1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Rusya'da heyecansız seçim hazırlığı

Cenk Başlamış / Moskova3 Aralık 2003

Rusya’da parlamento seçimleri için sandık başına gidilmesine sadece dört gün kala seçmenlerin ilgisizliği sürüyor. Yapılan anketler, halkın yüzde 70‘inin seçimlere çok az ilgi duyduğunu gösteriyor. Moskova’dan Cenk Başlamış’ın haberi...

https://p.dw.com/p/AbUD
Rusya'nın Birliği'nin seçilmesini kesin gözüyle bakılıyor
Rusya'nın Birliği'nin seçilmesini kesin gözüyle bakılıyorFotoğraf: AP

Duma’nın, yani Rusya Parlamentosu‘nun 450 yeni üyesini belirleyecek seçimin havasını hissetmek neredeyse olanaksız. Televizyonlarda adaylar arasındaki tartışma programları da olmasa, Rusya’da seçim için geri sayımın sürdüğüne inanmak çok zor. Yapılan anketler, halkın yüzde 70’inin seçimlere çok az ilgi duyduğunu ya da hiç ilgilenmediğini gösteriyor.

1999 yılında yapılan Duma seçimlerine katılım yüzde 63 civarında olmuştu. Pazar günü bu oranın da altına düşülmesi bekleniyor. Bu ilgisizliğin önemli nedenlerinden biri, Vladimir Putin’in iktidara gelmesinden sonra yetkilileri kısılan parlamentonun Kremlin’e muhalefeti bir kenara bırakarak yasa onaylayan bir kuruma dönüşmüş olması. Yani, elinde hemen hemen ciddi bir güç kalmaması.

Putin, Rusya’nın Birliği’ni destekliyor

23 partinin katılacağı seçimlerde herkes Kremlin yanlısı Rusya’nın Birliği’ne şans tanıyor. Liderleri arasında İçişleri Bakanı Boris Grızlov, Olağanüstü Durumlar Bakanı Sergey Şoygu ve Moskova Belediye Başkanı Yuri Lujkov’un da bulunduğu Rusya’nın Birliği’nin yüzde 30 civarında oy toplayacağı sanılıyor. Devlet Başkanı Putin, televizyonda yayınlanan konuşmalarında bu partiyi desteklediğini açıkça söyledi. Gözlemciler, Putin’in halk arasında yüzde 80’e yaklaşan desteğinin Rusya’nın Birliği’ne aktarılacağına kesin gözüyle bakılıyor.

Komünist Parti kann kaybediyor

Ülke çapında en örgütlü hareket olan Komünist Parti ise anketlere göre kan kaybediyor. Genelde yüzde 20 ve üstü civarında oy potansiyeli bulunan partinin şu andaki oy oranı yüzde 14 dolayında görünüyor. Bu kan kaybının bir nedeni de Anavatan adındaki yeni bir hareketin komünist seçmenlere kanca atmış olması. Anavatan’ın perde arkasında Kremlin’in bulunduğu düşünülüyor. Yeni hiçbir söylemi bulunmayan Komünist Parti’nin gelenekselleşen ”Halk düşmanı iktidardan kurtulalım” sloganı da artık seçmenlerin ilgisini çekmiyor.

Zaten, parti adaylarının yüzde 25’ini, bazıları dolar milyoneri işadamları oluşturuyor. Yine de Gennadiy Züganov liderliğindeki parti, Rusya’nın Birliği’ni zorlayabilecek tek parti olarak görünüyor. Züganov, şimdiden seçimlerin adil ve özgür olmayacağını öne sürüyor ve sonuçlara itiraz edebileceklerini söylüyor. Komünist lider, devlet kontrolündeki televizyonlarda yürütülen iktidar yanlısı propagandanın, Nazi döneminin Propaganda Bakanı Josef Goebbels’i aratacak düzeyde olduğunu da ileri sürüyor.

Sağcı Güçler Birliği

Liberal eğilimli Sağcı Güçler Birliği lideri Boris Nemtsov ise Putin’i aşırı milliyetçileri parlamentoya sokmakla suçluyor. Renksiz seçimlerin her zaman olduğu gibi tek renkli ismi aşırı milliyetçi Vladimir Jirinovski. Kremlin’in gizli desteğiyle hemen her akşam televizyonlarda boy gösteren Jirinovski çıkardığı kavgalarla yine adından söz ettiriyor. Genel kanı, beş ya da altı partinin yüzde beş barajını aşarak parlamentoya gireceği yönünde.