1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Rasmussen’in Müslüman açılımı

28 Ağustos 2009

Hazreti Muhammed karikatürlerine ilişkin tavrından ötürü Türk hükümetinin NATO genel sekreterlik görevine getirilmesine karşı çıktığı Rasmussen, Ankara’da Başbakan Erdoğan ile birlikte iftar sofrasına oturdu.

https://p.dw.com/p/JJoN
Fotoğraf: AP

NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte katıldığı Adalet ve Kalkınma Partisi Ankara İl Başkanlığı'nın iftar yemeğinde bir konuşma yaptı.

Konuşmasının başında iftar daveti için teşekkür eden Rasmussen, bu davete katılmanın kendisi için bir ayrıcalık olduğunu ve Türkiye'nin öneminin bir işareti olduğunu kaydetti. Rasmussen, "Benim burada bulunmamı lütfen, dünyanın büyük dinlerinden biri olan İslamiyete duyduğum saygının açık bir göstergesi olarak da kabul edin" diye konuştu.

İslam dinine saygı

Rasmussen, kişilerin inançlarına da büyük saygı duyduğunu belirterek, birçok insanın inançlarında güç ve huzur bulduğunu söyleyerek, "Oruç tutmak da insanlara sabrı, mütevaziliği, kendini eğitmeyi ve ayrıca daha az şanslı olanları anlayabilmeyi öğretir" dedi. Rasmussen, bunların dinleri aşan, küresel ve temel insanlık değerleri olduğunu da kaydetti.

Rasmussen in Ankara
NATO Genel Sekreteri Rasmussen, katıldığı iftar yemeğinde Emine Erdoğan ile böyle tokalaştıFotoğraf: AP

Türkiye'nin Avrupa, Arap dünyası ve Orta Asya arasındaki köprü rolünün bugün her zaman olduğundan daha da önemli olduğunu belirten Rasmussen, NATO Genel Sekreteri olarak önceliklerinden birinin İttifak'ın ortaklarıyla ve özellikle de Akdeniz girişimi ülkeleriyle ilişkilerini derinleştirmek olduğunu kaydetti.

Güçlü müttefik vurgusu

NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, görevinin ilk günlerinde Ankara'ya gelmesinin önemli ve güçlü bir müttefik olan Türkiye'ye atfettiği önemin bir göstergesi olduğunu söyledi.

Rasmussen, Türkiye'nin tarihi boyunca uygarlıklar ve dinlerin kavşağında yer aldığını belirterek, Ankara ziyaretinin ve başka ülkelerin temsilcileriyle birlikte bu yemekte bulunmasının bütün bu uygarlıkların ve dinlerin bir araya gelebileceğini ve bundaki gücü yansıttığını kaydetti.

Türkiye'nin Avrupa, Arap dünyası ve Orta Asya arasındaki köprü rolünün bugün her zaman olduğundan daha da önemli olduğunu belirten Rasmussen, NATO Genel Sekreteri olarak önceliklerinden birinin İttifak'ın ortaklarıyla ve özellikle de Akdeniz girişimi ülkeleriyle ilişkilerini derinleştirmek olduğunu kaydetti. Rasmussen, Türkiye'nin bu çerçevede NATO ve ortakları yararına önemli bir rol oynayabileceğini ifade ederek, bu amaçla ilk adamı atarak, 11 ülkenin büyükelçisini makamına davet ettiğini ve ilişkilerin karşılıklı saygı ve çıkar temelinde nasıl daha geliştirilebileceğini ele aldığını bildirdi.

Afganistan operasyonu

Rasmussen, bir diğer önceliğinin de, NATO'nun Afganistan'daki operasyonunu Afganlıların ülkelerinin güvenliğini giderek kendi ellerine alabilmesini sağlayacak bir sonraki aşamaya geçirmek olduğunu ifade ederek, "Türkiye burada da önemli siyasi ve askeri bir rol oynamaktadır" dedi.

NATO'nun Rusya ile daha iyi ilişkiler tesis etmek için daha somut adımlar atmasının önemine de işaret eden Rasmussen, Rusya ile kurulacak bu yeni ilişkilerin daha pratik bir işbirliği ve karşılıklı güvene dayanması gerektiğini söyledi. Rasmussen, bunun kolay olmadığını bildiğini ancak şimdiden bazı olumlu işaretler aldığını belirterek, bunun bütün İttifak ve Rusya'nın çıkarına olacağını belirtti.

