1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Portre: Irak'ın yeni Devlet Başkanı Talabani

Peter Phillip / DW7 Nisan 2005

Irak’ta Kürt liderlerden Celal Talabani, uzun tartışmalardan sonra Devlet Başkanlığı’na seçildi. Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği lideri ve ateşli bir Kürt milliyetçisi Talabani, yıllardır mücadele ettiği bir ülkenin en üst kademesine getirilmiş oldu. DW’den Peter Philipp, Talabani’nin portresini kaleme aldı...

https://p.dw.com/p/AatC
Irak'ın yeni Devlet Başkanı Celal Talabani...
Irak'ın yeni Devlet Başkanı Celal Talabani...Fotoğraf: AP

72 yaşındaki Celal Talabani sadece Irak’ın görev başındaki en yaşlı politikacısı konumunda değil; ayrıca Iraklı Kürtler’in en popüler liderlerinden biri. Başkanı olduğu Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği, 1975 yılında Batı Berlin’de, Irak Kürdistan Demokrat Partisi’nin bölünmesiyle doğmuş ve daha sonra küçük Kürt gruplarına kucak açmıştı.

Aslen hukukçu olan Celal Talabani, farklı ittifaklar ve kurnaz siyaset oyunları ile kendisi ve örgütünü, bir zamanlar ünlü Mustafa Barzani’nin dışında kimsenin varlığını hissettiremediği Irak Kürdistan’ında önemli siyasi bir faktör haline getirdi. 60’lı yıllarda öğrencilik dönemlerinde Barzani’nin Irak Kürdistan Demokrat Partisi’ne bağlı öğrenci örgütünde çalışan Talabani, dönemin Irak Devlet Başkanı Abdülkerim Kasım’a karşı Kürtler’in başlattığı ayaklanmaya katılmıştı.

Ancak onun devrilmesinden sonra Kasım’ın halefi Arif ile görüşmeler yürüttü. İşte bu noktada, Irak Kürdistan Demokrat Partisi içinde güvensizlik ortamı doğdu ve bölünme yönünde ilk adım atılmış oldu. Talabani daha sonra Irak merkez hükümetinin yanında yer aldı ve hatta Irak Kürdistan Demokrat Partisi’nin 1970’de parçalanmasında rol aldı.

Bağdat’la mücadele

Bu olaydan 5 yıl sonra Talabani, Kürtler’in istediği siyasi özerkliği Bağdat’ın vermeye hazır olmadığını kavrayınca, bu kez yeni kurduğu örgütü ile Bağdat’a yeniden savaş ilan etti. Merkez hükümetin yanıtı sert ve acımasız oldu ve 1988’de Kürt yerleşim birimi Halepçe’ye düzenlenen zehirli gaz saldırısında buranın hemen hemen tüm nüfusu yok edildi. Talabani o dönemde İran’a kaçtı. Aslında tarihi olarak İran da Kürtler’e karşı hep mücadele vermişti ama, şimdi Saddam Hüseyin’e karşı ittifak oluşturmak için Kürtler çok uygun bir seçenek haline gelmişlerdi.

Sonraki yıllarda Talabani’nin yandaşları ile Barzani’nin oğlu Mesud’un yeniden inşa ettiği Irak Kürdistan Demokrat Partisi’ne bağlı peşmergeler arasında yıllarca sürecek olan rekabet yarışı ve kanlı mücadeleler başladı. Ta ki 1998 yılında Washington’un bu iki Kürt grubunu ortak çıkarlar uğruna barıştırmasına kadar.

İki Kürt grubun birlikteliği

Iraklı Kürtler’in birliğe yanaşmalarının bir nedeni de ABD’nin bütünlüğünü sağlayan Kürtler’e daha fazla bağımsızlık olanağı tanıyacağı ümidinden kaynaklanıyordu. Ancak ABD, Kuveyt Savaşı’ndan sonra Kuzey Irak’ta “uçuşa yasaklı bölge” olarak oluşturduğu himayesi altındaki bu bölgede Kürtler’in sadece özerklik haklarına sahip olmasından yana tavır alıyor.

Şimdi ise Talabani ile bir zamanlar siyasi hasmı olan Barzani, bugün bu durumu kabulleniyorlar. Zaten Talabani’nin devlet başkanlığına seçilmesinin ön şartı da herhalde buydu. Barzani’ye ise sadece kuzeydeki Kürt bölgelerinin başkanlığını yürütmek kalıyor. Yeni Irak devlet başkanlığına seçilen Celal Talabani, seçimden sonra verdiği ilk demeçte şöyle konuşuyor:

“Yeni, güçlü ve güvenilir Irak’ın varlığı, vatandaşlarının büyük yeteneklerine bağlıdır. Tüm ülkelerle iyi işbirliği ilişkilerini yerleştirmek istiyoruz ve burada şu sloganı kullanıyoruz: Bize dostluk elini uzatan herkesle dostuz, ama bize karşı kötü emelleri olan herkesin de düşmanıyız.”