1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Polisiye işbirliği devletlerce suistimal mi ediliyor?

6 Nisan 2018

Türkiye'nin Doğan Akhanlı ile ilgili Interpol'de çıkarttığı kırmızı bültenle başlayan suistimal tartışmaları, Katalan lider Puigdemont'un İspanya'nın isteği üzerine Almanya'da yakalanmasıyla yeniden gündeme geldi.

https://p.dw.com/p/2vdFx
EU Strafverfolgung Symbolbild
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

İspanya'da hakkında "devlete başkaldırma", "ayaklanmaya teşvik" ve "devletin parasını kötüye kullanma" suçları ile dava açılan sürgündeki Katalonya Özerk Yönetimi’nin eski başkanı Carles Puigdemont’un Almanya'da gözaltına alınması sonrasında Almanya kendini adli soruşturmalar ve siyasi nedenlerle kovuşturmaların birbirine karıştığı uyuşmazlıkların ortasında buldu.

Katalan bağımsızlık hareketinin lideri Carles Puigdemont son dönemde hakkında Avrupa çapında tutuklama kararı çıkartılan en önemli isim. Hakkındaki iade talebi üzerine Almanya'da tutuklanan ve Cuma günü şartlı tahliye edilen Puigdemont Avrupa çapındaki tutuklama kararlarının ne kadar hızlı bir şekilde politikleşebileceğinin bir örneği. Özellikle de tutuklama talebinde isnat edilen suç Alman kanunlarında bulunmuyorsa. Alman siyasetinde Puigdemont'un iadesine ilişkin sert tartışmalar yaşandı ve İspanyol hükümeti Alman mahkemesinin verdiği salıverme kararını, beğenmese de, kabul etmek zorunda kaldı.

Adli suçların kovuşturulmasına ilişkin küresel çapta çalışmalar yürüten "Fair Trials International' isimli sivil toplum örgütünün yöneticisi Ralph Bunche "Avrupa çapında çıkartılan tutuklama kararlarının amacı şüphelilerin sınırı geçerek yargı sürecinden kaçmalarını engellemektir. Ancak bu durumda şüphelilerin hakları da Avrupa çapında garantiye alınmalı” diyerek Puigdemont davasında bu konuya ilişkin soru işaretleri olduğuna dikkat çekiyor.

Avrupa çapında tutuklama kararları

2004 yılında yürürlüğe giren Avrupa çapındaki tutuklama kararları uluslararası organize suçların kovuşturmasında fayda sağlıyor. Çıkartılan tutuklama kararları geçtiğimiz yıllarda sürekli artış gösterdi. Uluslararası Kriminal Polis Teşkilatı (Interpol) tarafından çıkartılan ve kişilerin yerinin tespit edilmesi ve geçiçi olarak tutuklanması sonucunu doğuran kırmızı bültenler kimi zaman arzu edilmeyen sonuçlar doğurdu.

2017 Ağustos ayında İspanya'da geçici olarak tutuklanan Doğan Akhanlı hakkında da kırmızı bültenle arama kararı çıkartılmıştı. Uluslararası protestolar nedeniyle Türkiye'ye iade edilmedi ancak gözaltına alındıktan sonra  iki ay boyunca İspanya'dan ayrılmasına izin verilmedi. Serbest bırakılmasının ardından Almanya Başbakanı Angela Merkel, Türkiye'yi Interpol'ü suistimal etmekle suçladı.

Adli suçların kovuşturmaları hakkında dünya çapında çalışmalar yürüten "Fair Trials International" isimli sivil toplum örgütün yayınlamış olduğu "Strengthening Interpol" (Interpol'ü güçlendirme) isimli raporda "Interpol'ün gazeteciler, insan hakları savunucuları ve göçmenlere karşı bir silah olarak kullanıldığı” ifade ediliyor. Interpol'e üye 190 ülkenin arasında insan hakları ihlalleri ile öne çıkan ülkeler olduğuna dikkat çeken raporda "bu ülkelerde Interpol sistemi baskı rejiminin diğer ülkelere kadar genişletilmesi ve rejim muhaliflerinin susturulması amacıyla kullanılıyor” denildi.

Kımızı bültenle arananlar artıyor

"Fair Trials International”, hakkında kırmızı bültenle arama kararı bulunan yüzden fazla kişiye danışmanlık yapıyor. Bu isimler arasında Dünya Uygur Kongresi'nin başkanı Dolkun Isa, Rus göçmen Petr Silaev, Avusturalya'da iltica başvurusunda bulunmuş ancak terörist olduğu gerekçesiyle tutuklanan Mısırlı Sayed Abdellatif ayrıca ABD'de sığınma hakkı tanınmış olmasına rağmen tutuklanan Venezuelalı gazeteci Patricia Poleo bulunuyor.

Geçtiğimiz yılda Avrupa çapındaki arama kararlarında olduğu gibi kırmızı bültenle arananların sayısında da ciddi bir artış gözlemlendi. Interpol'ün açıkladığı rakamlara göre 2001 yılında bin 481 olan aranan sayısı 2016 yılında 12 bin 878'e yükseldi. Ancak Interpol siyasi suistimal iddialarını reddediyor.

Interpol'ün yönetmeliğine uymayan kırmızı bülten sayısının yok denecek kadar az olduğuna dikkat çeken Interpol sözcüsü DW'ye yaptığı açıklamada "müdahale anlamına gelen ya da siyasi karakter taşıyan her hareketin mutlak şekilde yasak olduğunu” vurguladı.

Interpol'de reform

Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi gibi kurumların artan eleştirileri karşısında Interpol'de reform kararı alındı. 2017 yılında kurulan "Dosya İnceleme Komisyonu” (CCF) her kırmızı bülten talebini inceliyor. Komisyon ayrıca haklarında verilmiş olan karara kendi ülkeleri dışında itiraz etme hakkı bulunmayan tutuklu sanıkların şikayetlerini de değerlendiriyor.

"Trials International” örgütü bu reformların önemli adımlar olduğu görüşünde. Ancak örgüt bu reformlara rağmen yine de siyasi suistimal riskinin tamamen ortadan kalkmadığına dikkat çekiyor. Tutuklama kararlarının baskıcı rejimlerce kötüye kullanılmasının önüne geçecek şekilde sistemin yenilenmesini talep eden örgüt, Interpol'ün denetlenmesinin önemli olduğunu vurguluyor.

Astrid Prange

© Deutsche Welle Türkçe