1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Polisiye tutkusu

1 Eylül 2009

Alman Kitapevleri Birliği'nin yaptığı son araştırma, Almanya'da satılan her dört romandan birinin polisiye türünde olduğunu ortaya koyuyor.

https://p.dw.com/p/JMh5

Gerilim giderek doruğa çıkarken tüm tüyler diken diken olur, kalp atışları hızlanır.. Derken telefon çalar, "Aman canım, arayan gene arar."... Kapı çalar, "zaten birini beklemiyorsunuz"dur. Hatta okuduğunuz polisiye romanın gerilim dozu biraz da yüksekse ne karnınızın acıkması, ne de tuvalet ihtiyacı sizi yerinizden kaldırabilir. "Şu sayfa da bir bitsin öyle"dir. Bazen kitap bitene kadar o "şu sayfa" hiç gelmez.

Werbeschild der Krimibuchhandlung in Köln
Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti'nde açılan ilk polisiye roman dükkânının tabelasıFotoğraf: Sophie Wenkel

Almanya'da da roman türleri içinde en sevilenini polisiye romanlar oluşturuyor. Peki, iyi de polisiye romanları bu kadar ilgi çekici ve popüler kılan ne? Almanya'nın Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti'nde açılan ilk polisiye roman dükkânın sahibi Manfred Sarrazin, insanların her zaman ilgilendiği ve ilgilenmekten asla vazgeçmeyeceği iki konu olduğunu söylüyor: "Erotizm ve ölüm"...

Kim ve nasıl yaptı?

Sarrazin "Kim yaptı?" sorusunun polisiye romanların bilinen en eski sorusu olduğunu söylüyor. Ancak bir yerden sonra okuyucular bu sorudan ve bu soruya verilen yanıtlardan sıkılınca, polisiye roman yazarlarının da başka varyasyonlara yelken açtığını belirtiyor. Sarrazin sözlerini söyle sürdürüyor: "Nasıl yaptı? Örneğin bu şekilde bir seri katil profili açıklanabilir. Burada seri katilin kim olduğu bellidir, onun peşinde koşan polis de. Ancak yine de ortada bir gerilim öğesi vardır. Katil nasıl olacak da yakalanacak?"

Manfred Sarrazin
Köln'deki 'Alibi' adlı polisiye roman dükkanının sahibi Manfred SarrazinFotoğraf: Sophie Wenkel

Ne şekilde yazılırsa yazılsın, Alman okuyucular polisiye romanları adeta yutarcasına okuyor. Köln'de bulunan ve popüler romanlar yayımlayan Kiepenheuer und Witsch yayınevinin müdürü Olaf Petersen, ABD'den getirttikleri popüler polisiye romanlara her zaman büyük ilgi olduğunu, ancak son dönemde Alman yazarların kaleminden çıkan romanlara duyulan ilginin de arttığını belirtiyor. Petersen'e göre bu ilginin nedeni, olayların bildik mekânlarda geçmesi ve Almanya'da yaşanan problemlere odaklanması: "Sanırım Alman okuyucularının bir yandan büyük ve küresel, diğer yandansa küçük ve bölgesel polisiye olaylara ilgisi var. Basılan bölgesel polisiye romanlar genellikle Almanya çapında başarılı oluyor. Bu tip romanlarla Almanya çapında başarılara imza atmış birçok yayınevi var."

Agatha Christie
Polisiye roman deyince dünyada akla ilk gelen isim olan İngiliz yazar Agatha Christie (1890-1976) birçok polisiye roman yazarına esin kaynağı olmuşturFotoğraf: AP

Uygulanması zor formül

Artan satışlar ve büyük talep, daha fazla Alman yazarı bu türde roman yazmaya teşvik ediyor. Manfred Sarrazin bunun her zaman böyle olmadığını, zira gerçekçi bir polisiye roman yazmanın çok basit görülen ancak uygulamada zor bir formülü olduğunu belirtiyor. Sarrazin şu açıklamayı yapıyor: "Eğer bir polisiye romanda bir kadın taciri karakterine yer verilecekse ve onun gerçeğe en uygun şekilde romanda yer alması isteniyorsa; ya bir kadın taciri ya da kadın taciri tanıyan bir gazeteci tanımak gerekir. Bu, bu işin olmazsa olmazıdır."

Sarrazin gerçekten ilgi çekici bir polisiye roman için gerekeniyse şu sözlerle özetliyor: "Bir ormanı bir anda alevler içinde bırakmak istiyorsanız doğru düzgün bir Zippo çakmağa ve bir bidon benzine ihtiyaç duyarsınız. Eğer aynı şeyi bir okuyucuya yapmak istiyorsanız, düşmanlık dolu bir konu bulmalısınız. Üstelik bu düşmanlık ne kadar büyük olursa, o kadar ilgi çeker."

Sophie Wenkel / Çeviri: Banu Ertek

Editör: Ahmet Günaltay