1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Sıra Fransa ve İngiltere'de

Klaus Dahmann / DW21 Şubat 2005

İspanya’da, Avrupa Anayasası dün ilk kez halk oylamasına sunuldu ve İspanyol halkının üçte ikisi Anayasa’ya “evet” dedi. Bu sonuç, Sosyalist Başbakan Jose Luis Zapatero açısından da büyük bir başarı olarak değenlendiriliyor. Diğer AB ülkelerinde yapılacak referandumların İspanya’daki kadar kolay olmayacağı görüşünü savunan DW’den Klaus Dahmann’ın yorumu:

https://p.dw.com/p/AZyR

“Avrupa Anayasası’na İspanya’da verilen ezici onay, AB’nin merkezi konumundaki Brüksel’de sevinç yarattı. İspanya’daki referandum sonucunun bağlayıcı bir niteliği olmasa bile ve son sözü parlamento söyleyecek de olsa, bu sonuç diğer AB ülkelerinde yapılacak olan referandumlar konusunda o ülkelerin devlet ve hükümet başkanlarının elini güçlendirmiş oluyor.

Elbette AB’den bugüne kadar hep çıkar sağlamış olan İspanyollar’ın Avrupa Anayasası’na “hayır” demelerini kimse beklemiyordu. İspanya’nın ayrıca, -Almanya’da olduğu gibi- AB’nin doğuya genişlemesi sonucu ülkeye kitlesel ucuz iş gücünün akın etmesi gibi bir endişesi de yok. Çünkü sadece coğrafi uzaklık açısından bakıldığında bile, böyle bir akın pek mümkün görünmüyor.

Ancak, Kuzey Afrika’dan yasadışı göçmen akınının önlenmesi için İspanya’nın güçlü bir Avrupa dayanışmasına ihtiyacı var. Kısacası, İspanyollar’n AB’nin daha da bütünleşmesi ve dolayısıyla Avrupa Anayasası için evet oyu vermelerinin kendileri açısından birçok haklı gerekçesi bulunuyor.

Öte yandan, bu sonuç, halkın Zapatero hükümetini benimsemesi nedeniyle de bekleniyordu. Çünkü Zapatero, halka verdiği sözleri tuttu: Selefi Aznar’ın Amerikan yanlısı politikalarını reddetti ve tüm İspanyol askerlerini Irak’tan çekti. Böylece İspanya, ABD’nin Irak için ortaya atmış olduğu ‘gönüllüler koalisyonu’ndan fiilen ayrılmış oldu ve o gün bugündür de Fransa ile Almanya saflarında yer alıyor.

Bu anlamda İspanya Başbakanı Zapetero’nun, referandum öncesi Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ve Almanya Başbakanı Gerhard Schröder’i referandum kampanyalarına davet etmesi de anlaşılır bir tavırdı. Dünya kamuoyuna verilen mesaj açıktı: İspanya için bu iki ülke dış politikada önemli ortaklar…

Çünkü bunlar, ABD’ye karşı denge unsuru oluşturmak için güçlü bir Avrupa inşa etmek istiyorlar; bunun için de anayasaya ihtiyaç var. İşte şimdi verilen bu mesaj, Anayasa maddelerinin tüm yorumlarından daha berrak ve herşeyden önemlisi seçmen açısından daha inandırıcı.

Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac için ise İspanya’dan dalgalanan Anayasa’ya “evet” sesi olumlu bir sinyal. Zira Fransa da -Chirac’ın önayak olmasıyla- Haziran ayında referanduma gitme kararı aldı. Ancak Chirac, Fransa’nın İspanya olmadığını biliyor. Ayrıca Zapetero’nun karşısında, anayasa karşıtı oldukça önemsiz siyasi partiler vardı; Fransa’daki anayasa karşıtı muhalefet ise tehlikeli boyutlara ulaşabilir. İngiltere Başbakanı Tony Blair’ın da, İspanya’daki ezici evet sonucundan yola çıkması hayal olur. Avrupa’ya hep çekimser bakan İngilizler, Anayasa’yı gelecek yıl başında oylayacaklar ve işte asıl o zaman tam heyecan yaşanacak.”