Rusya'da sivil toplum örgütlerine sınırlama
18 Nisan 2006Rusya’da sivil toplum örgütlerinin çalışmaları arasında Çeçenistan ve Özbekistan’dan gelen mültecilere yardım, etnik nedenlerle ayrımcılığa maruz kalanlara danışmanlık, siyasi takibata uğrayan azınlıklar ve siyasi muhaliflere destek gibi faaliyetler bulunuyor. Devlet Başkanı Vladimir Putin, dün yürürlüğe giren yasayla Rus toplumunu sivil toplum örgütlerinden korumayı amaçlıyor.
Putin eleştirilere hedef olan yasayı şu şekilde savundu: “Bu yasa siyasi sistemimizin dışarıdan müdahalelere ve vatandaşlarımızı terörist ideolojinin yayılmasına karşı korumak için gereklidir. Maalesef çeşitli yönlerden ve dinlerden gelen aşırı akımlara rastlıyoruz ve buzdağının bu meşru üst kısmı, bazı sorunları şiddet kullanarak çözmek zorunda bırakıyor. Tüm bunların devletin himayesi altında gerçekleşmesi gerekir.“
Sivil toplum örgütlerinin tepkisi
Ancak sivil toplum örgütleri bu yasaya tepkili. Demokrasi ve İnsan Haklarını Teşvik Merkezi’nden Yuri Cibladze, Rusya’da önümüzdeki yıl meclis ve 2008 yılında Devlet Başkanlığı seçimlerinin yapılacağına işaret ederek, bu girişimin ardında olası bir devrim girişimini engelleme çabası olduğunu savunuyor.
2007-2008 yıllarında yapılacak seçimlerin şu an Rus hükümetinin öncelikli konusu olduğunu ifade eden Cibladze, “Maalesef şu anki siyasi elit sivil toplum ve kuruluşları konusunda çok ilkel, siyah-beyaz bir yaklaşıma sahip. Onlar için sivil toplum ya devletin tarafında ya da karşısında kullanılan bir araç. Yani eğer kuruluş bağımsızsa, yabancı ortaklarla işbirliği yapıyorsa ve hatta devletin politikalarını eleştiriyorsa o zaman, düşman yabancı ülkelerin ajanı olarak görülüyor“ diyor.
Yurtiçi ve yurtdışından gelen tepkiler Devlet Başkanı Putin’in, yasa tasarısının başlangıçtaki metninde küçük değişiklikler yapmasına neden oldu. Yasayla birlikte artık Rusya’daki yerli ve yabancı tüm sivil toplum örgütlerinin faaliyetleri, projeleri, düzenledikleri etkinlikler ve mali kaynakları ile ilgili merkezi bir devlet makamına detaylı bilgi vermeleri gerekiyor.
Alman vakıfları da şikayetçi
Yasadan etkilenen Alman Friedrich-Naumann Vakfı’nın Moskova bürosu yöneticisi Falk Bomsdorf, devletin bu talebinin kendilerine büyük bir ek idari yük getireceğini belirterek “Bu yasayla, üç, dört yıl önce başlayan bir stratejinin devam ettirilmesi amaçlanıyor. Bu strateji, temel hakların ve özgürlüklerin hala bulunduğu her alanın kontrol altına alınmasıdır“ diyor.
Almanya Başbakanı Angela Merkel da 16 Ocak’ta Moskova’da Putin ile yaptığı görüşmede sivil toplum örgütleriyle ilgili yasanın gündeme geldiğini belirterek yasanın nasıl uygulanacağının takipçisi olacaklarını belirtmişti.
Casusluk olayı
Kremlin ise yasaya karşı şüphe duyanları ikna etmek için devlet televizyonunda dört İngiliz diplomatın karıştığının iddia edildiği bir casusluk olayını ortaya çıkartmıştı. Bu olaya insan hakları örgütü Moskova Helsinki Grubu’nun da karıştığı belirtildi.