1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Rusya'da demokrasi!

Miodrag Soric12 Kasım 2003
https://p.dw.com/p/Aa7x

Devlet Başkanı Vladimir Putin’in hışmına uğrayan petrol zengini Rus işadamı Mihail Hodorkovski’yi milyarlarca dolarlık serveti de kurtarmaya yetmedi. Ama bütün dünyanın da bildiği gibi genç işadamının asıl suçu siyasete atılmak istemesiydi. Tabii bu da Kremlin’in işine gelmezdi. ABD’den ilginç bir haber geldi. Hodorkovski gibi milyarderler kulübünün üyeleri arasında yer alan ünlü finans komisyoncusu George Soros, Washington Post gazetesine verdiği demeçte, hayatının kalan bölümünü, George W. Bush’un yeniden başkanlığa seçilmemesine adayacağını ve bunun için de milyonları gözden çıkardığını söylüyordu. DW’den Miodrag Soric bu ilginç rastlantının ışığında, ABD ve Rusya’nın siyasi-ekonomik sistemlerini karşılaştırıyor:

"Soğuk Savaş yıllarında şöyle bir siyasi fıkra anlatılırdı: "Bir Amerikalı ile bir Rus, kimin ülkesinde daha fazla hürriyet var, tartışmasına girişirler. Amerikalı şöyle der: 'Beyaz Saray’ın önünde dikilip avazın çıktığı kadar ‘Ronald Reagan aptalın biridir’ diye bağırsan kimse senin kılına bile dokunmaz.' Rus cevap verir: ‘Bizde de durum hiç farklı değil. Çık Kızıl Meydan’a, bağır, ‘Ronald Reagan aptalın biridir’ diye. Bak bakalım, sana karışan olacak mı?"

1980’li yıllarda Rusya ile ABD arasındaki farkların konu edildiği sayısız fıkra anlatılırdı. Aradan yıllar geçti, ama pek değişen birşey olmadı. En azından Rusya açısından. Bir Rus milyarderi çıkıyor, Devlet Başkanı Putin’i eleştiriyor, siyasi partilere, vakıflara ve gayrı resmi kuruluşlara milyonlar bağışlıyor. Putin bundan rahatsız oluyor ve Hodorkovski’yi hapsettiriyor, servetinin bir bölümüne el koydurtuyor, işadamının milyarlarını devlet denetimine aldırtıyor.

Vladimir Putin, hakimiyetinin sağlamlığından emin olsaydı böylesine aşırı tepki gösterir miydi? Halbuki Hodrorkovski temkinli davranmış ve Putin’e siyasi alternatif yaratma niyetini sadece yakın çevresine anlatmıştı. Genç işadamı siyasete soyunsa bile, 2004 martında değil, ancak 2008 yılındaki başkanlık seçiminde aday olabilirdi.

Amerikalı milyarder Soros ise kendi Başkanı’na açıkça meydan okuyor. Soros, "George W. Bush bütün dünya için tehlikedir, bu nedenle bir daha seçilmemelidr" diyor. Anti-Bush kampanyası için beş milyon doları gözden çıkaran Soros aylar önce de aynı kampanyaya on milyon dolar harcamıştı. George Soros, hayattaki tek arzusunun Bush’u bir daha başkan seçtirmemek olduğunu bütün dünyaya haykırabiliyor.

Beyaz Saray’ın tepkisi, daha doğrusu tepkisizliği Başkan Bush’un, "Bu milyarder parasını nereye isterse harcar, bana ne" diye düşündüğünü gösteriyor.

Para, her iki ülkedeki seçim kampanyalarında büyük rol oynuyor. ABD’de adayların başkan seçilme şansını kestirebilmek için kaç milyon dolar bağış topladıklarına bakılıyor. Soros’un savaş ilan etmesi Bush’u etkilemişe benzemiyor. Ama ABD Başkanı, Kremlin’deki meslektaşının aksine, kendine tehlikeli olabilecek bu şahsı hapse attırmayı aklından bile geçirmez.

ABD bütün zaaflarına rağmen gerçek bir demokrasidir. Rusya maalesef bu düzeye erişememiştir. Haklı da olsa haksız da olsa, yönetimi eleştirebilmek demokrasinin vazgeçilmez ögesidir. Bunu hala idrak edemeyen Moskova’daki eski zihniyet, girişteki fıkrada olduğu gibi ABD’yi eleştirmeyi tercih etmektedir."