Genel Sekreter Rasmussen NATO'nun geleceğinin şekillendirilmesinin önemine de işaret ederek, NATO'nun yeni stratejik planının yazımı için görevlendirilen ve başkanlığını eski ABD dışişleri bakanlarından Madeline Albright'ın üstlendiği 12 kişilik âkil adamlar (nitelikli uzmanlar) grubunun bir üyesinin de Türkiye'nin NATO Daimi Temsilciliği görevinde de bulunan emekli büyükelçi Ümit Pamir olduğunu hatırlattı. Rasmussen, Pamir'in bu grupta Türkiye'nin sesi olacağını belirterek, grubun çalışmalarına gelecek hafta başlayacağını kaydetti.

İslam alemine mesaj

Erdoğan ise Rasmussen'in iftar yemeğine katılımını “Türk halkına ve İslam alemine verilmiş bir mesaj” olarak niteledi. Batıyı İslam dini ile terör eylemleriyle yan yana getirmemeye davet eden Erdoğan, bir takım terörist eylemlerden ötürü bir dinin mensuplarının tamamının potansiyel terörist olarak damgalanması girişiminin insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu belirtti.

Rasmussen'in, direkt NATO Genel Sekreteri olmadığını, Danimarka'da 3 kez seçim kazanarak başbakanlık yaptığını anımsatan Erdoğan, Rasmussen ile Avrupa Birliğini (AB) ve ülkelerini de iyi tanıyan bir genel sekreter olması nedeniyle teröre yönelik NATO'da beraber yapacakları çok şey bulunduğunu belirtti. Erdoğan, şöyle devam etti:

''Onun için kendilerinden ayrıca bu konuda desteklerini, yardımlarını istedim ve kendileri de sağ olsun, bu konuda 'ellerinden gelen desteği vereceklerini' söylediler. Yeni süreçte teröre yönelik uluslararası yaklaşımların da tartışmaya açılmasını, terör örgütüne karşı destekleyici ya da tarafsız kalan ülkelerin kendilerini ciddi şekilde sorgulayarak bu tavırlarını değiştirmelerini hasseten arzu ediyoruz. Barış, huzur, güven ve istikrar içinde büyüyen bir Türkiye, kendisi, bölgesi için olduğu kadar Avrupa için de önemli bir refah ve barış aktörü olacaktır.”

Erdoğan, Rasmussen'in Türkiye'yi gayet iyi tanıdığını, Türkiye ile ilgili bu deneyim ve bilgi birikiminin NATO Genel Sekreterliği görevi süresince yararlı bir zemin teşkil edeceğini düşündüğünü dile getirdi.

İstikrarın garantörü

60'ıncı yılını dolduran NATO'nun Avrupa-Atlantik coğrafyasında barış ve istikrarın en etkin garantörü olma niteliğini sürdürdüğünü kaydeden Erdoğan, ''Hatta, soğuk savaşın sona ermesinden yaklaşık 20 yıl sonra dahi NATO'ya duyulan ihtiyaç azalmamış, bilakis artmıştır. Bu durum NATO'nun üstlendiği yeni sorumluluklardan ve ittifaka üye olmayı bekleyen ülkelerin varlığından açıkça görülüyor'' dedi.

NATO'nun geliştirdiği ortaklık ilişkilerinin de artan öneminin bir göstergesi olduğuna işaret eden Erdoğan, ''NATO'yu 21'inci yüzyılın ihtiyaç ve koşullarına uyarlarken, ittifakın temel ilke ve değerlerinden taviz verilmemesi, ittifakı başarılı kılan unsurların korunması zorunludur. Bu bağlamda müşterek savunma ilkesini veya bu ilkenin NATO'nun bel kemiğini oluşturması hususunun altını çizerek özellikle ifade etmek istiyorum'' diye konuştu.

Türkiye'nin, 57 yıldır her türlü çabasına destek verdiği NATO'nun ''sadık ve sabık bir ortağı'' olduğunu söyleyen Erdoğan, bundan sonra da katkıda bulunmaya devam edeceğini kaydetti.

NH/MÇ, DW/AFP/AP/dpa/A.A