1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Sırbistan yol ayırımında

Andrej Smodis29 Aralık 2003
https://p.dw.com/p/Aa6h

Sırbistan’daki erken genel seçimlerde aşırı milliyetçi Radikal Parti kesinleşmeyen resmi sonuçlara göre %27,7’lik oy oranıyla birinci parti oldu. Üç reformcu partinin oy oranları toplamı ise %42 dolayında. Reformcu kanadın, Yugoslavya eski Devlet Başkanı Voyislav Koştunitsa liderliğindeki büyük temsilcisi Sırbistan Demokratik Partisi’nin oy oranı %18’de kaldı. Eski Devlet Başkanı Slobodan Miloseviç’in Sosyalist Partisi oyların yaklaşık %7sini toplayarak Sırbistan parlamentosunda temsil edilme hakkını kazandı. Sandıktan çıkan bu tablo Sırbistan’ın geleceği açısından ne anlam taşıyor? DW’den Andrey Smodis’in yorumu:

"Gerçekler çoğu zaman aşırı beklentilerin gerisinde kalır. Sırbistan’daki parlamento seçimi de böyle oldu. Sırp toplumunun siyasi gerçekleri yıllardır ilk kez bütün çıplaklığıyla gözler önüne serildi. Seçmenin en az %40’ı oyunu milliyetçi muhalefete verdi. Balkanları savaşa sürükleyen Slobodan Miloseviç ve Voyislav Seselj gibi isimler bu kez de sandıktan çıktılar. Büyük Sırbistan vaatleri ve sosyalist ekonomi senaryoları yine oy topladı. Halkın büyük bölümü hala boş laflara inanıyor.

Seçimlerin olumlu yanı ise demokratik kanadı istikrara kavuşturmasıydı. Koştunitsa liderliğindeki muhafazakar Sırbistan Demokratik Partisi, 2000 Aralık’ındaki oylarını arttırırken, eski Başbakan Zoran Cincic’in Demokrat Partisi’ndeki adaylar sanıldığı kadar oy kaybına uğramadılar. Pragmacı çevrelerin kurduğu uzmanlar partisi ‘G 17 Artı’, katıldığı ilk seçimde %10’un üzerinde oy topladı. 18 ortaklı muhalefet ittifakının 15 üyesi siyasi partiler yelpazesinden silindiği için seçmenin önünü görmesi kolaylaştı.

Ama yeni Sırbistan hükümetini bekleyen görevler değişmedi. Piyasa ekonomisine geçiş yolundaki adımların hızlandırılıp organize suç şebekeleriyle etkili bir şekilde mücadele edilmesi gerekiyor. Üç yıl önce iktidara gelen hükümetin reform adımları pahalıya mal oldu. Ekonomik istikrar tedbirleri halkı bunaltınca, üç başkanlık seçimi de oy yetersizliği yüzünden iptal edildi. Organize suç şebekelerini hedef alan uygulamaları Zoran Cinciç canıyla ödedi.

Demokratik partilerin liderliğini üstlenen Voyislav Koştunitsa’nın işi kolay değil. Milliyetçi ve popülist muhalefetin ağırlığı karşısında, aşırı liberaller ve antipati beslediği Demokrat Parti ile işbirliği yapmaktan başka çaresi yok.

Bu bakımdan demokratik koalisyon hükümetini fırtınalı günlerin beklediğini söylemek için falcı olmak gerekmez. Hele Vuk Draskoviç gibi rüzgara göre yön değiştiren bir politikacıyı da hükümet teknesine almak zorunda kaldığı düşünülecek olursa.

Sırbistan yol ayrımında. Koştunitsa ekonomik reformlar ve mafyayla mücadele konularında ne kadar irade sahibi olduğunu göstermek zorunda. Vizyon sahibi olmayan başbakan adayı sert ekonomik tedbirlerden kaçınabilir. Öte yandan, devlet başkanıyken, mafya ile devlet kurumları arasındaki ilişkilerde önemli rol oynayan ordu komutanlarını azletmeyi de göze alamamıştı.

Piyasa ekonomisine geçişi sağlayamaz ve iş dünyası, devlet ve mafya arasındaki bağları koparamaz ise Sırbistan Avrupa’nın arka bahçesinde parya konumuna düşer ve onyıllarca da paryalıktan kurtulamaz."