1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Renault’nun Türkiye planı Fransa’yı karıştırdı

13 Ocak 2010

Fransız otomotiv devi Renault'nun yeni modeli Clio 4’ü Fransa yerine Türkiye’de üreteceği söylentileri ülkede siyasi polemik başlattı. Sarkozy, Renault’nun üretiminin yurt dışına kaydırılmasına karşı çıkıyor.

https://p.dw.com/p/LUvD
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Fransız hükümeti, siyasi partiler ve işçi sendikaları Renault'nun Clio 4 üretimini yurtdışına kaydırmasına karşı çıkıyorlarFotoğraf: AP
Frakreich Auto Renault Logo

Renault'nun Fransa'da son yıllarda en çok satan modellerinden olan Clio'nun yeni versiyonu nerede imal edilecek ?

"Clio 4" adını taşıyacak modelin bundan 3-4 yıl sonra Paris'in güney batısındaki Flins kasabası yerine Renault'nun Bursa'daki fabrikasında üretileceğine dair söylentiler Fransa'da siyasi polemiğe neden oldu. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Fransız hükümeti, siyasi partiler ve işçi sendikaları Renault'nun Clio 4 üretimini yurtdışına kaydırmasına karşı çıkıyorlar. Renault, Cumhurbaşkanı, hükümet, muhalefet ve kamuoyundan gelen tepkiler karşısında, net biçimde olmasa da, Fransa'da Clio üretimine devam edileceğini açıkladı.

Hükümet, Fransa'da devletin Renault'daki yüzde 15 hissesini ve geçen yıl ekonomik krizle mücadele kapsamında şirkete devlet tarafından aktarılan 3 milyar Euro'luk koşullu kaynağı gerekçe göstererek yeni Clio üretiminin Fransa'da yapılmasını istiyor. Hükümet söz konusu yardımı Renault'nun Fransa'da fabrika kapatmaması şartıyla vermişti.

“Türkiye'de üretime izin vermeyeceğiz”

Renault Clio
Renault Genel Müdürü Patrick Pelata yaptığı son açıklamada, İspanya ve Slovenya’daki Clio üretimini durduracaklarını ancak Fransa’daki üretimi sürdürmeyi planladıklarını kaydetti.Fotoğraf: Renault/Curtet

Sanayi Bakanı Christian Estrosi, konu hakkında Meclis Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, Fransa piyasasında satılmak istenen otomobillerin Fransa'da imal edilmesinden yana olduklarını söyledi. Bakan Estrosi "Clio 4'ün Türkiye'de üretimine izin vermeyeceğiz. Renault Fransa'da satılmak için Fransa'da üretilecek" ifadelerini kullandı.

Clio 4'ün Türkiye'de üretiminin "kabul edilemeyeceğini" söyleyen Bütçe Bakanı Eric Woerth ise bir TV kanalına yaptığı açıklamada, "Anormal olan, bir Fransız otomobil imalatçısının fabrikalarını yurtdışına ihraç edip, ardından da orada imal ettiği araçları Fransa'ya ithal etmesidir" şeklinde konuştu.

Hükümetten gelen bu açıklamaların ardından Paris'te Sanayi Bakanı Estrosi ile bir araya gelen Renault Genel Müdürü Patrick Pelata, "senaryo ne olursa Fransa'da Clio üretimi devam edileceğini" bildirdi.

Renault yönetimi, son günlerde yaptığı kafa karıştıran açıklamalarda, yeni Clio'nun nerede üretileceği konusunda şu an için alınmış bir karar olmadığını söyleyerek, üretim maliyeti gerçeğine işaret etmiş ve bu gerçek hesaba katılarak bir karar alınacağına vurguda bulunmuştu.

