ortalama yaşam süresinin 76 yıl olduğu hesaplanmış. Tabii bütün bunlar faraziyelere dayalı tahminler. Tek tek kişilerin ne kadar yaşayacağı hakkında ipucu vermeye yeterli değil.

“Bundan 130 yıl önce insanlar ortalama olarak bugünkünün yarısı kadar yaşıyordu. Amma bu bütün erkeklerin 38 yaşında öldüğü anlamına gelmez. Çok daha genç yaşta ölenler de olurdu, 60’ını geçip ortalama yaşam sürresini 12 yıl uzatanlar, yani 70’ini geçenler de.”

Ortalama yaşam süresinin kısa olduğu çağlarda da 70 ya da 80 yaşına gelenler de vardı. Bebek ve çocuk ölümleri oldukça fazlaydı. Çocuk ölümlerinin yüksekliği istatistiki yaşam süresini önemli ölçüde kısaltıyor. Bir örnek verelim. 4 kişiden ikisi 80 yıldan fazla yaşıyor, diğer ikisi ise bebeklik çağında ölüyor. Bu durumda dört kişilik grubun ortalama ölüm yaşı 40 olur. Dört kişidden sadece biri bebek iken ölse, diğer üçü ise 80 yıl yaşasa bile bu dörtlünün hayat ortalaması 60’ı geçmez.

“Zamanla bebek ölümlerinde önemli azalma oldu. Bu da ortalama yaşam beklentisinin önemli ölçüde uzamasına yaradı. Buna bir de yaşlıların hayat beklentisindeki artışı da eklemek gerekiyor.”

Tıpta ilerleme bebek ölümlerini azalttı

Bebek ölümlerinin azalması öncelikle tıptaki ilerleme sayesinde mümkün oldu. Aşı ve antibiyotikler, sanayi ülkelerindeki bebekleri hastalanma tehlikesinden kurtardı.

“Bulaşıcı hastalıklarla mücadele günümüzde son derece olağan. Temizlik ve hijyen de eskiden tüberkülozun yayılmasını kolaylaştıran şartları ortadan kaldırdı. Tıptaki ilerleme temizlik ve sağlık bilgisi, ömrü uzatan başlıca faktörler. Kalkınma halindeki ülkelerin durumu da, örneğin temiz içme suyuna kavuşmalarıyla önemli oranda düzelebilir.”

Almanya ortalama yaşam beklentisinin en yüksek olduğu ülkeler arasında yer alıyor. Bettina Sommer bu gelişmenin malesef her yerde kaydedilemediğini hatırlatıyor: “Ortalama hayat her yerde uzuyor ama önemli farklar da var. Aids hastalığının yaygın olduğu ülkelerde gerileme söz konusu. Bu hastalık öncelikle gençlerde görüldüğünden, Aids’in pençesindeki ülkelerin ortalama yaşam beklentisi, bağışıklık sistemi bozukluğunun kontrol altında tutulabildiği ülkelere göre giderek azalıyor.”