1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Polonya Avrupa Anayasası'nda yumuşuyor

Bernd Musch-Borowska19 Mart 2004

İspanya’da başa gelecek yeni hükümetin Avrupa Anayasası’na daha ılımlı yaklaşım göstermesi, anayasada değişiklik isteyen Polonya’yı da etkiledi. Bir yandan İspanya’daki değişimin AB’ye nasıl yansıyacağını hesaplayan Birliğin yeni üyesi Polonya, diğer yandan da anayasa konusunda daha uzlaşmacı bir tavır almaya başladı...

https://p.dw.com/p/AbM2
Polonya da 1 Mayıs'ta AB'ye resmen üye oluyor
Polonya da 1 Mayıs'ta AB'ye resmen üye oluyorFotoğraf: dpa

Avrupa Anayasası, AB’yi bu yıl içinde bekleyen en kilit sorunlardan biri. Başını Fransa ve Almanya’nın çektiği birlik ülkeleri, Avrupa Anayasası’nın 1 Mayıs 2004 tarihinden önce devreye girmesi için çaba harcıyor. Avrupa Anayasası’nın kabul edilmesinin önünde duran ülkelerden İspanya’da yaşanan hükümet değişikliği, anayasa sürecinde artık yol alınabileceği umudunu artırdı.

Muhalif ülkelerden Polonya da İspanya’daki gelişmelerin Avrupa Birliği bünyesindeki konumuna nasıl yansıyacağını hesaplıyor. Diğer yandan, Polonya muhalefeti ve kamuoyunun Avrupa Anayasası’na yönelik çizgisi, giderek yumuşuyor ve uzlaşmacı bir eğilim kazanıyor.

"Varşova’da yön değişikliği olmayacak"

Polonya Devlet Başkanı Alexander Kwasniewski ise Madrid’teki hükümet değişikliğinin, Avrupa Anayasası tartışmalarında Varşova’nın yön değişikliğine neden olmayacağı inancında. İspanya’nın Nice Sözleşmesi’ni Polonya’nın bir müttefiği olmak için savunmadığını söyleyen Kwasniewski şöyle dedi:

”İspanya Nice’yi savundu, çünkü ulusal çıkarları bunu gerektiriyordu. Buna, daha yıllarca İspanya’ya akıp ülkenin moderleşmesine büyük katkı yapacak olan altyapı fonları da dahil. Yeni İspanya Başbakanı Zapatero, Avrupa Birliği işlerine bakan ilgili bürokrat ve uzmanlarla biraraya geldiğinde düşüncesi de netlik kazanacaktır.”

"Baskının dozu ayarlanmalı"

Varşova Uluslararası İlişkiler Merkezi Yöneticisi Janusz Reiter de Polonya’ya uygulanacak diplomatik ve siyasi baskı dozunun dikkatli bir şekilde ayarlanması gerektiğini belirtiyor. Reiter, baskının istenen sonucun tam tersini doğurabileceğini belirterek, sözlerine şöyle devam ediyor:

”Polonya’da hükümet koltuğunu dolduran kimseye açık açık şimdiye kadar izlenen politikadan geri adım gibi algılanabilecek bir adımı kabul ettiremezsiniz. Avrupa’nın siyasi kültürünün böyle bir tutumun önüne geçeceğine eminim. Aynı tekneyi paylaşacağınız partnerinize adil davranma zorunluluğunuz var.”

Reiter, Polonya’da muhalefetin de kamuoyu gibi giderek çözüm yanlısı bir çizgiye yöneldiğini belirtiyor. Polonya’da kamuoyu beklentisinin çözüm yönünde olduğunu ifade eden Reiter, aynı zamanda kamuoyunda ve kısmen muhalefette, AB içinde diğer üye ülkelere karşı yürütülen mücadelenin Polonya’yı giderek derinleşen bir izolasyona sürükleyeceği düşüncesinin hakim olduğunu söyledi.

"Avrupa’nın genel çıkarları önemli"

Polonya lideri Kwasniewski ise Avrupa’nın genel çıkarlarının gözetilmesi gerektiğine de dikkat çekiyor. Anlaşabilmek için için her iki tarafın da uzlaşma yönünde adımlar atması gerektiğini belirten Kwasniewski, ”Bir yandan Polonya-İspanya cephesinin, diğer yandan da Almanya-Fransa cephesinin böyle bir arayış içinde olması lazım. Aslında yalnızca Polonya halkı adına değil, Avrupa adına da sorumluluk taşıyoruz” diyor.