1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Saddam nasıl yargılanmalı?

Peter Philipp / DW16 Aralık 2003
https://p.dw.com/p/Aa6y

Saddam Hüseyin’in yakalanmasının ardından siyaset ve medya dünyası yargılama süreciyle ilgili sorulara odaklandı. Eski Irak diktatörü egemenliği döneminde işlediği suçlarla ilgili nasıl yargılanacak? Yargılama Irak yasalarına göre mi, Amerikan yasalarına göre mi, yoksa bir uluslararası mahkemede mi yapılacak? Ve ne tür bir ceza uygun olabilir, iş idama kadar gidebilir mi? DW yorumcularından Peter Philipp, bunun doğru olmayacağı görüşünde...

"Dicle ve Fırat ırmaklarının aktığı ülkede dört bin yıl kadar önce efsane Kral Hammurabi’nin çıkardığı 300 kadar yasanın onda birinde ölüm cezası yer alıyordu. Örneğin hırsızlık, soygun, yataklık... Bu suçların hepsinin cezası idamdı. Hammurabi katı bir kraldı ve çıkardığı yasalar, bu türdeki ilk yazılı belgeler olarak tarih kitaplarına geçti. Dolayısıyla Saddam Hüseyin’in yargılanmasıyla ilgili tartışmalarda kimse Irak’ın hukuki bir tarihi olmadığını öne süremez.

Geçtiğimiz onyıllarda hukuk Irak’ta devletin üst kademelerinde geçerli bir fazilet sayılmasa da, bu eksiklik Irak hukukunun Saddam Hüseyin’i yargılayacak beceriden yoksun olduğu düşüncesine de götüremez.

Kaldı ki, ülkenin yakın geçmişiyle ilgili bir savaş suçları mahkemesi kurulması geçtiğimiz günlerde kararlaştırıldı. Saddam Hüseyin bu mahkemede yargılanacak ilk kişi olabilir.

Şimdiye kadar gerçek başka alternatifler ise çıkmadı. Uluslararası Ceza Mahkemesi şıkkı eleniyor, çünkü ABD de Irak da bu mahkemenin kuruluş anlaşmasını imzalamamıştı. Ayrıca zaten bu mahkeme kuruluşu öncesinde işlenen suçları yargılayamıyor. Bir başka seçenek de eski Yugoslavya ya da Ruanda için kurulanlara benzer BM’ye bağlı bir savaş suçları mahkemesinin Irak için de kurulması. Ancak bu tür bir mahkemenin de ABD’nin BM’deki nüfuzu nedeniyle, ‘galip gelenin adaleti işler’ eleştirilerine yol açacağı şüphesiz. Tabii eğer ABD çıkıp Saddam Hüseyin’i tek başına yargılamayı kendisine hak görürse daha da kötü olur.

Saddam Hüseyin davasının bir Irak mahkemesine sevkedilmesinin bazı açık avantajları var. Birincisi, bu, egemenliğin Iraklılar’a devredilmesi ve yakın geçmişlerini Iraklılar’ın kendilerinin değerlendirmesi yönünde anlamlı bir adım olur. İkincisi, ABD en azından görünüşte kendini geri plana çekebilir. Böyle bir adım Irak’taki Amerikan karşıtı bazı eylemleri zayıflatabilir ya da sona erdirebilir.

Iraklılar, ilk kez gerçekten kendilerinin de söz söyleme hakkına sahip oldukları hissini tatmalı. Daha bir süre tam egemenlikten uzak kalacak olsalar da. Irak geçici hükümeti oluşturulsa da, hatta serbest seçimler yapılsa da ABD ülkeden hemen çekilmeyecek, sadece ülkede oynadığı rol, şimdikinden daha farklı görünecektir.

Amerika, Saddam Hüseyin’e karşı yargı sürecinde de yanlış yapmamalıdır. Uzmanlar, bu yüzden bu tür bir davanın sadece Amerikalı değil, uluslararası gözlemciler tarafından izlenmesi gerektiği tavsiyesinde bulunuyor. Daha davanın başlamasına uzun süre olmasına rağmen cezanın ne olacağı yönündeki tartışmalar giderek daha açık yürütülüyor.

BM Genel Sekreteri Kofi Annan cezanın idam olmaması yönünde uyardı. Washington’ın idam çağrılarında başı çekmesi beklenmiyor. Amerikan idaresi Irak’taki infazları geçici olarak durdurdu gerçi, ancak Başkan Bush, ülkesinde idamın en ateşli savunucularından.

Irak’ın, BM ve dost ülkelerin bireysel çabalarıyla bir daha geri gelmemek üzere idam cezasını kaldırmaya ikna edilmesi bir çözüm olabilir. Merhamet nedir bilmeyen bir Saddam Hüseyin için değil, Irak’ta daha iyi, daha adil ve daha insani bir toplumsal sistem yaratmak için. Hammurabi Kanunları tarihi açıdan bakıldığında önemli bir başarı olabilir, ama dörtbin yıl sonra bazı şeylere daha farklı bakılabilmesi gerekir."