Renault’nun zor kararı

Şirket, Fransa ile Türkiye'deki üretim arasında maliyet farkı olduğunu gizlemiyor. Fransa'da 14 bin Euro'ya satılan bir Clio'nun Fransa'da üretimi ile Türkiye'deki üretimi arasında 1400 Euro fark olduğunu söyleniyor. Birçok uzman bu ifadelerden "eğer hükümet Fransa'da üretim maliyetlerini düşürücü önlemler alırsa tamamen Bursa'ya gitmemize gerek kalmaz" mesajı çıkarmakta.

Sendikalardan “şantaj” suçlaması

Rumänien Autofabrik Dacia Logan in Mioveni Kantine
Fotoğraf: AP

Sendikalar da bu söylemden yol açıkıp, Renault'yu şantaj yapmakla suçluyorlar. Yeni Clio'nun Türkiye'de üretimiyle ilgili söylentilerin Renault yönetimi tarafından bilinçlice basına sızdırıldığını iddia eden sendikalar, amacın hükümeti korkutup, devletten daha fazla sübvansiyon elde etmek olduğu kanısındalar.

Konunun Sarkozy hükümeti için olağanüstü kritik siyasi boyutu da var. Mart ayında Fransa'da bölgesel yönetim seçimleri düzenlenecek. İktidar partisi Halk Hareketi Birliği (UMP) seçimlere yıpranmış giriyor. UMP, Clio krizinin muhalefetteki sol partiler tarafından seçim malzemesi olarak kullanılacağının da bilincinde. Bu nedenle Renault yönetiminden kararını değiştirmesi istiyor.

Gerek Cumhurbaşkanı Sarkozy gerekse hükümet, liberal ekonomiyle pek bağdaşık görünmese de, özellikle son 2 yıldır, Fransız devletinin stratejik belirlediği sektörlerdeki Fransız şirketlerinin Fransa dışında - buna AB ülkeleri de dahil- üretim yapmasına karşı çıkmakta. Sarkozy geçtiğimiz aylarda yaptığı bir konuşmada, Fransız oto imalatçılarının Fransa'da otomobil satmak için bir AB üyesi olan Çek Cumhuriyeti'nde fabrika açmalarını sert dille eleştirmişti.

Fransız kamuoyu da büyük ölçüde Fransız şirketlerinin üretimlerini yurtdışına taşıma fikrine sıcak bakmıyor. Hatta fabrikalarını geçmişte üretim maliyeti düşük ülkelere taşımış bazı Fransız firmaları şimdi Fransa'ya geri dönüp, geri dönüşlerini kamuoyundaki imajlarını tazelemek amacıyla kullanıyorlar.

Türkiye'nin AB süreci

Clio krizi Fransa'da işte böyle bir ortamda tartışılmakta. Konunun Sarkozy'nin Türkiye'nin AB üyelik perspektifine muhalefetiyle ilgisi, en azından doğrudan, yok. Türkiye'nin bu tartışmadaki konumu "düşük maliyetli üretim yapılan ülke" sıfatından öteye gitmiyor. Kriz daha ziyade Fransa'nın kendi iç siyasi, ekonomik ve sosyal sorunlarına endeksli. Krizden herkes yara almadan, hatta puan toplayarak çıkmak istiyor. Hükümet, Renault'yu dize getirdiğini ve Fransa'da istihdamı kurtardığını göstermek, yeni soluk arayışı içinde olan sol muhalefet işçi haklarını savunduğunu kanıtlamak, dirilmek isteyen işçi sendikaları eski günlerine dönmek, küresel bir şirket olan Renault ise büyük hissedarı devletle olan ilişkisinde yeni dengeler istiyor.

Düğümü çözebilecek iki isim, kriz konusunda sessizliğini şimdilik bozmayan Renault CEO'su Carlos Ghosn ile Sarkozy, 16 Ocak cumartesi günü Paris'te cumhurbaşkanlığı sarayında baş başa bir görüşme yapacaklar.

© Deutsche Welle Türkçe

Kayhan Karaca / Paris

Editör: Ayhan Şimşek